Anayasa Mahkemesi, HDP’nin kapatılması talebiyle açılan davada iddianameyi kabul etti.

*

Geçen Perşembe İzmir’de HDPKK’nın İl Başkanlığına giren bir saldırgan, annesinin yerine işe gelen Deniz Poyraz’ı öldürmüştü.

Benzerlerini defalarca yaşadığımız işbu derin provokasyon, HDPKK’yı “mağdurmuş gibi” göstermeyi ve “kurtarmayı” hedefledi.

“Katil Devlet” bühtanı ile İktidara “Suç Atfetme” kampanyası da peşi sıra geldi.

*

Evet, provokasyon tutmadı.

Bununla birlikte, provokasyonun perde arkasındaki güç odağını teşhis etmek şarttır.

Katilin bağlantıları ortaya çıkarılmalı ki; tetikçiyi istihdam eden Derin Karargâh tespit edilebilsin!

“FAŞİST SALDIRI” DENMİŞTİ

2008 yılında Akdeniz Üniversitesindeki Silahlı Provokasyonu, Türkiye günlerce konuşmuştu.

“Solcu gençlere ateş eden yobaz, gerici ve faşist saldırgan!” kampanyası hedefine çoktan ulaştığında…

Provokatörün bir Gladyo Piyonu olduğu gerçeği, iç sayfalardaki tek sütunluk haberin içinde kaybolup gitmişti.

Nedir? Birkaç ay sonrasında; üniversite yerleşkesindeki o “Sakallı, alnında Zülfikar çizili ve MHP ile ilişkiliymiş gibi gösterilmek istenen” şahsın bir JİTEM mensubu olduğu ortaya çıkmıştı.

“YÜKSELEN MİLLİYETÇİ DUYGULAR”

İzmir’de HDPKK binasına saldıran katilin, cinayeti “milliyetçi duygularla” işlediği algısı dahası yanılsaması, zihinlere yerleştirilmek istendi.

Bu minvalde, en çarpıcı örnek 2007’deki Hrant Dink Suikastıdır.

Cinayetin “yükselen milliyetçi duyguların eseri olduğu” yalanı; o dönemde ihtimamla ve ısrarla işaretlenmişti.

Hrant Dink’i öldüren Ogün Samast adlı gencin yakalandığı Samsun’da, hesaba dâhil birkaç polis, katilin eline Türk Bayrağı verip fotoğraf çektirmişlerdi.

İşte o görüntüler, “Milliyetçi duygularla işlenen cinayet” algısına dayalı kampanyayı besledi.

Samsun Emniyetindeki polislerin Paralel Yapı mensubu olduğu ise yıllar sonra ortaya çıktı.

Bayraklı görüntüyü ekrana taşıyan Ercan Gün adlı bir Paralel televizyoncuydu…

Sonradan Fox TV’de boy gösterdi…

Şimdilerde kodeste!

2007’DEKİ KİLOMETRE TAŞLARI

Hrant Dink Suikastının organizasyonunu “tepeden tırnağa” FETÖ yapmıştı.

Cinayetin emrini, bizzat Pensilvanya’da ikamet eden Fetullah Locaefendi vermişti!

Derin ABD’ye bağlı Türkiye’deki Baronsal Gladyo yani Komprador Burjuvazi, FETÖ’nün Türkiye’deki derin patronudur.

Hrant Dink’i katlettirenlerin derin gayesi, 2007’nin Türkiye’sinde askeri müdahaleye zemin hazırlamaktı.

27 Nisan 2007 tarihindeki E-Muhtıra, Hrant Dink’in katledilmesinden “üç ay, bir hafta” sonrasında gelmişti!

Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve dahi Genel Seçimler 2007’de yapılmıştı.

AYNI DÜZENBAZ PLAK

2007’de Dink Cinayetinin “Milliyetçi dalganın eseri olduğu” yalanını fışkırtanlar mı; günümüzde HDPKK’nın binasındaki cinayeti, “milliyetçi bir saldırı” diyerek izah etme düzenbazlığıyla meşguller!

Oradan da, devleti ve iktidarı suçlama sahtekârlığına varıyorlar!

HDPKK sözcülerinden CHP yönetimine veya “Washington Portakalı” Cumhuriyet gazetesine pardon paçavrasına kadar aynı gözbağcı plak çalıp duruyor.

Böyle yaparak, kanlı saldırının ardındaki Derin Karargâhın amacına, hedefine hizmet ediyorlar!

AYNI DERİN ADRES

İzmir’deki katili, bütün Türkiye lanetledi.

Alçakça katledilen Deniz’in babası ise aynen şöyle dedi:

“Biz, dağlarda direnen aslanlara borçluyuz…

Şu anda, düşmanın tank ve toplarının önünde direniyorlar.

Deniz, sadece benim Denizim değil, Kürdistan’ın Denizidir!”

*

Deniz Poyraz’ın babasının şu “Aslanlar” dediği PKK’lı teröristler ile Deniz’i öldüren “ters manyel” görevli katil; aynı derin adresin “farklı etiketler taşıyan” kuklalarıdır!

*

Ezcümle…

Provokasyonun arkasındaki derin adres, Türkiye’deki Baronsal Gladyo’dur.

Türkiye’deki işbirlikçi muhalefete iktidarı devirmeyi vaat eden Siyonist Biden’ın “siyasi hesapları” doğrultusunda sahne alıyorlar!

YENİŞAFAK