Tek dertleri Türkiye mi, peki ya başka?

  • GİRİŞ21.01.2021 09:04
  • GÜNCELLEME22.01.2021 08:55

Biden yönetiminin Dışişleri Bakanı Antony Blinken daha göreve başlamadan Türkiye’yi hedef aldı.
Sürpriz mi? Kesinlikle hayır.

Blinken, Biden’ın seçtiği Dışişleri Bakanı.
Obama döneminde Biden başkan yardımcısıyken, Blinken dışişleri bakan yardımcısıydı.

Bu yönetimin Türkiye şifresini Joe Biden seçimden yaklaşık 1 yıl önce Başkan Erdoğan hakkında sarf ettiği darbe imalı sözlerle vermişti.

Başkanına, Dışişleri Bakanına, Savunma Bakanına, Ortadoğu temsilcisine bakıldığında, tepeden tırnağa Türkiye karşıtı bir ABD yönetimi görüyoruz.

“Biden’ın falanca yere atadığı falanca kişinin, PKK’yla ilgili şu sözleri var” gibisinden sıkça haberler duyuyoruz daha da duyacağız.
Zaten Biden olsun, Trump olsun fark etmiyor, her dönemde ABD’de üst düzey görev yapan bakanların, bakan yardımcılarının PKK-PYD’yi öven ya da FETÖ’ye toz kondurmayan açıklamalarına rast gelebiliyoruz.
Bunların artık haber değeri yok.
Olur da bir Amerikalı çıkar, PKK’yla birlikte PYD’yi, YPG’yi, SDG’yi hepsini terör örgütü ilan eder, FETÖ için “yıllardır beslediğimiz lanet olası bir terör örgütü” der, o zaman bakarız.

Şimdi gelelim Antony Blinken’ın sözlerine.
Türkiye için “sözde stratejik ortak” diyor.
Hiçbir sorun yok.
Aksine “stratejik ortak” deseydi, problem diyebilirdik.
Çünkü ABD, Türkiye’yi hala kendi çıkarları için ortak görüyor, demek olurdu.

Zaten CAATSA yaptırımlarını uygulayarak, Türkiye’yi hasım ve düşman gördüklerini ilan etmişlerdi.

Blinken S400 konusunu kabullenmiyor.
Yaptırımları yeterli bulmuyor, “fazlasını yapabiliriz” mesajını veriyor.
Yani Türkiye’ye karşı yeni yeni kartları sahaya sürebilirlermiş.

Belli ki yaptırımlarla birlikte Libya, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konularında Türkiye’nin karşısına problem çıkarmaya çalışacaklar.

ABD ile iyi bir ilişki, bu şartlarda mümkün görünmüyor. Foreign Policy’de geçen ay çıkan makalede de açık açık vurgulanmıştı, Türkiye ile iyi ilişki için Erdoğan bir engel, CHP olsa ABD ile Türkiye gül gibi anlaşır, denilmişti.

Peki ABD yönetiminin tek derdi Türkiye mi olacak?
Yani Türkiye’yle uğraşarak, Türkiye’yi hizaya çekmeye çalışarak, tüm meselelerini çözmüş olacaklar mı?

Çünkü Biden yönetiminin evvela halletmesi gereken deve dişi gibi başka sorunları var.
Öncellikle ABD karpuz gibi ikiye bölünmüş durumda.
Trump kaybetti ama Trumpizm devam ediyor.
Kendi kongre binasını koruyamayan, bir yemin töreni için başkentlerini Bağdat’a çeviren bir ABD yönetimi önce Amerika’da günlük hayatı düzene koyabilmeli.

Önce içeriyi toparlayıp sonra dışarıya bakmalı.
Dışarı derken de Türkiye’den öncelikli meselelere odaklanmalı.

Mesela İran.
Trump, İran’ı vurmak için uğraşıp durdu, belki savaş çıkaramadı ama Biden’a bir dış politika enkazı bıraktı.
Biden şimdi İran’la müzakereye oturmaya çalışıyor.
Tahran’ın Obama-Biden arasındaki 4 yıllık süreçte ABD’ye güveni sıfıra inmiş durumda.

Üstelik İran’la yapılacak müzakere Trump’ın inşa ettiği İsrail politikalarının karşısında bir tehdit olarak duruyor.
Yani Biden, oldukça hassas olan İran-İsrail denklemini kırıp dökmeden yürütmeli, ne yapacaksa.
Trump yok ama İsrail her an İran’la kapışabilir.

Suudi Arabistan bir diğer konu.
MBS, Trump döneminde baş tacı edildi.
Elinde ise Kaşıkçı’nın kanı var.
Biden’ı destekleyenler, 2018’de Kaşıkçı öldürüldüğünde MBS’yi kolluyor diye Trump’a ateş püskürüyordu.
Şimdi o dosyayı açmalılar, tabi ki açarken Suudi Arabistan’ın nasıl reaksiyon vereceğini de hesaba katmalılar.

Bunun dışında İran’la müzakere niyeti sadece İsrail’i değil Suudi Arabistan’ın da tepki vereceği bir konu. Buradan anlıyoruz ki Biden, Kaşıkçı veya İran konusunda ne yapacaksa önce İsrail’i susturmalı ve Suudi Arabistan’da MBS devrini kapatıp, kendine uygun bir kral bulmalı. Tabi tüm bunlar ha deyince olacak işler değil.

Trump’ın bıraktığı enkazdan biri de AB.
AB; Trump’tan çok çekti ve tıpkı İran gibi Biden’ı dört gözle bekliyor.
Ama Trump tam giderken İngiltere AB’den çıktı.
ABD’ye karşı güven sorununun yanı sıra eksik bir AB, Biden için tam olarak ne ifade edecek?

Rusya ve Çin’e gelecek olursak.
4 yıllık Trump politikalarının neredeyse tam tersinin uygulanması planlanıyor.
Ama bu bir konsol oyunu değil.
Çin’le kavga etmeden, tartışma boyutunda, mücadele edip, gerçek düşmanın Rusya olduğunu kabullenerek, nasıl bir politika uygulanacak, merak ediliyor, doğrusu.
Zira Rusya da Biden’ların bıraktığı 2016’dan çok daha fazla etrafa yayılmış durumda.

Tüm bunların yanı sıra Trump’ın boşladığı Afganistan, Irak, Doğu Akdeniz, Libya ve Kafkasya’da da Biden’ın ajandasında farklı politikalar bulunuyor.

Yorumlar2

  • pelin 3 yıl önce Şikayet Et
    Ülkemizi kurtaracaklarina inanmıyorum. Bizi kurtarma yalanıyla ülkemizi işgal etmek ...bir Hintli anlatmıştı: Hindistan'da inekleri öldürmek yasak olduğu için Baba başlarını okşaya okşaya kenara çekerlermiş bizi de öyle başımıza okşaya okşaya kenara çekmeye çalışıyorlar
    Cevapla
  • Yavuz Sultan Selim 3 yıl önce Şikayet Et
    abd chp olsa gül gibi anlaşırız demesi bile aslında onurlu bir chp için züldür ama nerede o onur hatta daha fazlası var çünkü chp bu ülkenin sözde ana muhalefetidir koyun gibi abd'ye teslim olmuş mandacı sömürge valisi iç düşman ve haindir !..
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat