BM’in PKK uzantısı SDG terör örgütünü muhatap alıp, teröristlerle anlaşma imzalamasının yankıları sürüyor.

PKK unsurları Suriye’de yıllardır çocukları zorla alı koyup, terörist olarak yetiştiriyor.
BM’nin görevi terör örgütünün esir aldığı çocukları kurtarmak.
Ama BM ne yaptı?
Terör örgütüyle sözde resmi anlaşma imzaladı.
“Çocuk teröristleri serbest bıraksın” diye.
Terör örgütü ne yaptı?
Çocukları salıverdi mi?
Hayır.
Hatta BM ile anlaşma imzaladıktan birkaç gün sonra Afrin’de 14 yaşında bir çocuğu daha ailesinden koparıp, terör kampına götürdü.

Özetle BM asli görevini yapamadı, çocukları koruyamadı.
Üstüne bir de “çocukları korumak” bahanesiyle resmi muhatap aldığı ve anlaşma imzaladığı terör örgütünü meşrulaştırmış oldu.

BM’nin PKK sevgisi aslında sadece bugüne özel değil.
Türkiye Afrin’de PKK terör örgütüne yönelik Zeytin Dalı harekatına başladığı günlerde de BM’nin Cenevre’deki binası teröristlere ev sahipliği yapmıştı.

Deniz Naki adlı firari terörist başta olmak üzere bir grup PKK’lı, SDG elebaşıyla sözde resmi anlaşma imzalanan BM’nin Cenevre ofisinin önünde terör çadırı kurmuşlar, Türkiye’nin Afrin operasyonunun durdurulması için BM’den yardım istemişlerdi.

BM’nin teröristlere olan sevgisi sadece PKK’yla da sınırlı değil.
Mesela sıcak örnek Libya var önümüzde.
Libya’da darbeci bir militan grup bulunuyor, CIA’in Libya’ya yolladığı Halife Hafter adlı şahıs ile ona bağlı militanlar.
Hafter, 2014’te Libya’da darbe girişiminde bulundu.
Şimdi ise Trablus’a yönelik saldırılarla yine darbe deniyor.

Trablus’ta ulusal mutabakat hükümeti var.
Hafter, onları devirmeye çalışıyor.

Kağıt üzerinde BM’nin Libya’daki resmi muhatabı Trablus yönetimi.
Uluslararası meşruluğu BM tarafından verilmiş olan bir yönetimden bahsediyoruz.
Darbeci Hafter, buraya saldırırken BM ne yaptı biliyor musunuz?
Hafter’i resmi muhatap aldı.

Hafter’in saldırıları 4 Nisan’da başlamıştı.
Bir gün sonra BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Hafter’in 2015’te ülkeyi ikiye bölerek bir darbe yönetimi kurduğu Bingazi’ye gitti.
BM Genel Sekreteri Bingazi’de darbeci Hafter’le resmi görüşme gerçekleştirdi.
Hafter’e “askeri müdahaleden kaçının, siyasi çözüm bulun” diye akıl verdi.

BM Genel Sekreteri, Libya’da olası bir çatışmaya karşı Hafter’i uyarmış oldu.
Yani kendilerine göre BM’nin yapması gereken bir görevi yerine getirmiş oldu.
Ama bunu yaparken Libya’yı ikiye bölen, sivilleri katleden üstelik BM’nin resmen tanıdığı hükümeti yıkmaya çalışan darbecilerle resmi görüşme gerçekleştirdi.

Peki BM Genel Sekreteri elini taşın altına koyup, sırf Libya’da kan dökülmesin diye bir darbeciyi muhatap aldı da başarılı oldu mu?
Hayır, Hafter saldırılarına aralıksız devam etti.
Libya’da amacına da ulaşıyordu da Türkiye devreye girdi, BM’nin ve diğer tüm Batılı ülkelerin kağıt üzerinde Libya’nın meşru hükümeti olarak tanıdığı Trablus ulusal mutabakat hükümetinin darbeyle devrilmesini engelledi.