Kapitalizm bu krizi aşabilecek mi?
- GİRİŞ06.08.2020 11:21
- GÜNCELLEME06.08.2020 12:21
Batı kapitalizmi bugün, devrevi hale gelmiş krizler döneminden farklı bir durumla, bir büyük sorunla karşı karşıyadır. Kapitalizmin krizlerinin ekonomik gelişme dalgalarıyla aşıldığını ileri süren iktisatçıların sayısı az değildir; hatta bu sistemin en radikal eleştirisini yapan Marksistler bile kapitalizmin o bekledikleri krize girmemesinin nedenlerini izah ederken benzeri yorumlara başvurmaktadırlar. Kapitalist sistemin dinamizmini açıklayan ekonomi ve sosyoloji teorileri sosyalist eleştirel yaklaşımdan farklı parametreleri analizlerine kattıkları için uzun dönemde kapitalizmin karşılaştığı sorunları aşması konusunda açıklayıcı olmuşlardır.
Bugün durumu farklı kılan bir süreç yaşanmaktadır. Korona salgınının meydana getirdiği sarsıntılar derinleşerek devam edeceğe bezemektedir; bu durum haklı olarak bütün dünyayı endişelendirmekte ve her gün sorunun nasıl çözüleceğine dair yeni soruların sorulmasına yol açmaktadır.
EKONOMİK SORUN
Başta ABD olmak üzere, refah toplumu aşamasına gelmiş Batıda bu sorunun ekonomik bakımdan meydana getirdiği ve getireceği tahribatlara karşı muhtelif tedbirler devreye sokulurken, genellikle refah toplumlarının sahip olduğu güce atıfta bulunularak sorunun krize dönüşmeyeceği söylenmektedir. Trilyon dolarla ifade edilen zenginliklerden ve sadece bu salgın süreci için kullanıma tahsis edilen fonların büyüklüğünden bahsedilerek Batının bu süreci kolay aşabileceği, dolayısıyla ekonomik sorunların halledilebileceği konuşulmaktadır.
Refah devletleri denilen fert başına düşen milli gelirleri 20-30 bin dolarların üzerinde olan ülkelerin ekonomik olarak bu tür krizlere karşı dayanıklı olmasına daha uzun süre direnç göstermesine bakarak, Batı kapitalizminin bu sorunu daha kolay aşabileceğini söylemek mümkündür fakat meselenin bir başka yönü olduğunu düşünmek gerekir. Batı kapitalizminin refah toplumu aşamasına geçmiş ülkelerinin temel sorununun ekonomik olmaktan çok ‘sosyal’ olduğunu hesaba katmadan bu meselede kolay tahminde bulunmak yanıltıcı olacaktır.
TEMELDEKİ PROBLEM
Kapitalist toplumların ‘ekonomik krizleri’ nasıl aştığını açıklayan iktisat teorisiyle de bilinen Schumpeter kapitalizmin asıl krizinin bir ‘sosyal kaos’ durumunda meydana geleceğini öngörmektedir. Ekonomik krizleri aşacak yaratıcı dalgaları üretme kabiliyeti, kapitalizmin her ‘ekonomik krizden’ sonra yeni bir aşamaya geçmesini mümkün kılmaktadır fakat ona göre esas sorun kapitalist toplumların ‘sosyal kurumlarının çökmesiyle’ ilgili tehlikededir. Kapitalizm, ekonomik krizleri bir kaosa dönüşmeden aşma kabiliyetinde olmasına rağmen, onu başarıya götüren sosyal kurumlarda sorunlar derinleşip kriz yaşanırsa, bu durum giderek ‘sosyal kaosa’ yol açar ki, bu çöküşün habercisidir.
Batılı ülkelerin milli gelir rakamlarına, ekonomik büyüklüklerine bakıp onları gelişmekte olan ya da yoksul ülkelerle mukayese edenlerin, yaşanılan salgın krizinin sonunda ‘dünya nasıl olacak’ diye soranların üzerinde durması gereken en önemli nokta, toplumların ‘sosyal kurumlarının’ fonksiyonelliğidir; ‘virüsten sonra dünya farklı olacak’ diyenlerin neye baktıkları bu bakımdan önemlidir.
Akşam
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol