Erdoğan'ın NATO resti: 2009'da da benzeri olmuştu
- GİRİŞ14.05.2022 09:18
- GÜNCELLEME17.05.2022 09:42
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya ile İsveç’in olası NATO üyeliği başvurusuna olumsuz baktıklarını söyledi. Peki bu ne anlama geliyor?
Finlandiya üyelik başvurusu yapacağını duyurdu.
İsveç’in de benzer talebi bekleniyor.
NATO’ya üye olabilmeleri için oy birliği şart.
Hiçbir üye ülkenin veto etmemesi gerekiyor.
ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkeler destek kararlarını açıkladılar.
Türkiye’nin tavrı ise merak ediliyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “olumlu bir düşünce içerisinde değiliz” dedi.
Erdoğan bu ülkelerin PKK ve DHKP-C terör örgütlerine verdiği desteği hatırlattı.
Süreç planlandığı gibi hızlı bir şekilde gelişirse ve bu iki ülke resmi başvurularını yaparsa,
son sözler 30 Haziran’daki NATO Zirvesinde söylenecek.
Türkiye veto eder mi?
Erdoğan “veto edeceğiz” demedi.
Ancak “olumlu bakmıyoruz” dedi.
Biraz geçmişe dönelim.
3 Nisan 2009’daki NATO zirvesine.
Danimarka’nın eski başbakanı Rasmussen, NATO genel sekreterliğine aday olmuştu.
Erdoğan o dönemde Başbakandı.
Rasmussen’in adaylığına karşı olduğunu söylediğinde, NATO’da büyük bir şok yaşanmıştı.
Danimarka o günlerde PKK’nın TV kanalı ROJ TV’ye ev sahipliği yapıyordu.
Bir de Hazreti Peygambere yönelik hakaret içeren karikatürler de Danimarka’da yayınlanmıştı.
Erdoğan bunları gerekçe gösterip, Rasmussen’in adaylığına “olmaz” demişti.
Zirve Fransa’nın Strasbourg ve Almanya’nın Kehl şehirlerinde düzenleniyordu.
Başta ABD başkanı Obama, Almanya Başbakanı Merkel ve İtalya Başbakanı Berlusconi olmak üzere NATO liderleri, Erdoğan’ı ikna yarışına girmişlerdi.
Türkiye vetoyu kaldırmak için bazı şartlar sundu.
Zirve sırasında bu talepler kabul edildi.
Bunun karşılığında Türkiye Rasmussen’in adaylığını veto etmedi.
O şartlara gelince.
Rasmussen ülkesindeki karikatür skandalı nedeniyle özür dilemedi ancak İslam dünyasının gönlünü alan sıcak açıklamalar yaptı, görevi boyunca da bu konuda hep saygılı davrandı.
Karikatürist hakkında ise soruşturma açıldı.
Türkiye’nin PKK konusundaki talebine gelince.
Roj TV’nin kapatılmasıydı.
Evet Danimarka’da terör propagandası yapan o kanal kapatıldı.
Önce bir soruşturması açıldı, birkaç sene sonra ise yayın hayatı sonlandı.
Türkiye-NATO ilişkileri o tarihten sonra yukarı yönlü gelişmedi.
Hatta geriye doğru bile gitti, denilebilir.
Bugünün Türkiye’si o günün Türkiye’sinden çok farklı.
Hele ki savaşın olduğu bir dünyada o günkünden daha güçlü bir aktör olduğu kesin.
2009 şartlarında taleplerin bir kısmı karşılanmıştı.
Bugün Türkiye, Finlandiya ile İsveç’in NATO üyeliğine sıcak bakmıyor.
Sebep yine PKK.
2009’da az buçuk elde edilen bir kazanım vardı.
Bugün Avrupa ülkeleri bilhassa da İskandinav ülkeleri PKK konusunda Türkiye’ye gerekeni vermeli.
Hatta NATO’nun ayakta durmasının en önemli sebeplerinden biri olan Türkiye’ye uygulanan tüm silah kısıtlamaları kaldırılmadı. F16’ların modernizasyonu ve satışı, yakında hallolacak gibi.
F35’ler de iade edilmeli, ambargo kaldırılmalı.
Türkiye NATO’nun zayıflamasını istemez, güçlenmesini ister.
Ama NATO’nun Türkiye karşıtı aldığı ne kadar pozisyon varsa hepsi ortadan kalkmalı.
Şu şartlar oluştuğunda Türkiye’nin NATO’nun genişlemesi yönündeki tavrı yumuşayacaktır.
Yorumlar5