Medeninin “ötekisi” ırkçı terör
- GİRİŞ22.03.2019 10:53
- GÜNCELLEME22.03.2019 10:53
Yeni Zelanda’daki terör saldırısı ve saldırının mahiyeti, terör kavramı etrafında birçok tartışmayı tetikledi. Fakat bir önceki yazımda da belirttiğim gibi Batı merkezli aşırıcı, ırkçı ideoloji ve akımlardan beslenen terörün küresel bir sorun olduğuna dair hâlâ yaygın bir farkındalık yok. Terörü Ortadoğu ve İslam’a hasretmenin kolaycılığı ve aynı zamanda terörü siyasileştirmenin/araçsallaştırmanın verdiği fayda bu tartışmaların önüne set çekiyor.
Burada söz konusu edilen şimdiye kadar düzenlediği saldırılarla oldukça temayüz etmiş ve rahatlıkla kategorize edilebilen bir terör çeşidi ve terör akımı. Merkezi olmayan yapılarla hareket ediyorlar. Batı dünyasının dört bir tarafında asgari müştereklere sahip oldukları akım ve hareketlerle siber bir birliktelik ve etkileşim içerisindeler. Bir terör konsorsiyumundan bahsediyoruz. Beyaz üstünlükçü, ırkçı, İslam düşmanı, Türk düşmanı, mülteci düşmanı, yabancı düşmanı, Antisemitik, anlaşılacağı üzere bir nefret bohçası şeklinde olan aşırıcı kişi ve akımlar, yürütülmesi müstakil de olsa zihni arka planı birlikte hazırlanan terör saldırıları yapıyorlar. İnternet forumlarında, sosyal medyada, cep telefonlarındaki sohbet gruplarında aktifler.
Batı dünyasında yükselen aşırı sağ/ırkçı siyasetin yan ürünleri olarak karşımıza çıkıyorlar. Aynı zamanda aşırı sağ/ırkçı siyasetin tonunu belirler durumdalar. Breivik, Tarrant ve benzerlerinin birbirlerinden ideolojik/siyasi ve hatta operasyonel olarak bağımsız, aşırıcı “yalnız kurtlar” olduğunu iddia etmek ciddi manada basiretsizlik gerektirir.
Teröristlerin bile açıkça dillendirdiği, saklama gereği duymadığı duygusal, ideolojik, siyasi birlikteliğin adının bir türlü koyulamaması, bu tür terörle mücadeleyi güçleştiriyor. Batı’da bazı ülkelerin, Türkiye’nin sıklıkla dillendirdiği ve birlikte çalışmayı teklif ettiği bu tür melez teröre karşı tereddüt eden ve tanımlamadan çekinen bir tavır takınmasının kimseye faydası yok.
Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere Türkiye’de birçok isim, bu tür terörün Müslümanlara, Türklere, Yahudilere, mültecilere, yabancılara veya bu ırkçıların zihniyetine uymayan herhangi bir kişiye olduğu kadar, Batı medeniyetine de bir tehdit oluşturduğunu dillendiriyor. Türkiye’nin ötekisi Batı değildir; Türkiye ve Batı’da çoğulculuğu, birlikte yaşama kültürünü temel almış herkesin ötekisi Breivik’in ya da Tarrant’ın ideolojisiyle hareket edip insanlığı hedef alan teröristlerdir.
Yıllarca farklı tür terör örgütleriyle mücadele etmiş, Tarrant’ın manifestosunda olduğu gibi Müslüman ve Türk kimliği sebebiyle ırkçı terörün hedef aldığı Türkiye’nin bu konuda sesini yükseltmesi ise tabidir.
AKŞAM GAZETESİ
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol