Dünyayı değiştiren makine
- GİRİŞ20.07.2020 11:24
- GÜNCELLEME20.07.2020 11:41
Otomobili, dünyayı değiştiren makine diye de nitelendirenler vardır ki bu konuda çok sayıda yayın bulunmaktadır. Sadece Japonların ünlü markalarının her birinin üzerine yazılan birçok kitap vardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bursa’da ilk milli otomobil fabrikasının temelini atmasını izlerken, dünyayı değiştiren bu makinenin ülkemizde de üretilecek olmasının ne anlama geldiğini düşündüm; bunu anlamak ve üzerinde etraflıca durmak zorundayız. Hiç kimse ‘artık tren kaçtı neden otomobil üretelim’ diyemez. Neden mi? Bu sorunun cevabı açıktır, çünkü otomobilde çağ değişimi yaşanmaktadır, bu işin tam zamanıdır.
Bir insanın bazı şeyleri yapmakta geç kalması, bunun olumsuz sonuçlarıyla karşılaşması, bireysel olarak maliyetine katlanmasını gerektiren bir durumdur fakat bir ülke yönetiminin bazı adımları atmakta gecikmesi veya bazı girişimlerde geç kalmasının neticesi farklı olmaktadır, çünkü bunun bedelini ödeyecek olan ülkedir, millettir.
SANAYİLEŞME
Türkiye’nin sanayileşme sürecine girmekte gecikmesinin nasıl ağır sonuçlar doğurduğunu muhtelif yazılarımda, çalışmalarımda ele alıyorum; en ağır neticesinin İmparatorluğu kaybetmek, bunun sonucunda ise sadece biz Türklerin değil Balkanlardan Ortadoğu’ya hatta Hindistan’a kadar uzayan büyük bir coğrafyanın Batı sömürgeciliğinin ağır tahribatına maruz kalması olduğunun üzerinde çok durdum.
Otomotiv endüstrisinde erken yol alsaydık bugün sanayileşmemizin daha farklı bir boyutta olmasından kimsenin kuşkusu olmaması gerekir. Sanayileşme konusunda gecikmiş olmanın iki önemli sektörle doğrudan çok yönlü ilişkileri bulunmaktadır. Bunlardan biri metal endüstrisi diğeri onunla bağlantılı makine endüstrisidir. Makine endüstrisinin içinde demiryolu ve otomotivin yeri başattır. Bu endüstriyel alanda yani otomotiv sektöründe, milli üretim hususundaki girişimler birincisi, metal sanayinin gelişmesi için bir talep yaratacak olması bakımından; ikincisi mühendislik bilgisi ve teknolojinin gelişme dinamizmini uyarması yönüyle; üçüncüsü, büyük bir döviz tasarrufu potansiyeli taşımasının yanı sıra ihracat imkanı sağlaması bakımından da ekonomide sürükleyici bir etki yaratarak, sanayileşmeye ivme kazandıracak özellikler taşımaktadır
OTOMOTİV: SANAYİNİN KANATLARI
Bir Alman siyasetçinin ‘Bizim petrolümüz, stratejik doğal kaynağımız yok fakat bunlardan daha önemli olan iki otomobil markamız var’ derken bahsettiği otomobil markalarının gerçekten de bu ülkenin en önemli ihraç kalemleri olduğunu hatırlamak lazımdır.
Türkiye’nin sanayileşme sürecine geç katılması bir sorun, bu sürece girdikten sonra da bazı tuzaklara düşmesi mesela sürekli ara malları ithalatı yaparak, dövize bağımlı bir montaj sanayi kurması döviz bağımlısı olması daha büyük bir sorundur.
1960’larda başlayan bu sorunun 1970’lerde büyüyerek, üstelik milli bir otomotiv sanayiye dönüşme yolunu kapatan montaj üretim modeli, sanayileşmenin önünde de engeller oluşturan bir düzenek halini almıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlılığı ile Türkiye sadece milli otomobil üretmenin yolunu açmakla kalmayıp aynı zamanda endüstriyel gelişmede yeni bir aşamaya geçişin önünü açmış olmaktadır.
Vedat Bilgin / Akşam Gazetesi
Yorumlar1