YPG'ye peş peşe ziyaretler ne anlama geliyor?
- GİRİŞ25.05.2021 08:31
- GÜNCELLEME26.05.2021 09:27
Amerikalılar son günlerde Suriye’nin kuzeyinde YPG teröristlerini peş peşe ziyaret etti.
Önce ABD’nin Suriye Özel Temsilci yardımcısı olan David Brownstein, YPG teröristleri ile Haseke ve Deyruzzor’daki Arap aşiretleri ziyaret etti.
Ardından ABD Dışişleri Bakanlığından bir heyet bölgeye geldi. Benzer ziyaretleri onlar da yaptı.
Ve son olarak ABD ordusundan CENTCOM’un komutanları Öcalan’ın manevi oğlu olan Mazlum Kobani kod adlı terörist elebaşıyla görüştü.
Tüm bu ziyaretler zinciri 18 Mayıs-24 Mayıs tarihleri arasına yani bir haftaya sıkıştırıldı.
Peki bunun bir anlamı var mı?
Biden yönetimi ne planlıyor?
Öncelikle vurgulamak gerekir ki Biden yönetimi Suriye’deki PKK uzantıları ile yola devam ediyor. Bu çok net belli.
Hedefte bir sapma yok.
Bununla birlikte YPG ile SDG adlı terör yapılarını birbirinden sözde ayırma ısrarı da var.
SDG 2015’de Pentagon tarafından kuruldu.
İçinde büyük ölçüde YPG-PYD teröristleri var.
Az da olsa Araplara da yer verildi.
Suriye Demokratik Güçleri adlı yapı, Türkiye’nin o dönemki yoğun tepkilerine karşın, “biz PKK uzantılarını değil SDG’yi destekliyoruz bakın bunlar PKK’lı değil içlerinde Araplar da var” demek için kurulmuş, paravan bir terör örgütüdür.
Dediğimiz gibi yapının bünyesinde az da olsa Arap unsur var.
Amerikalı heyetler son bir haftada YPG’lilerle birlikte SDG içerisindeki Arapları da ziyaret etti.
Haseke ve Deyrizor’da bulunan Arap aşiretlerine gidildi.
Onlara SDG bünyesinde daha fazla askeri ve siyasi rol vaat edildi.
ABD, Haseke ve Deyrizor’da çok huzurlu değil. Planları tıkır tıkır işlemiyor.
Bir nebze sıkışmışlık söz konusu.
İşte bu sıkışmışlıktan çıkmak için özerklik meselesini bir an önce halletmek istiyorlar.
Özerklik konusunda bölgedeki Arap aşiretlerin tepkilerine karşı onları da bu yapıya katacaklarını vaat ederek, ikna turları yapıyorlar.
Trump döneminde Amerikalı bir şirket YPG bölgesinde petrol üretimi yapma ve satma izni almıştı. Biden yönetimi o şirketin faaliyetlerini durdurdu.
Belli ki ABD, bölgede yerel anlamda huzursuzluğa yol açan, Amerikalıların petrol üretme konusunun üstünü kapatıyor. Yani “Amerikalılar Suriye’nin petrolünü çalıyor” sloganının önünü kapatıyor.
Geçtiğimiz hafta ABD Uluslararası Din Özgürlüğü komisyonunun YPG bölgesinin tanınmasını talep etmişti. Suriye’yi çok iyi takip eden gazeteci Levent Kemal, o talebin de ABD’nin özerklik planında vites yükselttiğinin işareti olduğunu vurguluyor.
ABD özerklik konusunda bastıracak gibi duruyor.
Burada Rusya’nın desteği şart.
Peki Rusya ne yapıyor?
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un son açıklamaları manidar.
Türkiye’yi suçluyor ve diyor ki, “Kırım konusunda Ukrayna’yı cesaretlendirmeniz, toprak bütünlüğümüze kastetmeniz anlamındadır”.
Lavrov’un “toprak bütünlüğü” vurgusu önemli.
Suriye’de PKK terör devleti kurarsa, bu Türkiye için hiç iyi olmaz mı, demek istiyor acaba Lavrov?
Belki de kesinlikle bununla alakası yoktur.
Ama Suriye’de terör devleti kurmayı kafasından bir türlü çıkarmayan ABD, günün sonunda Rusya’nın kapısını çalacak ve ricacı olacak.
Görünen bu.
İşte o gün Rusya ne yapacak?
Bunun yanıtı merak konusu.
Ruslar unutmamalı ki, Suriye’de PKK’nın, YPG’nin ya da SDG’nin kuzeyde özerk bir yapı kurması, sadece Türkiye için değil Suriye için de Rusya için de İran için de bir tehdittir.
Bir kere, o terör devletinin tek patronu ABD olacaktır.
Ve bu terör devleti Suriye toprak bütünlüğünü bozacaktır.
İşin ucu eninde sonunda Rusların varlığının bulunduğu Suriye’nin Akdeniz kıyılarına da uzanacaktır.
Yorumlar2