19 Mayıs'ta deprem gençlere ne söyledi?

  • GİRİŞ20.05.2011 07:34
  • GÜNCELLEME20.05.2011 07:34

Dün sabahtan itibaren ana haber bültenlerinin değişmeyen cümlesiydi

“Yurtta ve dış temsilciliklerde coşkuyla kutlanıyor/kutlandı”

19 Mayıs,

Atatürk’ü anma gençlik ve spor bayramı...

 

Türkiye’nin, dünyanın neresinde olursa olsun, törenlerde konuşma yapmak için sahneye çıkan, kürsüye gelen, mikrofonu kapan mülki ve idari amirlerin ne diyeceğini yüzde 98 tahmin ediyor, biliyorum..

50 yaşındayım, 43 yıldır aynı sözler, aynı sözler…

Hamsi, bilinen gına getiren, bitmek tükenmek bilmeyen konuşmalar…

Ardından  Atatürk’ün gençliğe hitabesi: ''Ey Türk Gençliği birinci vazifen, Türk İstiklalini, Türk Cumhuriyet'ini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.Mevcudiyetinin ve İstikbalinin yegane temeli budur…''

Haşa, ne bir kelimesi ne bir harfi değiştirilemez, bir kelime eklenemez çıkartılamaz!

Rozet Atatürkçülerinin hışmına uğrayacağımı bile bile ben bu sene şöyle diyorum: Atam, bugün 19 Mayıs malum, müsaadenizle hitabenize dört kelime ekliyorum; ''Ey Türk Gençliği birinci vazifen, -okuyup, çalışıp, arayıp, bularak-  Türk İstiklalini, Türk Cumhuriyet'ini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur..''

 Sonra, gençliğin cevabı: Kürsüye çıka genç cümle cümle okur kalabalık hep bir ağızdan tekrar eder:

-Ey Büyük Ata,

- Ey Büyük Ata,

-Varlığımızın en kutsal temeli olan,

- Varlığımızın en kutsal temeli olan!

-Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz.

- Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz!

-Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır.

-Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır.

-İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir.

-İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir!”

Alkış…

Bağırmasını bilen gençlerden bir kaçı avazı çıktığı kadar bağıra bağıra, sözüm ona şiir okur… “Şiir bağırmaları” anlaşılsa da, anlaşılmasa da alkışlarla onere edilir…

Bir şiir, bir alkış; bir şiir bir alkış…

-Tören sona ermiştir, arz ederim..

 Rap.. Rap.. Rap… tören geçişi…

Törenlerin, 1930’ların Musollini İtalya’sından ithal anlayış ve zihniyet olduğunu, yazar durur Engin abi ( Ardıç ), haklı…

Oysa 90 yıldır bu tür kutlama ve törenlerden vazgeçmeyenlerin asıl amacı; olan-olmayan, iç-dış düşman(lar)a karşı gençliği dimdik, ayakta ve canını vermeye hazır görmektir…

Görürler ve mutlu olurlar!

Daha da önemlisi gençlere  olası bir tehlike anında muhtaç oldukları kudretin ve kuvvetin damarlarındaki asil kanda mevcut olduğunu hatırlatmak şarttır…

Hatırlatırlar ve mutlu olurlar..

Ya gençler?

 Ah, akıldan geçenleri ölçen yazan bir alet icat edilse de görseniz, bilseniz, duysanız saatlerce ayak üstünde bekletilen ve  tören yürüyüşü yaptırılan gençlerin aklından geçenleri…

Akla, sanata, kültüre, bilime teknolojiye  dayalı mesajlar ve gösteriler  yok denecek kadar azdır…

Olduğu kadarı ise  paraşütçülerin gösterisi “ akıl ve cesaret”, savaş uçaklarının ve helikopterlerinin geçişi “ Bilim ve teknoloji” , öğrencilerin rengarenk kıyafetleri “kültür”, karşı tribüne dizilmiş yüzlerce gencin ellerlindeki tabelaları değiştirerek  çeşitli resim ve sloganların oluşturmaları ise  “ sanat” göstergesidir…

Törenlerde gerçek manada  gençleri 10. Yıl Marşı coşturur..

İyi ki Kenan Doğulu isimli bir popçu çıktı da bu marşı seslendirdi…  Bu Marşın Kenan’dan önce söylendiği zamanları da bilirim…

Fakat bu sene gençlere en büyük mesaj bence Kütahya Simav’dan verildi diye düşünüyorum…

19 Mayıs akşamı meydana gelen deprem gençlere dedi ki; Başta oturduğunuz binalar olmak üzere yolları, köprüleri öyle bir sağlam yapın ki, sağlam kafa sağlam vücutta, sağlam vücüt sağlam binalar, sağlam binalar, müreffeh medeniyetler seviyesine ulaştırılmış ülkenizde olsun…

Sizin yaşadığınız coğrafya bir deprem bölgesidir… Öyle sağlam binalar yapın ki, siz ve sizden sonraki nesiller değil 5.9 şiddetinde, 9 şiddetinde deprem olsa bile kalp krizi geçirip ölmesinler, camdan atlayıp kollarını bacaklarını kırmasınlar…

5.9 şiddetinde deprem  yurtta ve dış temsilciliklerimizde yüreğimizi ağzımıza getirdi…   

Yavuz Nufel - Haber 7
yavuznufel@live.nl

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat