Asıl tehlike pazartesi! İşte İsrail'in tapınak planı
- GİRİŞ08.05.2021 09:50
- GÜNCELLEME10.05.2021 09:29
Mescid-i Aksa’da Cuma akşamı yaşananlar bir bütünün parçası.
O bütün İsrail’in Aksa’yı sinagoga çevirme planı.
2010’a kadar gayri Müslimlerin Mescid-i Aksa’ya girmesi yasaktı.
İsrail bu yasağı öyle ya da böyle uyguluyordu.
Yahudilerin girmesine izin vermiyordu.
Eylül 2000’de Ariel Şaron, Aksa’nın avlusuna girdiğinde ikinci intifada çıkmıştı.
Mescid-i Aksa Filistinliler için kırmızı çizgiydi.
Ancak 2010’dan itibaren bu kırmızı çizgi delindi.
O dönem Likud Partisi milletvekili Moşe Feiglin’in Mescid-i Aksa’ya yaptığı baskın sonrasında İsrail Başbakanı Netanyahu’nun buna göz yummasıyla Aksa’ya yapılan baskınlar periyodik hale getirildi.
Son 11 yıldır haftanın belirli günlerinde Yahudi gruplar polis eşliğinde Mescidi Aksa’ya giriyorlar.
Filistinliler ilk andan itibaren buna reaksiyon gösterseler de dünya Müslümanlarından ses çıkmaması üzerine İsrail durumu sıradan hale getirdi.
Ramazan ayının ilk gününden itibaren Şam Kapısındaki engellemeler, Mescid-i Aksa’ya yürüme mesafesindeki Şeyh Cerrah semtindeki istila ve saldırılara Mescid-i Aksa’ya yönelik kanlı bir baskın da eklenmiş oldu.
Ancak ve maalesef bu halkada bir tehlike daha var.
O da 10 Mayıs Pazartesi günü aşırı sağcı Yahudilerin oluşturduğu çok sayıda Tapınakçı grubun, bugüne kadarki en büyük kalabalıkla Mescid-i Aksa’ya yapmayı planladıkları baskın.
İsrail bu tarihlerde Kudüs Günü diye bir kutlama yapıyor.
Yahudi takvimine göre o gün bu yıl 10 Mayıs’a denk geliyor.
Mescid-i Aksa’ya Tapınak Dağı diyen tapınakçı grupların üyesi olan 30 binden fazla fanatik siyonistin Pazartesi günü Müslümanların ilk kıblesine baskın yapması planlanıyor.
Bununla ilgili tüm hazırlıklar günlerdir yapıldı ve tamamlandı.
İşte asıl tehlike o zaman.
Çünkü Siyonistlerin tüm derdi Mescid-i Aksa’yı bir Yahudi mabedi haline getirmek.
Cuma günü yapılan baskın Pazartesi günü yapılması planlanan baskının bir provası niteliğindeydi.
İsrail her zaman olduğu gibi nabız ölçecek.
Hem Filistinlilerin hem de Müslüman dünyasının tepkilerine bakacak.
O tepkiler hafif kalırsa Pazartesi günkü baskın bugüne kadar eşi benzeri olmamış düzeyde bir Siyonist şovuna dönüşecek.
Maalesef Arap dünyası İsrail’in bu planlarına hep sessiz kaldı.
Filistinliler yıllardır defalarca uyardı ama onları dinleyen olmadı.
Şu an İsrail 1994’de yine bir Ramazan ayında El Halil kentindeki Hazreti İbrahim Camini nasıl bir katliam sonucu sinagoga çevirdiyse aynısını Kudüs’te Mescid-i Aksa üzerinde deniyor.
El Halil emsali Müslümanlar tarafından hatırda bile değil.
Ama İsrail o emsal üzerinden Kudüs’ü Yahudileştirip Mescidi Aksa’yı da sinagoga çevirme planını adım adım uyguluyor.
Silvan, Şeyh Cerrah gibi semtlerdeki Filistinlilerin sürgün edilmesi, evlerine el konulması, bu mahallelerin Yahudileştirilmesi de planın parçası.
Çünkü buralar Mescid-i Aksa’ya yürüme mesafesindeki Filistin semtleri.
Aynı şekilde Ramazan’ın ilk gününden itibaren Mescid-i Aksa’ya giden en kalabalık kapı olan Şam Kapısındaki engellemeler de aynı planın parçası.
Çünkü Mescid-i Aksa’nın etrafı ne kadar Müslümanlardan arındırılırsa Mescid-i Aksa’nın da Müslümanlardan arındırılıp, Yahudi mabedine dönüştürülmesi o denli kolay olacak.
İlk etapta Mescid-i Aksa bölünecek. Kubbetüs Sahra çevresindeki alan Yahudilere sinagog olarak tahsis edilecek.
Sonrası ise daha vahim.
Çünkü İsrail Mescid-i Aksa’nın yarısıyla yetinmeyecek.
Bir müddet sonra burayı tamamen yıkıp, yıllardır o dillerinden düşürmedikleri büyük mabedi inşa edecekler.
Maalesef dunum bu denli açık ve ciddi.
Çok öteye gitmeden sadece son 10 yıla bakıp neler olmuş bir dikkat edilirse, görünen köyün kılavuza ihtiyacının olmadığı da tüm çıplaklığıyla anlaşılacaktır.
Yorumlar6