Ortadoğu'da bölücü faaliyetler
- GİRİŞ29.05.2020 11:35
- GÜNCELLEME29.05.2020 12:30
Yemen, Suriye ve Libya, iç çatışma ve dış müdahalelerin yoğun yaşandığı ülkeler. Her biri kendi çatışma dinamiklerine sahip olmakla birlikte, üçünde de görülen benzer trendler var. Bunlardan birisi toprak bütünlüğü ve bölünme tartışmaları. Yemen’in, güney-kuzey ekseninde; Suriye’nin, PKK merkezli kuzeydoğu-Esed ekseninde; Libya’nın ise Hafter’in kayıplarıyla birlikte doğu-batı ekseninde bölünmesini gündem yapan aktörler var. Sıradan bir Yemenli’ye, Suriyeli’ye ya da Libyalı’ya sorarsanız, bölünmeyi kırmızçizgi olarak kabul edeceklerdir. Bu üç ülkenin selametini düşünen aktörler de toprak bütünlüğü vurgusu yapmakta ve bölünmelerin önüne geçmek için kimisi proaktif girişimlerde bulunmakta.
Söz konusu bölünme-toprak bütünlüğünün muhafazası tartışmaları olduğunda her üç çatışma ülkesinde de ön plana çıkan aktör, Birleşik Arap Emirlikleri. BAE bir taraftan Ortadoğu hatta ötesinde birçok çatışmanın finansmanını sağlarken, diğer taraftan da finans kaynaklarıyla askeri yollarla sonuç alamadığı coğrafyalarda bölünmeyi bir siyasi strateji olarak hayata sokmaya çalışıyor.
Suriye’de Esed’le arayı toparlayıp, Şam kontrolündeki bölgelere yatırım yapmayı değerlendiren BAE, aynı zamanda Suriye’de PKK ile angajmana girip özerklik/bağımsızlık çabalarında PKK’ya destek olmakta. Arap Birliği üzerinden zaman zaman dışa vurduğu Arap milliyetçi tonun aksine, Suriye’nin toprak bütünlüğüne PKK eliyle halel getirecek girişimlerde bulunmakta. Bu pozisyonun Türkiye karşıtı politikaların bir parçası olduğunu da not edelim.
BAE’nin en ilginç pozisyonu ise Yemen’de. Kağıt üzerinde Suudi Arabistan’la müttefik olan BAE, Suudi Arabistan’ın aksine Yemen’in bölünmesi üzerine kurulu bir strateji izliyor. BAE destekli “Güney Geçiş Konseyi”, Husilere karşı cephede yer alsa da Suudi Arabistan’ın desteklediği Hadi hükümetinden bağımsız hareket ediyor. Geçtiğimiz ay Aden merkezli bir özerk bölge ilan ettiğini açıkladı.
Libya’da da doğu-batı ayrımının, Hafter’in askeri ve siyasi anlamda sivriltilmesinin finansmanı büyük oranda BAE tarafından yapılıyor. Öncelikli plan tüm Libya’nın BAE destekli Hafter tarafından kontrol edilmesiydi. Bunun mümkün olmadığı yavaş yavaş anlaşıldıkça, yatırım hiç olmazsa doğu-batı ayrımının fiili olarak uluslararası meşruiyet kazanması üzerine yapılmaya başlandı.
Askeri çatışma yoluyla bölünmenin sağlanamadığı yerlerde ise siyasi bölünmelerin finansmanı yine aynı kaynaktan yapılıyor. Hafter-Sisi çizgisini kabul etmeyen Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Afrika Boynuzu ülkelerindeki meşru siyasi hareketlere yönelik operasyonlarda aynı kaynak kullanılıyor. Bu çizgi el attığı bölgelere şimdiye kadar bölünmeden başka bir şey getirmedi; bölgenin “sorumlu yetişkinlerinin” bu bölücü siyasete karşı sürdürülebilir istikrar ve meşruiyet temelli adımlar atması şart.
AKŞAM
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol