Livaneli, Baykal’a neden ateş etti?
- GİRİŞ07.07.2021 08:27
- GÜNCELLEME07.07.2021 08:29
“Eski Solcu, Şarkıcı, Yazar, Gazeteci, Edebiyatçı, Senarist, Milletvekili vesaire”
Halid Özkul, Zülfü Livaneli’yi böyle tanımlıyor.
Özkul mu; “Psikolojik-Asimetrik- Paradoksal Medya- Kontrgerilla-Kontra Gerilla: Globalist Karşı Devrim” adlı çok önemli kitabın (2014) yazarıdır.
*
Livaneli, gazeteduvar.com’da yayınlanan uzun söyleşide “CHP’nin Baykal gerçeğiyle hesaplaşması şart!” dedi.
Onun Deniz Baykal’a açtığı bu siyasi ateş, mercek altına alınmayı hak ediyor!
Neden mi? Oynatalım…
Türkiye’deki Gladyo’nun Yahudi Baronu İzhak Alaton; Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı seçilmesinden sadece birkaç gün sonra, Şahin Alpay’a şöyle demişti:
“CHP’ye en büyük kötülüğü Deniz Baykal yaptı!” (Zaman, 27 Mayıs 2010)
*
Livaneli’nin son çıkışı, Alaton’un işte bu sözleriyle tek yumurta ikizi gibidir!
Cümleyi şöyle de kurabiliriz: On bir sene önce Baykal’ın kaset operasyonunu müteakip tasfiye edilmesi ile şimdilerde bir tür Kovboy Livaneli’nin Baykal’a ateş açması aynı derin temele dayanıyor.
ZÜLFÜ’NÜN ASIL DERDİ
Livaneli, röportajda “Kısa sürede anladım ki, Baykal’ın Erdoğan’dan farkı yoktu!” diyor.
Deniz Bey’i “Tipik Türk Milliyetçisi” diye eleştiriyor! Şunu da ekliyor:
“Neticede, o ulusalcılarla beraber CHP’yi MHP çizgisine kaydırdı!”
Demek ki neymiş?
Livaneli, Baykal’dan “Milliyetçi, Millici çizgide olduğu için” rahatsızdır!
Washington ile onun içerideki gizli derin örgütü Baronsal Gladyo; 1 Mart tezkeresinin (2003) reddedilmesindeki öncü konumundan dolayı Baykal’dan nefret ettiler.
Tezkerenin reddedilmesi, Türkiye’nin ABD’den bağımsızlaşma sürecindeki ilk kritik adımdır. Bir nevi yıldızın parladığı andır.
Sonraki yıllarda Deniz Bey’i kurultaylar yoluyla indirmeyi başaramayan Amerikancı Derinler, tezkerenin intikamını piyonları FETÖ’nün organize ettiği 2010’daki kaset operasyonuyla aldılar!
Baykal’ın yerine getirdikleri Kılıçdaroğlu, şimdilerde Amerikancı Livaneli’nin de umudu durumundadır.
Sam Amca’sının Solcu Maskeli Zülfü’sü, mevzubahis röportajda “Kılıçdaroğlu’nun ve HDP’nin sağduyulu siyaseti, Türkiye’ye 2019 yılında tarihi bir adım attırdı” diyor!
ARA KALIP: EKREM MÜDAFA
Ekrem İmamoğlu, Livaneli’nin de sahne aldığı “Tuhaf” adlı dergide (Temmuz 2019) “Adaylığını ilk dile getiren kişinin Livaneli olduğundan” söz etmişti.
Livaneli için “İstanbul seçiminin gizli kahramanı” diyordu!
WASHINGTON’IN DUBLAJCISI
Livaneli’nin “solculuk” yahut “demokrasi” gibi maskeler altında anonsunu yaptığı olay, aslında Türkiye’ye Amerikancı bir iktidarın (Zillet İttifakı) demir atmasıdır.
Baydın, Türkiye’deki muhalefete iktidar vaat etmişti.
Mister Kemal de; Başkan seçildiği vakit (adeta Jill Baydın ile yarışarak tebrik ettiği) Siyonist Baydın’a “Türkiye’deki demokrasi hareketlerini desteklemesini istiyoruz” diye seslenmişti!
DEMOKRASİ İLLÜZYONU
CHP’nin eski milletvekillerinden Rıza Türmen’in öncülüğünde kurulan Demokrasi Konferansının çağırıcılarından biri de Zülfü Livaneli’dir.
CHP’nin katılımcıları arasında yer aldığı Demokrasi Konferansı’nın 24 Haziran’daki ilk toplantısında, FETÖ ile HDPKK’nın malum talepleri dillendirildi!
“Dış politikada saldırgan tutumdan vazgeçilmeli” yollu Amerikancı replikten tutun da, LGBTİ seviciliğe kadar gırla gitti.
Konferansçılar “Demokrasi” kılıfı altında aslında “Türkiye’mize düşmanlık” bildirisi yayınladılar!
Bu konferansın toplanmasından birkaç gün öncesinde ABD’de “Türk Demokrasi Projesi” adı altında bir dernek kurulduğunu da unutmayalım.
FETÖ organizasyonuyla inşa edilen ve Türkiye’ye ateş açmaya ayarlı “Jeb Bush’lu, Pos Bıyık Bolton’lu” kahpelik derneğidir.
YAMAN ÇELİŞKİ
Mister Zülfü Livaneli, malum röportajda Baykal’a ateş ederken de “demokrasi” tıraşı yapmayı ihmal etmiyor!
“Vaktiyle Erdoğan’ın siyasi yasağının kaldırılmasını sağladığı için” ateş püskürdüğü Deniz Baykal’ı; dikkat aslında demokrasinin gereğini yerine getirdiği için suçlamış oluyor…
“Yaman çelişki topla” benim için!
TAMİRCİ ÇANTASI
Röportajda söyledikleri için kapsamlı bir “Doğru-Yanlış Cetveli” yayınlamak gerekiyor.
Şimdilik tek örnekle yetinelim.
Zülfü’nün, “Baykal, Erdoğan ile gizlice görüştüğünde pazarlık yaptı, anlaştı” iddiası, zaten gerçek dışı da; biz “kronoloji” yanlışını not edelim…
Mister Livaneli’nin atıfta bulunduğu şu “Beylerbeyi’ndeki balık lokantasında yapılan Baykal ile Erdoğan arasındaki baş başa görüşmenin” tarihi 22 Şubat 2003’tür!
Oysa: Erdoğan’ın yasağı 13 Aralık 2002 tarihinde kaldırılmıştı.
Yani, nedir?
Ayın şavkı vurur, sazım (pardon) yazım üstüne, leylim ley!
YENİŞAFAK
Yorumlar5