İngilizler Barbados'u neden özgürleştirdi!
- GİRİŞ01.12.2021 08:31
- GÜNCELLEME02.12.2021 08:57
İngiltere ile Fransa arasında büyük gerginlik var.
Brexit sonrası balıkçılık krizi dahil düzensiz göçmen konusunda patlak veren görüş ayrılıkları, her iki ülkenin Karayipler’deki kolonileri üzerindeki rekabetle devam ediyor.
İngiltere AB’den ayrılınca Fransa ile arasında deniz sınırlarıyla ilgili problem baş gösterdi.
Bu problem iki ülke arasında balıkçılık krizini ortaya çıkardı.
Bir büyük kavga ise Fransa’dan İngiltere’ye giden göçmenlerle ilgili yaşandı.
Dünya Belarus-Polonya sınırına odaklanmışken, Fransa’daki binlerce göçmen Manş denizini aşıp İngiltere’ye ulaşmaya çalıştı.
İngilizler bu duruma sert tepki gösterdi.
Geçen hafta Fransız polisinin gözü önünde bir grup göçmen ellerindeki botlarla denize açıldı.
O botlardan biri battı.
31 kişi boğularak can verdi.
Olaydan İngilizler, Fransa’yı; Fransızlar ise İngiltere’yi sorumlu tuttu.
Göçmen krizi halen devam ediyor.
Aşılacak gibi de değil.
Ama bunlar olurken dünya son birkaç gündür Karayipler’deki İngiliz kolonisi Barbados’ta yapılan törenlere odaklandı.
Oldukça şatafatlı kutlamalar gerçekleştirildi.
Prens Charles da oraydı.
İngiliz medyası o törenleri köpürttükçe köpürttü.
Çünkü 400 yıllık koloni Barbados, özgürlüğüne kavuşmuştu.
Birleşik Krallıktan resmen ayrıldılar.
Dünyanın en genç Cumhuriyet’i oldular.
Düne kadar Barbados’un devlet başkanı Kraliçe Elizabet’ti.
Ancak şimdi değişti.
Kraliçe artık Barbados’un devlet başkanı değil.
Prens Charles bizzat Barbados’a giderek, annesinin devlet başkalığının feshedildiği törenlere katıldı.
İngilizler bunu neden yaptı?
Niçin 400 yıllık kolonilerini azat etme gereği duydular?
Sonuçta Barbados’ta İngilizlere karşı bir ayaklanma, her hangi bir isyan veya özgürlük direnişi yoktu.
Bu sorunun yanıtı için Barbados’un haritadaki yerine bakalım.
Hemen kuzeyinde başka adalar da var.
Guadeloupe ve Martinik dikkat çekiyor.
Barbados İngiliz sömürgesiyken onlar da Fransız sömürgesiydi.
Ve son günlerde Fransa’ya karşı ayaklandılar.
Hem Guadeloupe’da hem de Martinik’de korona kısıtlamalarına karşı yapılan eylemler vardı. Ve bu eylemler kısa sürede Fransa karşıtı ayaklanmaya dönüştü.
Eş zamanlı olarak Fransa’nın Afrika’daki sömürgelerinde, Mali’de, Nijer’de, Burkina Faso’da da Fransa’ya karşı giderek büyüyen ayaklanmalar var.
Fransa Cumhurbaşkanı Afrika’daki çatlak sesleri askerle bastırmaya çalışırken Karayipler’deki iki adada patlak veren isyan karşısında “özerklik” vaadinde bulundu.
Macron vaatte kalırken, İngiltere Macron’un özerklik sözü verdiği Fransız kolonisi iki adanın hemen güneyinde kendine bağlı olan Barbados adasını özgürleştirdi, bile.
Yani Fransa’dan bir adım öteye gitti.
Üstelik Barbadoslular “özgürleştik” diye seviniyorlar ama Kraliçe Elizabet’in kendi eliyle teslim ettiği Barbados Devlet Başkanlığına, İngiltere’nin Barbados’taki valisi oturdu. Böyle bir özgürlükten bahsediyoruz, işte.
Ama yine de gol, goldür.
İngiltere ana karadaki komşusu ve rakibi Fransa ile rekabetini, Karayiplerdeki sömürge komşuluğunda da konuşturmuş oldu.
Fransa’dan önce kolonilerine sözde de olsa bağımsızlık verdi.
İngilizlerin bu adımı Fransa karşıtı devam eden hareketleri daha da tetikleyebilir.
Karayipler’deki ayaklanma, Atlas Okyanusundaki Polinezya’ya da sıçramış durumda.
Dahası bu dalganın Korsika’ya ulaşması da an meselesi.
Afrika’dakileri bir şekilde, şiddet kullanarak bastıran Fransa, bu ayaklanma zinciri Fransa’dan ayrılmaya çok istekli olan Korsika’ya vurduğunda hem AB içerisindeki rolü hem de Doğu Akdeniz’deki iddiaları da düşünülecek olursa, çok daha zor duruma düşebilir.
Yorumlar2