Sisi, Libya tezkeresini aldı. Tezkere öncesi ve sonrası yaptığı çok kritik iki görüşme var.

Libya’ya asker gönderme yetkisini almadan önce Dışişleri Bakanı Semih Şükrü’yü Ramallah’a gönderdi. Sonra kendisi de Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ı aradı.

Sisi, Filistin’e bir teklifte bulundu. “Siz Türkiye’nin Libya’daki varlığına karşı çıkın, tepki gösterin ben de İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak planında sizi destekleyeyim” dedi.

Sisi’nin hamlesi bununla sınırlı kalmadı. Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükrü Mahmut Abbas’ı ziyaretinin ardından Ramallah’tan Amman’a geçerek Ürdün Kralı Abdullah’la bir araya geldi. Sisi’nin “Libya konusunda Türklere karşı bize destek olun” talebini Ürdün Kralına da iletti.

Filistin’le Ürdün’ün Sisi’ye ne yanıt verdiği bilinmiyor.
Ama bilinen bir şey var, o da Sisi, Mısır ordusunu Libya’ya gönderip, Türkiye’nin karşısına dikilme noktasında Arap Dünyasından destek arıyor.
BAE, Suudi Arabistan, Bahreyn gibi körfez ülkeleri, Sisi’nin yanında.
Ama Mısır kendi sınırına yakın bölgelerdeki Arap liderlerinin tam desteği olmadan Libya’da Türkiye’nin karşısına çıkma konusunda tereddüt yaşıyor.

Sisi’nin buradaki planı şu:

Libya’yı gündemin en tepesine oturtup, Etiyopya’daki Nil nehri nehri üzerinde kurulan ve Mısır’ı susuz bırakan Rönesans barajı konusundaki çaresizliğini örtülemek istiyor.
Bunun dışında Mısır ordusunun hali ortada. Rütbeli subaylar bile ekonomik kriz nedeniyle sokaklarda işportacılık yapıyor. Sisi, yurt dışından aldığı borç paralarla Fransa, ABD ve bilhassa Rusya’dan anormal derecede silah satın aldı. Silah var ama Sisi’nin askerinde savaş cesareti ve yeteneği soru işareti.

Libya’ya girerlerse tarumar olma ihtimalleri çok yüksek.

Sisi, bunun farkında ve tezkere öncesi Arap liderlerin desteğini alıp, Libya’da yenildiği takdirde, “Türk askeri, Mısır ordusuna saldırdı, Türk askeri, Müslüman Mısır askerlerini öldürdü” algısını dolaşıma sokmayı amaçlıyor. Bu olasılık dahilinde Türkiye’yi Arap dünyasının tepkisiyle baş başa bırakmayı umuyor.

Sisi, tezkere meclisten geçtikten hemen sonra ise ABD Başkanı Trump’la görüştü.
Trump’ın mesajı ise çok açıktı. Gerginliğin tırmandırılmaması konusunda Sisi’yi uyardı.

ABD, Libya’da bizzat sahada değil. Salgın, sokak olayları ve seçim nedeniyle Libya’ya yoğun bir mesai harcanamıyor mu yoksa bilerek mi böyle bir politika izleniyor, bilinmiyor ama bildiğimiz şey, ABD’nin Libya’daki gelişmeleri nispeten kenardan izleyip, yönlendirme yaptığı.

ABD, Sisi’nin Libya’ya girmesine temkinli, bunu desteklemiyor. Desteklerse bir Arap ordusu, Libya’da NATO müttefiki Türkiye ile savaşabilir. ABD, son dönemde sancılı bir süreç geçiren NATO’nun bir de bu yüzden yıpratılmasını istemiyor, olabilir.

Ya da Sisi’nin hamlesinin, Mısır’dan çok Rusya’nın işine yarayacağı, böyle bir adımla, Rusya’nın Libya’da elini daha da güçlendireceği ihtimali, ABD’nin tercih etmediği bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor.