Kazakistan bizim de meselemiz ama kimsenin gazına da gelemeyiz
- GİRİŞ10.01.2022 08:31
- GÜNCELLEME11.01.2022 08:43
Rus askeri Kazakistan’a girdi.
Çıkar mı, diye soruyorlar.
Velev ki çıksınlar, bu neyi değiştirir ki?
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, “Ruslar girdiği yerden çıkmaz” diyor.
Evet çok doğru.
Ancak meseleye ille de ve sadece asker penceresinden bakmayın.
Rusya en derin bağlarının olduğu Kazakistan’da böyle bir hadise cereyan etmeden önce de pekala askeri üs kurabilirdi.
Ama öyle yapmadı.
Bizzat köşeye sıkışan Kazakistan Cumhurbaşkanının talebiyle askerlerini gönderdi.
Bu 1,5 yıl önce Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko’nun başına gelenlere çok benziyor.
Putin’in ihtiyacı olan şey Kazakistan’da Rus askeri değildi, Kazakistan’da eksilen, azalan Sovyet kodlarını güncellemekti.
Putin’in bu isteği Nazarbayev ile olmuyordu.
Nazarbayev’in 2 yıl önce görevini devrettiği Tokayev ile ise oldu.
Putin öyle bir hamle yaptı ki, Tokayev kendisi hariç, Nazarbayev’in kadrosunda, ekibinde kim varsa hepsini tasfiyeye başladı.
Yoksa Kazakistan ile Rusya’nın arası falan açılmamıştı.
Kazakistan, Rusya’ya baş falan kaldırmamıştı.
Ama Nazarbayev öyle ya da böyle milliyetçi bir liderdi.
Ve Kazakistan’daki Rus nüfusu yarı yarıya azalmıştı.
Kazakistan Rus kimliğini yırtıp atmamıştı ama Türklük üst kimlik olmuştu.
Rusya’nın batı ile kavgasında asıl saha Ukrayna’ydı.
Ve şimdi Rusya ile AB, NATO ve ABD arasında güvenlik garantileri görüşmeleri başlıyor.
Ukrayna sınırı on binlerce Rus askeriyle dolu.
Ve bu görüşmeler öncesi Rusya, Batı’ya “istediğim garantileri verin yoksa asker hazır” mesajıyla, Kazakistan’a giren Rus ordularını gösterdi. Böylesine kritik görüşmeler öncesi masaya daha kuvveti nasıl bir elle oturulabilirdi ki?
Rusya, Batı ile Ukrayna sahasındaki mücadelesinde Kazakistan’dan gol atmış oldu.
Bakalım Batı nasıl yanıt verebilecek?
Foreign Policy’deki “Rusya Kazakistan’a neden asker gönderdi” başlıklı makale, bazı ipuçları içeriyor.
Şu anki büyük kazanımlarına rağmen günün sonunda Putin için işlerin tersine dönebileceği ikazı yapılıyor.
Nasıl mı?
Elbette yine sokak olaylarıyla.
Kazakistan’daki muhaliflere dikkat çekiliyor ve yakın coğrafyadaki diğer ülkelerdeki sokak hareketlilikleri işaret ediliyor.
Rusya’nın askeri müdahalesinin sokaklarda ters tepeceğine vurgu yapılıyor.
Olur mu, olabilir?
Rusya son dönemde çok saldırganlaştı ama her saldırganlık aşırı efor sarfı demek. Bunca enerji kaybının bir faturası olacaktır, elbet.
Türkiye’ye bakıyorum.
Birileri durmadan gaz veriyor.
Türkiye şöyle önemli, böyle önemli bir ülke, diye.
Kazakistan’ı Rusya’nın karşısında yalnız bırakmamalı, diye.
Ne yapalım o zaman, Rusya’ya savaş mı açalım?
Tokayev’in Rusya ile olan geçmişini yazıp, çiziyorlar.
Moskova’da okudu, Sovyetlerin dışişlerinde çalıştı, falan diye.
Peki ne yapalım şimdi, Türkiye olarak Kazakistan’ın Cumhurbaşkanı Tokayev ile diplomatik ilişkiyi mi keselim?
Nedir sizin derdiniz?
Yahu bu ülkelerin liderlerinin hangisinin Sovyet CV’si yok?
Nazarbayev de politbüro üyesiydi.
Mesele onların Sovyet kariyerleri değil mesele bambaşka.
Evet, Rusya hakikaten çok ama çok büyük bir darbe vurdu.
Kazakistan’ı, altımızdan çekti aldı.
Orta Asya’nın en büyük Türk devletine Ermeni askerlerini soktu.
Başlarına da Kırım’ı işgal eden Rus komutanı koydu.
Rusya şu an daha fazlasını da yapıyor.
Bosna Hersek’i de kaşıyor.
Bosna Hersek’teki Sırpları ayaklandırdı.
Eli kulağında, Allah muhafaza Bosna’dan her an kötü haberler gelebilir.
Rusya’nın son üç beş ayda yaptıkları öyle kolay kolay kabul edilecek, görmezden gelinecek şeyler değil.
Ama etki ajanları gaz veriyor diye de, Batı’nın yerine Rusya ile Türkiye kafa kafaya gelmemeli.
Rusya Türkiye’ye ağır mesajlar veriyor.
Evet doğru.
Ama asıl kavgası Batı’yla.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, 97 sınırlarına dönülsün, dedi.
Bu mesaj da mı Türkiye’ye? Elbette hayır. Putin Doğu Avrupa’yı geri istiyor.
Kazakistan meselesinin bir ucu kesinlikle Türkiye’ye ve Türk devletler teşkilatına bıçak gibi saplanıyor.
Ama ciddi bir ucunun da Batı’ya yönelik olduğu gerçeğini ört bas etmesin, kimse.
Bu meseleyle öncelikle ABD ile AB ilgilenmeli.
Kavgadaki hissenin büyüğü onların.
İki ucu keskin bir yerdeyiz.
Rusçu da değiliz, Amerikancı da.
Rus yanlısı bir bakış açısına da Amerikan gözlüğüne de lüzum yok, Türk gibi davranalım kafi.
Yorumlar6