ABD’nin Irak’taki İran’a bağlı silahlı güçleri bombalaması, Irak’ta 1 Ekim’den bu yana devam eden merkezi hükümet ve İran karşıtı ayaklanmanın önüne geçti.

Irak halkı aylardır sokaklardaydı.
İran’ın Irak üzerindeki etkisine yönelik öfke vardı.
Büyük çoğunluğu Şii olan Iraklı göstericilerin hedefi merkezi yönetim ve onu etkisi altında tutan Şii İran’dı.
Arap Şiilerle Pers Şiilerinin karşı karşıya geldiği bir süreç yaşanıyordu.
Irak halkı, İran’a “elini artık üzerimizden çek” diye isyan ediyordu.

2003’teki Amerikan işgalinden bu yana İran, Irak’ta hiç ummadığı kadar geniş etki alanları bulmuştu.
Irak’ın siyasetinden, ekonomisine, ordusundan, dış politikasına kadar yer yerine müdahale edebilir hale geldi.

2014’te DAEŞ bahanesiyle, İran Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani tarafından kurulan Haşdi Şabi militanlarıyla, Irak’taki İran egemenliği doruğa çıktı.
İran, Amerikan işgaliyle Irak’ta açılan yolu Lübnan’da Hizbullah’ı güçlendirerek, Suriye’de Esed rejimi üzerinde Şam’a hakim olarak, Yemen’de Husiler vasıtasıyla başkent Sana’yı ele geçirerek iyice genişletti.

İran, Şii hilaliyle yayılarak ilerlerken Irak ve Lübnan’da bu ülkelerin halkları, İran’a karşı ayaklandı.
Ekim ayında patlak veren gösterilerde Iraklılar da Lübnanlılar da İran’ın kendi ülkelerine yönelik müdahalelerine tepki gösterdi.

Özellikle Irak’taki Şiilerin başlattığı İran karşıtı eylemler bizzat İran’ın Irak’ta yapılandırdığı silahlı gruplar tarafından bastırıldı.
1 Ekim’den itibaren en az 450 Iraklı gösterici, İran’a bağlı ya da İran yanlısı silahlı gruplar veya onları destekleyen güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu öldürüldü.

Trump dönemiyle Obama’dan kalan İran politikaları terse dönmüştü.
Önce Obama’nın kaldırdığı ambargolar yeniden yürürlüğe girdi.
Ardından Trump’ın körfez üzerinden İran’a yönelik tehditleri başladı.

Irak’taki İran karşıtı halk ayaklanması da ABD tarafından desteklendi.
Kasım ayına gelindiğinde bu kez İran’da da rejim karşıtı İran halkının sokak hareketleri baş gösterdi.

Trump yönetimi her ne kadar İran’a yönelik tehditkar politikalarını sürdürse de işin sonunun savaş veya bölgesel bir çatışmaya değil de müzakere masasına getirilmesi konusunda sinyaller verdi.

Tam bu noktada Irak’taki koalisyon güçlerine yönelik saldırıdan Haşdi Şabi’yi sorumlu tutan Pentagon, 2’si Suriye’de, 3’ü Irak’ta olmak üzere İran’a bağlı silahlı grupların toplam 5 karargahını bombaladı.
Hava saldırılarında 25 kişi öldü.

Haşdi Şabi intikam yemini etti.
24 saat sonrasında ise Bağdat’ta İran yapılanması Haşdi Şabi’ye bağlı silahlı gruplar sokağa çıktı. Amerikan karşıtı gösteriler başlatıldı.
Birkaç saat içerisinde Bağdat karıştı.
Haşdi Şabi silahlı milislerinin başlattığı yürüyüş, Irak halkını da harekete geçirdi.
Kısa bir süre öncesine kadar Bağdat’ta İran ve merkezi yönetimi protesto ettikleri için Haşdi Şabi’ye bağlı silahlı grupların saldırısına uğrayan Iraklılar, aynı meydanlarda bu kez Haşdi Şabi’nin başlattığı Amerika karşıtı gösterilere katıldı.
Nihayetinde yeşil bölgeye girildi ve Amerikan büyükelçiliği basıldı.
Haşdi Şabi ve İran, Bağdat’taki Amerikan Büyükelçilinin bazı bölümlerinin ateşe verildiğini, bazı duvarlarına Şii silahlı milislerin bayraklarının asıldığı görüntülerle tüm dünyanın gözü önünde Amerika’ya meydan okudu.

Amerika, Irak’ta İran’ı vurdu ve düne kadar devam eden Irak’taki Iraklıların İran başkaldırısı bir anda ortak bir Amerikan karşıtı mücadeleye dönüşüverdi.

Amerika bunu daha önce de yapmıştı.
2018’in ilk günlerinde İran halkı, Tahran rejimine karşı ayaklandığında ve gösteriler çığ gibi büyüdüğünde ABD Başkanı Trump ve İsrail Başbakanı Netanyahu’nun “İran halkının arkasındayız” şeklindeki destek mesajları, İran’daki rejim karşıtı ayaklanmanın bıçak gibi son bulmasının önünü açmıştı.

İran halkı da Irak halkı da kendi işlerini kendileri görmek istiyor.
Dışardan hele hele Amerika veya İsrail’den gelen müdahalelere anında reaksiyon gösteriyor.

Burası Ortadoğu.
Amerika ya Ortadoğu’nun ruhunu tam olarak hala anlayabilmiş değil ya da çok ama çok iyi anlamış ve ona göre hamleler yapıyor