17-25 Aralık darbe girişimi başarısız olunca süreci 1 Ocak ve 19 Ocak 2014’teki MİT tırları kumpasıyla devam ettirmeye kalkıştılar.

O da anında deşifre edildi.
Ancak bir çamur attılar.
Hem de uluslararası bir çamur.

O tarihte DAEŞ adlı terör örgütünün adı tüm dünya tarafından henüz duyulmamıştı.
Suriye’de DAEŞ’i bünyesinden çıkaran El Kaide terör örgütü daha baskın karakterdi.
FETÖ teröristleri, “O tırlarda silah vardı ve Türkiye o silahları Suriye’de El Kaide teröristlerine gönderiyor” yalanını ortaya atıp, yaygara kopardı.

Ocak ayıydı. Sonra Mayıs’a gelince DAEŞ terör örgütü Irak’ta Musul kentini bir gecede işgal edip, namını dünyaya salmayı başardı. El Kaide içinden çıkmışlardı ama El Kaide’den daha beterlerdi,
FETÖ’nün MİT tırları yalanındaki terör örgütünün adı El Kaide’den DAEŞ’e dönüşüverdi.
Türkiye’nin silahları MİT tırlarıyla DAEŞ’e gönderdiği yalanı yeniden dolaşıma sokuldu.

24 Kasım 2015’te sınır ihlali yapan Rus uçağı düşürülünce, Rusya devlet başkanı Putin ve onun emrindeki Rus medyası da o güne kadar hiç itibar etmedikleri “Türkiye terör örgütlerine silah gönderiyor” yalanını dillerine dolandı.
Daha sonra Rusya ile aramız düzelince Putin de Rus medyası da o yalanı unuttu, bir daha hiç akıllarına gelmedi.

24 Ağustos 2016’da Suriye’de DAEŞ terör örgütünün işgal ettiği Azez, Cerablus ve El Bab kentlerine yönelik Fırat Kalkanı harekatı başladı.
Türkiye 2,5 yıl önce silah gönderdiği DAEŞ teröristlerine yönelik operasyon yapıyordu!
Bunda bir tuhaflık yok mu, diyen olmadı.

Unutmayalım, Türk askerinin Suriye topraklarındaki ilk operasyonu direkt DAEŞ terör örgütüne yönelikti. Önce DAEŞ temizlendi ardından PKK unsurlarına yönelik harekatlar gerçekleştirildi.
Türkiye bilhassa Fırat Kalkanı ile DAEŞ terör örgütüne karşı gerçek anlamda temizlik harekatı yapan tek güç olarak kayıtlara geçti.

Ama Türkiye’nin Suriye’de bulunması rahatsızlık veriyordu.
Çünkü işin ucu PKK’ya da dokunmuştu.
1 Ocak 2014’teki FETÖ palavrası yeniden dolaşıma sokuldu.
Bu kez DAEŞ yerine “Türkiye Suriye’de cihatçı teröristleri silahlandırıyor” denildi.

O palavrayı ABD Başkanı Obama’nın yönetim kadrosu da dahil ABD medyası ve Avrupalılar sıkça kullandı. PKK terör örgütü palavranın orkestra şefliğini, Türkiye’deki Can Dündar gibi uzantıları da borazanlığını yaptı.
CHP’liler, HDP’liler durup durup bu palavra türküyü mırıldandılar.
Zaman içerisinde silah gönderilenlerin El Kaide yerine DAEŞ, DAEŞ yerine cihatçı teröristler olduğunu söylediler.
Hatta Türkiye’nin Suriye’deki PKK operasyonları iyice artınca bu kez işin içine Türk askeriyle birlikte kendi topraklarındaki terör harekatlarına katılan Özgür Suriye Ordusunu da El Kaide-DAEŞ türevlerinin arasına kattılar.

Tam 7,5 yıldır bu yalanı söylüyorlar.
Bu bir uluslararası yalan.
FETÖ ile başladı şimdi bir mafya babasıyla devam ediyor.
Şaşırdık mı?
Hayır.
Çünkü daha birkaç hafta önce ABD’den peş peşe üç ayrı heyet Suriye’de PKK unsurlarını ziyaret etti.
Bir çok konu konuşuldu.
Bir tanesi de şuydu, El Hol adlı DAEŞ’li teröristlerin kaldığı ve PKK’lıların kontrolündeki kamp.
Yani bir terör örgütünün bir başka terör örgütüne bekçilik yaptığı bir kamp.
Biden yönetimi bu kamptaki DAEŞ yapılanmasından çok endişeli olduğunu duyurdu.
DAEŞ’lilerin Suriye’de yeniden yapılanmaya başladıklarından şüphelendiklerini söylediler.

Türkiye 2019’da Barış Pınarı harekatında Suriye’nin kuzey doğusuna girdiğinde PKK’lılar, “Türkiye bize saldırıyor, El Hol kampına mukayyet olamıyoruz, DAEŞ’liler firar ediyor” demişlerdi.
İşte o kamp, Biden’la birlikte yeniden gündeme getirildi.
Belli ki Trump’ın zafer ilan ettiği DAEŞ’i daha da hortlatacaklar.
BAE’nin kontrolündeki mafya babasına, FETÖ tabancasıyla ateş ettirmeye başladılar.