Sürprizler Tunus'la sınırlı kalmayabilir
- GİRİŞ26.12.2019 09:29
- GÜNCELLEME27.12.2019 09:39
Başkan Erdoğan’ın sürpriz Tunus ziyareti kafaları da hesapları da alt üst etti.
Programda olmayan bir ziyaretti.
Ancak belli ki Başkan Erdoğan daha önce planlarını yapmış.
Çünkü Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan da Tunus’taydı.
Tunuslu bir gazeteci Türk heyetinde kimlerin olduğunu öğrenince “belli ki konu Libya, içerik ise askeri” şeklinde bir yorumda bulundu.
Sürpriz ziyaretin arkasından yapılan değerlendirmelerde özellikle Tunuslular, Türkiye ile Tunus arasında bir askeri anlaşma olabileceği yönünde görüş bildirdi.
Türkiye ile Libya arasında bir askeri anlaşma mevcut.
Libya’ya asker gönderme meselesi de gündemde.
Tunuslular, ülkelerinin güney liman ve hava üslerinin Libya’ya özellikle de Türkiye’nin desteklediği ulusal mutabakat yönetiminin merkezi olan başkent Trablus’a sınır komşusu olduğuna ısrarla dikkat çekiyor.
Yani Türkiye, Tunus üzerinden her türlü askeri ve insani yardımı Trablus’a ulaştırabilir, deniliyor.
Türkiye bu ziyaretle Libya’daki ulusal mutabakat yönetiminin darbeci Hafter’in saldırılarına karşı koruma altına alınması yönünde önemli bir güvenlik adımı atmış olabilir.
Hafter ile Sarrac hükümeti arasındaki çatışma ortamının sonlandırılması yani ateşkes meselesi de muhtemel başlıklardan biri olarak görülüyor.
Tunus’un yeni Cumhurbaşkanının birkaç gün önce Libya’dan gelen aşiret liderlerini ağırladığı ve Libya’da bir ateşkese öncülük ettiği biliniyor.
Ateşkes sağlanır, Sarrac hükümeti meşru olarak yoluna devam ederse, güvenlik kaygıları ortadan kalkar ve Türkiye ile Libya arasındaki anlaşma sağlıklı şekilde yürür.
Ama Hafter’e güven olmaz.
Neticesinde arkasında İsrail, darbeci Sisi, Yunanistan, Rumlar, Birleşik Arap Emirlikleri ve bir çok Avrupa ülkesi, ABD ve hatta Ruslar var.
Bunlardan bir kaçı desteği kesse bile Hafter kullanışlı bir adam, üstelik uzun yıllar CIA tarafından himaye edilip, Kaddafi sonrası ABD’den Libya’ya gönderilmiş bir proje paketi olduğunu da unutmayalım.
Türkiye’nin anlaşma yaptığı Trablus yönetimi, Hafter’in saldırıları altında.
Türkiye için Trablus hükümetinin devamlılığı çok önemli.
Bu nedenle Türkiye, Trablus’un güvenliğini komşusu Tunus üzerinden sağlamak adına bir hamle yapmış olabilir.
Türkiye ile Tunus arasında Libya konulu olası bir anlaşma Trablus’un güvenliğinin sağlanmasıyla da sınırlı kalmaz. Böyle bir anlaşma Türkiye’nin Libya ile oluşturduğu Akdeniz cephesine Tunus’un eklenmesini de getirir ve bu da Türkiye eksenli masayı genişletip, güçlendirmiş olur.
Bunun yansıması da Ocak ayında Berlin’de düzenlenecek olan Libya zirvesinde de görülecektir, Türkiye’nin o zirveye Trablus hükümetini direk destekleyen güçlerle birlikte katılmasının önünü açılmış olacaktır.
Bir de şu var. Türkiye eğer Tunus’la Libya’nın güvenliği ve Akdeniz başlıklı bir anlaşma sağladıysa bunun arkasının gelmesi de muhtemeldir.
Yani Libya ile başlayıp Tunus’la devam eden halkanın sonraki zincirleri Cezayir, Nijer ve Çad olabilir.
Bu ülkelerin tamamı Libya’nın sınır komşuları.
Doğu tarafı darbeci Sisi’nin kontrolündeki Mısır tarafından bir anlamda kuşatılmış olan Libya’nın batı ve güney sınırları olan Tunus, Cezayir, Nijer ve Çad gibi ülkeler de Türkiye için çok önemli.
Libya ve Trablus doğuda Mısır sınırından tehdit altında tutuluyor.
Batıda Tunus’la başlatılacak bir güvenlik zinciri, Cezayir, Nijer ve Çad ile desteklenirse, Türkiye-Libya arasındaki hayati önem taşıyan anlaşmanın selameti daha bir garanti altına alınmış olacaktır.
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol