Narin cinayeti nereye geldi?

  • GİRİŞ15.09.2024 09:33
  • GÜNCELLEME15.09.2024 09:33

Camideki Kur’ân-ı kerim kursundan dönen küçük bir kızcağız ortadan kayboldu.

19 gün arandı.

Koca bir köy âdeta tiyatro oynadı.

Ağabey E.G’nin kolundaki diş izleri şüphe uyandıran ilk detaydı ancak bunun Narin’e ait olmadığı açıklandı.

İddiasına göre, başını kolunun üzerine koyup ağlarken, kendisi ısırmıştı.

Gözündeki morluk soruldu, kendine yumruk attığı için mi, yoksa mısır tarlasında gezerken mi olduğunu hatırlamadığını söyledi.

Sırtındaki tırnak izlerine ise “Bilmiyorum” cevabını verdi.

***

Korkunç olayın gerçekleştiği gün, aracı dere kenarında tespit edilen Nevzat B. sorgulanınca, ilk somut delile ulaşıldı.

İtirafçı, Narin’in cesedini amca Salim G’den teslim aldığını, 200 bin lira karşılığında dereye gizlediğini anlattı.

8 yaşındaki yavrucağın çuvala sığdırılan minik bedeni, tam da söylediği yerde, suyun içinden çıktı.

Sırada cinayetin failini bulmak vardı…

Amca mı, itirafçı mı, ağabey mi, yoksa bir başka kişi mi işlemişti vahşi cinayeti?

Ve elbette asıl önemli soru; küçücük bir kız çocuğu, böylesine vahşice niçin katledilmiş ve bütün köy neden gizleme ihtiyacı duymuştu?

***

Narin’in battaniyeye sarılı cansız bedenini, gizlemesi için itirafçıya veren amca katil miydi, yoksa cinayeti örtbas etmek için organizatör rolünü üstlenen aracı mı?

Çok şey söylendi…

Narin’in annesiyle yani yengesiyle birlikte olmaktan tutun da, eşi ve yeğeni ile (Narin’in ağabeyi) aynı uygunsuz ortamda bulunmaya kadar bir sürü iğrenç senaryo ortaya atıldı.

İnsanın kolay kolay ağzına alamayacağı, aklına gelse bile dillendirmekten imtina etmesi gereken ne varsa günlerce ekranlarda milyonlarla paylaşıldı.

Elde net bir ifade yahut delil olmadan söylenmemesi icap eden ne kadar iğrenç senaryo varsa, fütursuzca kamuoyuna aktarıldı.

***

Evet, ortada 8 yaşındaki bir çocuğun vahşice katledilmesi ve bunun köyde birileri tarafından organize şekilde gizlenmeye çalışıldığı aşikârdı…

Lakin, amcanın yeğenine tecavüzü, ağabeyin aynı şekilde suçlanması, amca ve yengenin birlikteliği, daha sonra birilerinin bu birlikteliğe başkalarını da katacak şekilde pornografik hikâyeler yazması, sadece o köydeki değil, ekranlarımıza taşınan toplumsal çürümüşlüğü de ortaya koydu.

Böylesi iğrençlikler, elde hiçbir delil veya ifade olmadan nasıl bu kadar rahat söylenebildi?

Hadisede en masum görünen babaya bile ne iğrenç ima ve iftiralarda bulunuldu.

Herkesin aklına her eseni ekranlardan söyleyebildiği, çoğu akraba olan köyde -hemen herkes olan biteni bildiği hâlde- savcıyı, güvenlik güçlerini yanlış yönlendirmeye ve delilleri karartmaya çalıştığı bir cinayeti, devletimiz âdeta kuyu kazar gibi çözmeye çalıştı.

Ve neticede amca Salim G. ‘kasten adam öldürmek’, itirafçı Nevzat B. ile birlikte Narin’in annesi Yüksel G. ve ağabeyi Enes G. ‘kasten öldürmeye iştirak’, amca Fuat G. ‘suç delillerini yok etmek’, kuzen Muhammed K. ile kuzen Birsen G. yenge Maşallah G, enişte Şevket K. ve amcanın işçisi Selim A, ‘Suçluyu kayırma ve suç delillerini yok etme’ suçlamasıyla tutuklandı.

Birileri, baş şüpheli amca Salim G. ve anne üzerinden yeniden pornografik hikâyelere dönüş sağlarken, Narin’de cinsel saldırıya yönelik herhangi bir bulgu olmadığı ön otopsi raporlarından sızıyor, hiçbir delile dayanmayan amca ile anne arasında ilişki olduğuna dair suçlamaları sanıklar ifadelerinde reddediyordu.

