NATO'ya girmeleri ne gibi sonuçlar doğurur?
- GİRİŞ13.05.2022 08:19
- GÜNCELLEME13.05.2022 08:19
Gündemde Finlandiya ile İsveç’in NATO üyeliği var.
Bu süreç nasıl işleyecek, resmi üyelik başvurusu yapılırsa, karar olumlu mu çıkacak, eğer iki ülke NATO üyesi olursa Rusya buna karşılık verebilecek mi?
Finlandiya ile İsveç, NATO’ya üyelik başvurusunu yapacaklar gibi görünüyor.
Finlandiya bu talebini duyurdu bile.
İsveç’in de tavrının aynı olacağı sanılıyor.
Bu durumda Finlandiya ve İsveç’in NATO üyelik başvurularının değerlendirilmesi gerekecek.
NATO genel sekreteri Stoltenberg’e bakılırsa “katılım hızlı ve sorunsuz olacak”.
Buradaki “hızlı” ve “sorunsuz” kelimelerine dikkat.
30 Haziran’da İspanya’nın başkenti Madrid’de NATO zirvesi var.
Mart sonunda Brüksel’deki olağanüstü zirvede masadaki tüm başlıklar, bu zirvede karara bağlanacak. Finlandiya ile İsveç’in NATO’ya katılım süreçleri de muhtemelen Madrid Zirvesinde şekillenecek.
Üyelik başvuruları yapılacak gibi.
Peki NATO başvuruları kabul edecek mi?
Yani Finlandiya ile İsveç’i ittifaka alacak mı?
Elde bazı önemli ipuçları bulunuyor.
NATO genel sekreteri Stoltenberg’in cümlesindeki diğer sihirli kelimeye bakalım. Ne diyor Stoltenberg?
“Katılım sorunsuz olacak”.
İngiltere’nin bu konudaki iştahlı tavrı da “sorunsuz katılıma” işaret ediyor.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson her iki ülkeyi de ziyaret etti.
Ve ikisiyle de savunma anlaşmaları imzaladı.
Bu adım önemliydi.
Rusya’nın olası saldırılarına karşı askeri yönden caydırıcı bir önlem alınmış oldu.
Bunun arkasının NATO üyeliği olma ihtimali yüksek.
NATO bünyesinde herkes İngiltere gibi düşünmüyor olabilir.
Ama aradaki makas, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından önce daha açıktı.
Rusların saldırısı, NATO’nun genişlemesi konusundaki üyeler arası görüş ayrılıklarını azalttı.
Herkes ABD ve İngiltere kadar istekli olmasa da Finlandiya ve İsveç’in başvuru yapması halinde veto çıkmayacağı konuşuluyor. En azından şu an için tahminler bu yönde.
Peki Rusya karşılık verecek mi?
Gelinen nokta Rusya için kesinlikle bir tehdit olacak.
Ancak Ukrayna’da zor durumda kalan Rusya’nın kuzeyde yeni bir cephe açması, hele ki NATO üyelik sürecinde buna kalkışması, savaşı farklı boyutlara taşıyabilir.
Rusya için Finlandiya, kuzey deniz rotasındaki başlangıç noktası.
Buzullarda Rusların önemli deniz gücü mevcut.
Nükleer tehditlerin bu bölgede yoğunlaşması da ihtimaller arasında.
ABD ile İngiltere en başından beri Rusya’yı bataklığa sokup, kolu kanadı kırık hale getirmek istiyordu.
Finlandiya ile İsveç’in NATO üyeliği bu amacı pekiştirecek.
Rusya karşılık verirse Rusların zayıflama ihtimali daha da artacak.
Böyle bir durumda Avrupa’daki güç dengeleri de değişecek.
İngiltere’nin AB’nin üzerinde bir aktör olduğu artık sahaya da yansıyacak.
Almanya’nın prestij ve güç kaybı hızlanacak.
Batı bloğunda ABD ile İngiltere’nin öncülüğündeki anglo sakson ittifakın etkinliği, Fransa-Almanya-İtalya gibi ülkelere karşı daha fazla yansıyacak.
Türkiye’ye gelince.
Batı’daki güç dengelerinin yerinden oynaması Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerinde daha güçlü bir aktör olmasının önünü açabilir.
Türkiye, Fransa Cumhurbaşkanı Macron “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” dediği andan itibaren NATO’nun önemli bir gücü olarak ittifakın yanında yer aldı.
Son Brüksel zirvesinde de NATO’nun en önemli aktörlerinden biri olduğunu gösterdi.
Finlandiya ve İsveç PKK’ya destek konusunda cömert ülkeler.
Türkiye, üyelik meselesi gündeme gelirse bu iki ülkeye PKK hatırlatması yapacaktır.
Rusya ile ilişkiler konusu sabahlara kadar tartışılacak bir mesele olsa da en kısa yoldan söyleyebileceğimiz şey, “Türkiye, Rusya’nın içinde bulunduğu bir ittifakın değil NATO’nun üyesidir” cümlesi olacaktır.
Yorumlar3