"Dünya 5’ten büyük" demeye gelmedik
- GİRİŞ26.09.2024 08:37
- GÜNCELLEME26.09.2024 08:37
Cumhurbaşkanımız bunu yıllarca BM kürsüsünden haykırdı zaten…
Lakin geçen seneden bu tarafa dünya da değişti, dünyanın rotası da değişti, dünyada bakış açıları da değişti…
Güven, inanç, değerler sistemi yerinden koptu, bambaşka yerlere savruldu.
Sadece bir senede oldu bunlar.
Günümüzün Hitler’i Netanyahu, geçen sene BM kürsüsünden Filistinsiz İsrail haritası gösterdikten sonra, dünyanın ekseni kaydı âdeta.
Masum çocukları, Filistinli anneleri, genç kızları, toplama kamplarındaki Filistinlileri vahşice katleden İsrail kasabı, ABD gibi dünyanın merkezine oturmuş bir ülkenin kongresinde ayakta alkışlanırsa nasıl kaymasın ki!
Batılılar!..
Ağızlarına sakız ettikleri insan hakkı, inanç ve ifade özgürlüğü…
Güya savundukları bütün değerleri ayaklar altına aldılar.
“Siviller öldürülmüyor” diyen Almanya Başbakanının zavallılığı neyle izah edilebilir mesela?
Ya Alman polisinin Filistinli çocuklar öldürülmesin diye Filistin bayrağı sallayan çocuğu gözaltına alması…
Kendi toplumları bile karşılaştıkları acı gerçeklerin şaşkınlığında.
Videolar çekip ülkeleri adına utançlarını ifade ediyor vicdanlı insanlar.
Bir senede oldu bunlar ve dünya çok değişti…
Bir tek sistem değişmedi.
Şimdi de belki sıra ona geldi.
***
Türkiye, daha önce “Dünya 5’ten büyüktür” dediği gibi, bu değişim ihtiyacını da bu yılki zirvede seslendiren ilk ülke oldu.
BM’deki Geleceğin Zirvesi oturumunda Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan “Yeni bir mekanizmaya ihtiyaç var” mesajı verdi.
Ardından, Genel Kurulda dünyaya seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan “BM artık kuruluş misyonunu yerine getiremiyor” dedi.
Bunun ispatı için de soykırımcı Netanyahu’ya karşı, Hitler gibi kuvvet kullanılması çağrısı yaptı.
Peki bu BM’de karşılık bulur mu?
Cevabı çok belli…
***
İşte bu yüzdendir ki, Türkiye bu yıl BM’ye aslında “Ya değişeceksin ya da çökeceksin” demeye geldi.
Hakikat de bu zaten.
Gidişat, ikincisi olacak gibi…
Yalnız bu süreç sadece BM’nin çöküşüne gitmiyor.
Kötünün kötüsü yaklaşıyor.
BM Genel Sekreteri Guterres, Genel Kurul açılışında şu ikazları yaptı;
“Dünya büyük bir dönüşüm çağında.
Dünyamız bir kasırga içerisinde.
Daha önce hiç görmediğimiz -küresel çözümler gerektiren- zorluklarla karşı karşıyayız.
Bu şekilde devam edemez.
Dünya barut fıçısı. Hayal bile edilemeyecek bir noktaya doğru ilerliyoruz.
***
ABD’nin “Siyonistim” diyen ve artık koltukta sayılı günleri kalan Başkanı Biden da BM konuşmasında dünyanın bir dönüm noktasından geçtiğine dikkat çekti, “Birçok tehlike var” dedi.
Yaklaşan bu tehlikeyi seneler evvel söylediğimizde komplo teorisi değerlendirmesi yapanlar, dileriz bugün BM’de kurulan cümlelerle uyanmıştır.
Dünyanın gidişatı belli, BM’nin durumu belli…
Şimdi asıl soru şu; Mevcut mekanizmanın yerine ne koyacağız ki sapkın soykırımcıları durdursun?..
Dışarıdan bakınca…
Etrafımızda olanları görüyorsunuz, -ki daha da kötüleşecek.
Ateşin ortasındayız, bir tek hata yapma lüksümüz yok.
1. Dünya Savaşı’nda Sultan Abdülhamid Han'ı devirenler, on yılı bulmadan koskoca Osmanlı’yı nasıl paramparça etmişse…
Şimdi aynı tuzak elimizde kalan Anadolu parçası için kurulmakta.
Terör kalkışmasıydı, darbe denemeleriydi, sınırımıza terör devleti kurma girişimleriydi, pandemiydi, deprem felaketiydi derken zaten yorulduk ve yıprandık…
Ama onlar yılmadılar.
***
Avını önce güçsüzleştiren ve istikrarsızlaştıran, böylece kolay lokma hâline getiren sırtlanlar sürüsünün Gezi kalkışması denemesinden bu tarafa en güçlü aparatı sosyal medya.
Çok yazdık, engellenemiyor da…
Dünyanın gidişatına dair şu kadar önemli hadise olurken, ara ara sosyal medyanın gündemine, orada köpürtülen paylaşımlara ve yorumlara baktım.
Çok çok özür dileyerek yazıyorum ama sümük, kusmuk kıvamında iğrenç tipler, her gün yeni yeni yalanlar üretmeye devam etmiş. Gözümüzün önündeki, bütün dünyaya canlı yayınlanan Cumhurbaşkanının BM konuşması esnasında bile salonun boş olduğu yalanını yaymışlar.
Ne kadar casus FETÖ’cüsü, PKK’lısı ve Osmanlı’yı parçalayan hainlerin uzantısı varsa hepsi iş birliği hâlinde Erdoğan’a saldırıyor.
Amaçlarına ulaştıklarında ne yapacaklarının cevabı, Abdülhamid Han sonrası yaptıklarında.
Bu coğrafyanın kaderi de bu ihanetlerle mücadele etmek demek!..
Yücel Koç / Türkiye Gazetesi
Yorumlar2