Bu senaryo, tutuklamalarla birleştiğinde zaten şöyle bir soru da ortaya çıkıyordu; Narin’i görmemesi gereken bir şey yüzünden öldürenler, aynı ortamda durumu gören ağabeyi neden öldürmüyordu?

***

Yayın yasağına rağmen, namusa uzanan bu denli suçlamaların hiçbir delile dayanmadan bu kadar rahat söylenebildiği, çok kötü bir imtihan verdi medyamız.

Bir cinayetin aydınlanması için çaba harcamak başka, toplumda infial uyandıran bir vahşi cinayet üzerinden desteksiz sallayarak reyting toplamak, kişisel PR yapmak başka şey!

En uçlara giderek, daha fazla izlenme ve ses getirme yarışının, katledilen masum bir yavrunun haklarını savunmakla ne ilgisi vardı?

Buna bir de birilerinin cinayet üzerinden din düşmanlığı yapma ve siyasi rant çıkarma ahlaksızlığı eklenince, aslında nasıl bir toplumsal çürümüşlüğün içine düştüğümüz bir kere daha ortaya çıktı.

Her şeye rağmen sabırla ve kararlılıkla önce Narin’in dereye saklanan cenazesine ulaşan, daha sonra da olayı bütün yönleriyle aydınlatıp, delilleriyle birlikte katile ve destekçilerine ulaşmak için elinden gelen bütün çabayı ortaya koyan yargımız ve kamu kurumlarımız, sanki hiçbir şey yapılmıyormuşçasına muhalif medya kanallarında topa tutuldu!

Narin’in öldürüldüğü köyden hemen 10 kilometre ötede, evlatları teröre kurban edilen anaları görmezden gelenler, onların feryadını duyurmanın iktidara yarayacağını düşünerek, o anaların çığlıklarına kulak tıkayanlar, bütün şüphelilerin tutuklu olduğu gerçeğine de gözlerini yumarak, hükûmetin cinayeti örtbas etmeye çalıştığı yalanını savurdu.

Oysa her şey haftalardır kamuoyunun gözü önünde cereyan ediyor.

Aile içindeki bir cinayeti, herhangi bir ihbar yahut şüphe olmadan devlet önceden nasıl önleyebilirdi?

Kayıp ihbarı yapıldıktan sonra Narin’in bulunmasını ve olayın çözülmesini sağlayan kimdi?

Narin’in babası bile “Kızımın bir mezarı varsa devletin çabasıyladır. Allah’ın izniyle kim yaptıysa devlet bulacak, kanını yerde bırakmayacak” derken hem de…

***

Bir tarafta ipe sapa gelmez yorumlarla kafa karışıklığı oluşturulurken, öbür tarafta ‘aslında büyük oranda aydınlattığı’ cinayeti somut delillerle tamamlamaya çalışan devlet görevlileri, çok önemli bir veriye daha ulaştı.

Baş şüpheli amcanın 15 yaşındaki işçisi R.A, olay günü Salim G’ye “Tamam henüz bende değil. Daha ölmemiş” diye mesaj atmıştı.

Silinen, ancak uzmanlarınca geri getirilerek çözülen bu mesaj, Salim G’nin cinayeti bir başka kişiye işlettiği yolunda önemli bir şüphe doğurdu.

R.A. da bu mesajın çözülmesi sonrası yeniden gözaltına alındı.

Şimdi aydınlatılacak sorular; amca fail mi, yoksa organizatör mü?

-Bir başkasını korumak için- üstlendiği rolü devam ettiriyor olabilir mi?

Şahsen ben buraların çözüldüğünü, sadece delillendirmek için biraz daha zamana ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.

Elbette tamamen başka bir noktaya da evrilebilir ama bende oluşan kanaat; ağabeyin gözündeki morluk ve sırtındaki tırnak izlerinin cevabı bulunduğunda, cinayetin de tamamen aydınlanacağı yönünde.

Bu, 8 yaşındaki bir evladının ölümünden suçlanan annenin neden böyle bir duruma düştüğünü akla daha yatkın izah ediyor.

Allah kimsenin başına böyle bir şey vermesin.

Çoluk çocuğumuzu kötülüklerden, şeytanın şerrinden muhafaza eylesin.

Neticeyi, sabredip dava sürecinde göreceğiz.

Türkiye gazetesi

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat