Bugün dünyanın gözü Doğu Akdeniz’de. Akdeniz’e kıyısı bile olmayan ülkeler Rum referansıyla ada çevresindeki doğalgaz yataklarını parselliyorlar.

 

Türkiye uluslararası haklarını korumak için bölgede arama ve sondaj faaliyetlerini yürütüyor.

Karşısında ise yedi düvel diyebileceğimiz 10’dan fazla ülke var.

 

Hepsi Türkiye’yi Doğu Akdeniz’in dışına itmeye çalışıyor.

Türkiye Doğu Akdeniz’deki yasal haklarının gasp edilmesine karşı bir mücadele başlatmış durumda.

Bugünkü mücadelenin yıllar öncesine dayanan önemli bir geçmişi var.

1974 Kıbrıs Barış Harekatı.

O harekat yapılmamış olsa büyük ihtimalle bugün Doğu Akdeniz’de mücadele bile edemiyor olacaktık.

Rumların adadaki Türklere yönelik şiddetli saldırı ve katliamlarının ardından Yunan destekli darbe sonrası Türkiye adaya harekat kararı aldı.

ABD ve İngiltere bu müdahaleye karşıydı.

Hatta Amerika, müdahale sonrası Türkiye’ye ambargo da uyguladı.

Kıbrıs barış harekatında başbakan Bülent Ecevit, koalisyon ortağı ise Necmettin Erbakan’dı.

Kıbrıs fatihi olarak Ecevit lanse edilse de harekatın asıl mimarı Erbakan’dı.

Tarihçi Dr. Barış Ertem, Ecevit’in son dakikaya kadar harekattan kaçındığını buna karşın Erbakan’ın ise sürecin başından bu yana operasyon yana tavır koyduğunu söylüyor.

Ertem’e göre Ecevit orduyu hazır tutsa da müdahale yanlısı değildi ancak Kıbrıs’taki darbe sonrası ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ile yaptığı görüşmenin ardından harekat kararı vermek kaçınılmaz olmuştu.

ERBAKAN ORDUYA “HAZIR OL” TALİMATI VERMİŞTİ

1974’te Türk istihbaratının adada faaliyetleri bulunuyor. İstihbarat adada Yunan merkezli bir darbe olacağını Ankara’ya bildiriyor. Başbakan Bülent Ecevit Amerikalı ve İngilizlerle görüşmek için Londra’ya giderken başbakan yardımcısı Necmettin Erbakan orduya “savaşa hazır olun” talimatı veriyor. Araştırmacı Alper Esen’e göre Ecevit “Ayşe tatile çıksın” demeden önce Erbakan’ın girişimleriyle asker zaten savaş pozisyonu almıştı.

EOKA’CI MAKARİOS’UN NAZİLERLE BAĞLANTISI

Harekattan önceki yıllarda bir de Makarios’un tutumu var.

Makarios bir papaz ancak terör örgütü EOKA’nın da bir üyesi aynı zamanda.

ABD’de Boston’da teoloji eğitimi alırken İngiliz istihbaratının adım adım takip ettiği bir şahıs. İngiliz istihbaratına göre Amerika’da bulunduğu yıllarda CIA ve Rum lobisiyle görüşmeleri var. İngilizler o süreçte adada tek taraflı bir Rum idaresi taleplerini reddediyor.

Makarios ise ABD’de CIA ve Rum lobisiyle adanın tamamen Rumlara verilmesi konusunda bir fikir birliğine varıyor.

Burada amaç İngiltere’nin değil Amerika’nın kontrolünde bir Kıbrıs yönetimi oluşturmak.

Makarios’un terör örgütü EOKA üyesi olduğu İngiliz istihbarat raporlarında da yazılı.

Ancak Türk katili bu Rum’un Nazilerle de bağlantısı var.

1930’lu yıllarda Makarios aşırı sağın yükselişte olduğu Avrupa’da önemli ziyaretler gerçekleştiriyor.

Bilhassa da Almanya’da Nazilerle sık sık görüşüyor.

İngiliz istihbarat raporlarında Makarios’un Almanya’da Nazi faaliyetlerine katıldığı da vurgulanıyor.

Kıbrıs’ta tek taraflı bir Rum ve Yunan yönetimi kurma fikrinin nazizimden geldiğine de dikkat çekiliyor.