Biden'la bazı kapılar da açılabilir
- GİRİŞ10.11.2020 09:05
- GÜNCELLEME11.11.2020 09:51
Trump’ın gidişi, Biden’ın gelişi, bütün dünyayı ilgilendiriyor ama Suudi Arabistan’ı herkesten daha çokalakadar ediyor.
Biden’ın zaferiyle Riyad’da tansiyon yükseldi, yeni arayışlar başladı ilk hedef ise Türkiye ile ilişkileri yoluna koymak.
Trump iyiydi, hoştu ama İsrail ekseninde öyle bir Ortadoğu dizayn etmeye kalktı ki, Suudi Arabistan bir numaralı Türkiye düşmanı haline getirildi.
Biden, Türkiye’yi seven biri değil hatta fırsatını bulduğunda hedef almaya kalkışacak bir figür.
Biden’ın ABD’sinden, Türkiye’ye hayır gelmez.
Obama’nın bıraktığı yerden devam edecektir.
İşte bunu yaparken, Trump’ın inşa ettiği bazı politikalar da ister istemez ters düz olacak.
Onların başında Suudi Arabistan geliyor.
ABD’nin Suudi Arabistan’la ilişkisi hangi başkan olursa olsun, değişmez. Hep güçlü kalır.
Ama şahıslar için aynı durum geçerli değil.
Bugün Suudi Arabistan’ı öyle ya da böyle gittiği raydan çıkaran kişi, veliaht prens Muhammed bin Selman’dı.
Trump ABD’ye başkan olduğunda MBS, Suudi Arabistan’da savunma bakanıydı. Babası kral olduğu için veliahttı ama birinci sıradaki veliaht değildi.
Trump’ın damadı Kushner ve BAE veliaht prensi Muhammed bin Zayed’in arka çıktığı MBS, önce Katar krizi ardından Riyad’daki prenslere yönelik operasyonlarla babası Kral Selman’dan sonra tahta geçecek kişi olarak görülen, birinci veliaht yapıldı.
Devirdiği isim yani asıl birinci veliaht Muhammed bin Nayef’di.
Bin Nayef Demokrat-Cumhuriyetçi ayrımı yapmadan ABD ile arası iyi bir isimdi.
Türkiye konusunda ise hep olumlu görüşleriyle ön plana çıkan bir figürdü.
Zaten o tarihlerde Suudi Arabistan ile Türkiye arasında da bazı görüş ayrılıkları dışında fazla da bir sorun yoktu. Yani ortam bugünkü gibi asla değildi.
MBS’nin Riyad yönetimindeki etkisi arttıkça, Suudi Arabistan Türkiye’yi hedef almaya başladı.
İş, Türk mallarını boykota kadar ilerledi.
MBS kanadının Türkiye düşmanlığında, arkadan itici güç BAE’ydi.
Baba Kral Selman ne kadar buna razı olmasa da oğlu veliaht Prens MBS’nin önünde duramadı.
Trump’ın ABD’si, İran’ı direkt hedef alıyor, Suudi Arabistan birinci tehdit olarak algıladığı Tahran’a yönelik Trump baskısıyla rahatlıyordu.
Oysa Trump’tan önce Türkiye’nin hem İran’la hem de Suudi Arabistan’a yürüttüğü çok özel ilişkiler vardı.
Mesela İran Cumhurbaşkanı Ankara’ya gelince, Suudi Arabistan teyakkuza geçer, onlardan da bir heyet peşi sıra Türkiye’ye gelirdi.
Aynı durum Türkiye-Suudi Arabistan arasındaki karşılıklı ziyaretler ve görüşmelerde İran için de geçerliydi.
Trump, bu dengeyi alt üst etmiş oldu. Bunu yapan direkt Trump değildi. Ama Trump’ın politikaları, bir kelebek etkisiyle MBS’yi, BAE kontrolüne geçirmiş, Suudi Arabistan’ı etki altına almış ve Türkiye düşmanı bir Riyad yönetimi ortaya çıkıvermişti.
2 Ekim 2018’deki Cemal Kaşıkçı cinayeti de bir başka faktör oldu.
Cinayetin bir numaralı sorumlusu MBS’ydi. Ve bu cinayeti İstanbul’da gerçekleştirerek, Türkiye’yi hedef almayı planlamışlardı.
Kaşıkçı cinayeti ortaya çıkınca Muhammed bin Selman ABD’de istenmeyen adam ilan edildi.
Bugün seçim sürecinde Trump’ın karşısında duran kim varsa, tamamı, 2018’de Muhammed bin Selman’a “katil” diye haykırıyordu.
Trump ise silah satışları nedeniyle toz kondurmadığı MBS’yi şahsi olarak koruma altına aldı.
Trump dönemi bitti.
Şimdi ABD’de düne kadar MBS’ye katil diyen, MBS’yi koruyor diye Trump’ı “yataklıkla” suçlayan kesim Beyaz Saray’da.
Ve onların kontrolündeki Beyaz Saray’a, boynunda Kaşıkçı cinayetinin suç aleti olan elektrikli testereyi taşıyan Muhammed bin Selman bir daha girebilir mi?
Bu endişeyi iliklerine kadar hissediyor MBS.
Biden’ı hemen tebrik etti, babasıyla birlikte.
Ama korkusu daha yeni başlıyor.
Sadece Kaşıkçı cinayetinden dolayı değil Biden’ın İran’a bakışı da Trump’dan tamamen farklı. Biden, müzakere sürecinin yeniden başlatılmasından yana. Bu durum Obama dönemindeki gibi Suudi Arabistan üzerindeki İran baskısını arttıracak. Ve doğal olarak Suudi Arabistan’ı, bölgede kendisini rahatlatabilecek yeni ilişkiler kurmaya itecek.
Kral Selman’ın İzmir depreminden bir hafta sonra Türkiye’ye yardım teklifini de hesaba katacak olursak, Biden dönemi, Riyad’da Türkiye bakış açısını değiştirebilir.
Aslında Riyad’da MBS etkisi dışında kalan ama sesleri bastırılan kesimin Türkiye ile hiçbir problemi yoktu.
Sorun MBS’ydi.
Biden’ın politikalarının MBS’yi dışlama opsiyonu açık.
Hatta Suudi kraliyetinde kulislere eski veliaht prens Muhammed bin Nayef’in adı, Biden’ın gelişiyle yüksek sesle dillendirilmeye başladı.
Yorumlar1