Ruslar Filistin'e nereden sınır oluyor da Putin öyle dedi
- GİRİŞ16.05.2021 09:07
- GÜNCELLEME16.05.2021 12:14
İsrail Gazze’de katliam yapıyor, Filistinliler ayakta.
Rusya Devlet Başkanı Putin Ortadoğu’daki kanlı manzara için öyle bir cümle sarf etti ki, duyan şaşırdı.
Putin Moskova’da ulusal güvenlik konseyi toplantısında, “Filistin-İsrail çatışması sınırlarımızın hemen yakınında oluyor ve güvenlik çıkarlarımızı doğrudan etkiliyor” dedi.
Bir cümlede iki büyük detay vardı.
Birincisi Rusya’nın sınırlarıyla alakalı olanı.
Putin diyor ki, “Filistin-İsrail çatışması sınırlarımızın hemen yakınında oluyor”.
Rusya’nın Filistin’e, İsrail’e mesafesi binlerce kilometre. Arada sınır falan yok.
O halde Putin neden bu ifadeyi kullanmış olabilir?
Suriye’de çok yoğun bir Rus varlığı mevcut.
Rusya, Suriye’nin güneyiyle, İsrail’in kuzeyini yani Golan’ı kast ederek, İsrail ile bir sınır komşuluğundan bahsetmiş olabilir.
Ya da Kudüs’te Rus toprağı var.
2008’de Kudüs’teki Yafa caddesinde bulunan ve Rus kiliseleriyle tarihi yapılarının yer aldığı bölge Ruslara devredilmişti.
Son olarak 2020 yılında Kudüs eski şehir içerisindeki Mescid-i Aksa’ya da çok yakın bir noktada olan Kıyamet Kilisenin yanındaki meydanın mülkiyeti, Rusların uzun taleplerinin ardından İsrail başbakanı Netanyahu tarafından Moskova’ya verilmişti.
Putin Golan üzerinden İsrail’le, Kudüs’teki toprak varlığından da Filistin’le bir sınır bağı kurmuş olabilir.
Putin’in cümlesinin devamındaki ifade de son derece dikkat çekici.
Önce bölgeyi sınır komşusu ilan ediyor sonra da “bu çatışma güvenlik çıkarlarımızı doğrudan etkiliyor” diyor.
Yani Putin, bölgenin gerçek sınır komşuları olan Mısır’ın, Ürdün’ün, Lübnan’ın duymadığı güvenlik endişesini, tee Moskova’dan hissettiklerini söylüyor.
Putin, Filistin’i, İsrail’i kendine sınır komşusu ilan ettiyse ve ortadaki savaşın Rusya için bir güvenlik meselesi olduğunu söylediyse, bu boşuna kurulmuş bir cümle olamaz.
O halde Putin neyin peşinde?
90’ların başında birinci intifada döneminde BM, AB, ABD ve Rusya’nın öncülüğünde Ortadoğu Dörtlüsü kurulmuştu.
Bu dörtlü 2002’de ikinci intifa sırasında da devredeydi.
Rusya, her ne kadar dörtlünün içerisinde yer alsa da ABD ve AB kadar söz sahibi olamadı.
Dörtlü içerisinde güç hissettiremedi.
İsrail’in Gazze saldırılarıyla üçüncü intifada benzeri bir durumun yaşandığı bölgedeki kriz için Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, “Ortadoğu Dörtlüsü acilen toplanmalı” diyor.
Belli ki Filistin’i kendine sınır komşusu sayan Putin, kadük haldeki Ortadoğu Dörtlüsünü devreye sokarak, dörtlü içerisindeki Rus rolünü de aktifleştirerek, “bu benim sınırımdaki bir güvenlik sorunudur” deyip, İsrail-Filistin meselesinde öncülük yapmak niyetinde.
Rusya, İsrail’le de Filistin’le de ilişkileri iyi olan bir ülke.
İsrail Başbakanı Netanyahu, Putin’in son yıllarca en çok görüştüğü liderlerden biri.
Putin 30 Eylül 2015’de Rusya’yı Suriye iç savaşına fiili olarak sokarken de Netanyahu ile görüşmüş neticesinde İsrail’in sık sık Suriye’deki İran hedeflerine yönelik hava saldırılarına Ruslar sessiz kalmayı tercih etmişti.
Bu süreçte iki ülke zaman zaman gerginlikler de yaşamadı değil.
17 Eylül 2018’de İsrail savaş uçakları Suriye’deki İran mevzilerini bombalarken, rejimin S200 hava savunma sistemleri devreye girmişti.
İsrail jeti o sırada havadaki Rus İl-20 tipi askeri uçağını kalkan yapınca, Esed’in Rus malı füzesi, İsrail jeti yerine Rus uçağını vurup, uçaktaki 14 Rus askerini öldürmüştü.
Böylesine ölümcül ve savaş sebebi sayılacak hadiseye rağmen Rusya ile İsrail yakın teması elden bırakmayarak, bu tarz krizleri pansuman edebildiler.
Ancak Putin’in Netanyahu ile olan ilişkisi, Filistinli liderlerle de var.
Hem Filistin devlet Başkanı Mahmut Abbas hem de Hamas lideri İsmail Heniye’nin sık sık Moskova’yla temas kurdukları da biliniyor.
Yorumlar4