Kürt Halk Türküsü Çav Bella!
- GİRİŞ09.08.2010 13:47
- GÜNCELLEME09.08.2010 13:47
Evrensellikten yerelliğe sürüklenen dünyada insanların kurduğu hayallerin ufuklarının nasıl daraldığını üç ayrı vaka üzerinden göstermeyi deneyelim.
Evrenselden başlayalım:
İşte bir sabah uyandığımda
Çav bella çav bella çav bella çav çav çav
Elleri bağlanmış buldum yurdumun
Her yanı işgal altında
Sen ey partizan beni de götür
Çav bella çav bella çav bella çav çav çav
Beni de götür dağlarınıza
Dayanamam tutsaklığa
Eğer ölürsem ben partizanca
Çav bella çav bella çav bella çav çav çav
Sen gömmelisin ellerinle beni
Ellerinle toprağıma
Güneş doğacak açacak çiçek
Çav bella çav bella çav bella çav çav çav
Gelip geçenler diyecek merhaba
Merhaba ey güzel çiçek
O kızıl çiçek partizanındır
Çav bella çav bella çav bella çav çav çav
Yiğit yoldaşlardan armağandır bize
Simgesidir özgürlüğün
O kızıl çiçek partizanındır
Çav bella çav bella çav bella çav çav çav
Düşen yoldaşlardan armağandır bize
Simgesidir sosyalizmin...
Sanırım herkes bir yerden, bir şekilde hatırlamıştır. Kiminiz dişlerini sıkıp hiddetten köpürerek, kiminiz aşka gelmiş sevinçten coşarak dinlemiş olsanız da duymadım deme şansınız azdır.
Orijinali Ciao Bella... İtalyancada Ciao'nun hem merhaba hem de hoşçakal anlamına gelmesi türkünün ince esprilerinden. Başka dillere çevrilirken o özellik yitiyor.
Partizanlar olarak ünlenen İkinci Dünya Savaşı'nda faşist rejimlerin işgal altındaki bölgelerde oluşturulan direnişçi komünist gerilla grupları değiştirmiş bu yöresel türkünün kaderini... Sosyalist Enternasyonal'a yolu düşen türkü dünyanın en ünlü siyasi marşlarından biri olup çıkmış...
Faşizme karşı savaşanların dilinden düşürmediği, komünist ve sosyalist eylemcilerin başucu marşlarından Çav Bella; yakıldığı ilk günden bu yana ne faşizmler gördü tespiti mümkün değil. Ancak gördüğü onca faşizm içinde hiç bir faşizmin boyutunun, bizim ülkemizdeki kadar komik ve cahilce olduğunu sanmıyorum....
Onu Kürt halk türküsü ilan eden de Turancılık için kullanan da var...
***
Beyoğlu'nda İstiklal Caddesinde müzik albümleri satan dükkanların birinde yaşanmıştı ilk olay. Hatırayı nakleden arkadaşın adını vermeyeceğim. Ünlü sanatçı Ekrem Atater'in yaşanan ilk komedinin şahitlerinden olduğunu belirtmekle yetineceğim:
Çav Bella çalıyor dükkanda. Dükkandaki herkes, parçayı en iyi yorumlayan isimlerden Milla'nın sesine kulak kesilirken, bir Kürt vatandaşımız, alıyor eline albümü ve tezgahtarın gözlerine dikiyor gözlerini:
"Bu bizim halk türkümüzdür. Kürtçe'den çalmışlar bu eseri. İşte böyle sömürüyorlar bizi, yok sayıyorlar kültürümüzü.... Siz bunun aslını Ciwan Haco'dan dinleyin hele bakın nasıl süper söylüyor"...
Civan Haco'nun Çav Bella yorumunun sözlerinin içeriğini bilmiyorum. Parçayı Kürtçe olarak Rock formatında Rojhan Beken'den dinlemeyi daha keyifli buluyorum. Fakat her ikisinin de parçanın sözlerini Kürtçeleştirirken, (çaw bella carê sibehek dema şiyarbum / çaw bella çaw çaw / girêda yî destê min welatê xwe dibinim / her alî li bin destan e wa ro wê bizê kulîlk bişkivîn çaw bella çaw çaw... ) İtalyanca'dan Türkçeleştiren Grup Yorum kadar yorulmadığını sanıyorum. Fakat daha çok yorulanı da var...
***
Şimdi siz bir de bu "Kürt Halk Türküsünü", bozkurt işareti yaptıkları sağ ellerini sallayarak söyleyen sarkık bıyıklı Ülkücülerden dinlemeyi hayal edin!
"Yok devenin nalı" da demeyin hemen. Bu garabeti de gördü bu fakir!
Parçaya söz yazmakta en çok zorlanan ismin Ozan Manas olduğunu sanırım. Manas parçanın sözlerini ülkücüleştirmiş ve bakın ortaya ne çıkmış:
Eğer bir sabah uyandığında
Üç hilalli bayrağı görürsen karşında
Ülkücü yazacak senin alnında
Secde edesin Allah'a
Eğer ölürsen sen Hak yolunda
Çal mehter çal mehter çal mehter çal çal çal
Bayrağı asacağız bütün Turan'a
Vatan bizim bayrak bizim
Vakanın felsefik ve sosyolojik kısmına dalmıyorum. Çünkü şimdi sizlere nakledeceğim Mehter vakası yorumun ta kendisi:
***
Vakt-i Süruri Sefa İstanbul Mehter takımının Mehter Başı Osman Sak, Üç Hilalli Osmanlı Sancağı ile sahne almalarının istenmediğini anlattı. Kimi MHP bayrağı sanıldığı için kimi de "Osmanlı Sancağı ile ne işimiz olur, Türkiye'nin kendi sancağı yok mu?" diye isyan ediyormuş asırlık sancağa....
Milli Görüş liderine biat etmiş, parti değiştirerek Belediye Başkan yardımcılığı makamını korumak varken, biatine sadık kalarak koltuğu terk etmiş Milli Görüşçü olan Osman Sak çok bozuluyor bu tekliflere ve hazımsızlığa kızıyor...
Sıradan ülkelerin sıradan insanları için gülünüp geçilecek cahilliklerdir anlattıklarım. Ama siz gülüp geçmeyin... Hep birlikte gülüp geçmeyi nasıl başarabiliriz onu düşünün..
Merak etmeyin ben sizi bir sonraki yazımda gerçekten katıla katıla güldürmeyi deneyeceğim…
Yaşar İliksiz - Haber 7
yasar.iliksiz@haber7.com
Yorumlar21