Barkey ile Kavala'nın tesadüfleri
- GİRİŞ24.02.2020 09:14
- GÜNCELLEME25.02.2020 09:25
İstihbarat ajanları deşifre olana kadar her türlü entrikaya başvurabilirler, profesyonellerdir ama yakayı ele verdiklerinde çiklet çalarken bakkala yakalanan çocuktan farksız olurlar.
2018’de İngiltere’de çift taraflı ajan olan Skripal’la kızını zehirleyen iki Rus ajan, yakalandıktan sonra ortadaki bütün delillerle alay edercesine “biz turistiz, her şey tesadüf” diye ifade vermişti.
O Rus ajanlar gibi deşifre olunca benzer söylemi kullanan nice örnekler var.
Henri Barkey, ABD Dışişlerinde görev yaptı.
İşinden dolayı CIA’le yakın temas halindeydi.
Resmi görevinden ayrıldıktan sonra STK’lar için raporlar yazdı hala da devam ediyor.
Uzmanlık alanı Türkiye.
O kendisini böyle tanımlıyor.
Kesinlikle “CIA ajanı değilim” diyor.
Ama Türkiye için karanlık bir adam olduğundan kuşku yok.
Barkey 15 Temmuz’dan günler önce Diyarbakır’daydı.
15 Temmuz darbe girişiminin faillerinden olan Osman Kavala da aynı günlerde oradaydı.
Henri Barkey buna “tesadüf” dedi.
“Diyarbakır’da dostlarım var, Osman’ın da orada olmasıyla alakam yok hem Diyarbakır’a gitmek suç mu” diye kendini savurdu.
Henri Barkey 15 Temmuz günü Büyükada’daydı.
ABD-İran nükleer anlaşması için toplantı yaptıklarını söyledi.
“Gençliğim Büyükada’da geçti, orayı çok severim o yüzden Büyükada’da toplandık” dedi.
Henri Barkey darbe girişiminden 3 gün sonra 18 Temmuz’da İstanbul Karaköy lokantasındaydı.
Osman Kavala da oradaydı.
İnkar etmedi ama yine “tesadüf” dedi.
“Karaköy lokantasını çok severim, oraya yemeğe gittiğimde Osman’ı gördüm. Beni görünce kalktı ve ayaküstü 4-5 dakika sohbet ettik. Osman’ın en büyük şanssızlığı o gün o lokantada tesadüfen denk gelmemiz” diye konuştu.
Darbe girişiminden sonra bir daha Türkiye’ye gelemedi.
Hakkında yakalama kararı var.
İstihbaratçılıkla kuraldır, birden fazla tekrarlanan her hangi bir şey “tesadüf” sayılamaz.
Hadi ilki neyse ama ikincisinden itibaren mutlaka şüphe duyulur, üzerine gidilir.
Barkey, iddia ettiği gibi ajan değilse de istihbarata yakalanmış.
15 Temmuz öncesinde, 15 Temmuz’da ve 15 Temmuz’dan 3 gün sonra.
Üçünde de hem kendi adı var hem de 15 Temmuz darbe girişiminin dolayı yargılanan Osman Kavala’nın adı.
Hepsi kayıtlı.
Zaten hiç birini inkar etmiyor.
Ama hepsine de “tesadüf” diyor.
O “tesadüf” diyor ama bakalım içerdeki Osman Kavala bunlara ne diyecek?
Yorumlar6