CHP’yi ‘terörle ittifak’ pisliğinden temizleyemezsiniz
- GİRİŞ05.01.2025 08:30
- GÜNCELLEME05.01.2025 08:30
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin İmralı çıkışını, yıllardır terör pisliğine gömülen CHP ‘kendini temizleme malzemesi’ olarak kullanmaya çalışmakta…
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Yıllardır bizi DEM’le iş birliği yapmak ve bölücülükle suçlayanlar şimdi tükürdüğünü yalıyor” demiş.
Epeydir buna benzer cümlelerle kendisini ve partisini aklamaya çabalıyor.
Özel’in koltuğuna göz diken Ekrem İmamoğlu da yerine kayyım atanan Mardin eski Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün Bahçeli ile görüşmesine atıf yaparak “Terörist dedikleri kişiyi devlet protokolüne alıyorlar” demiş.
Belli ki bu lafların kendi tabanlarında alıcısı var…
Ama hakikatte ‘devlet aklı’nın yapmaya çalıştığı şey ile CHP’nin terör partisiyle yaptığı iş birliğinin zerrece ilgisi yok, hatta tam aksi.
Bu sadece bugün Bahçeli üzerinden yürütülen süreçte değil, çözüm sürecinde de böyleydi.
Madem istismara devam ediyorlar, tane tane tekrar anlatalım.
***
Dün çözüm sürecinde de Erdoğan’ın ana gayesi ve birinci şartı terör örgütüne silah bıraktırmaktı…
Bugün Bahçeli’nin öncülük ettiği Terörsüz Türkiye girişiminde de ana gaye ve tek şart.
Dün Erdoğan da “Ya silahları gömersiniz yahut sizi gömeriz” diyordu -ki, yaptı.
Bugün de Devlet Bey aynı şeyi söylüyor -ki, Irak ve Suriye’de nasıl kıskaca alındıkları ve neticenin nereye varacağı belli.
Kandil çözüm sürecinde İmralı’nın barış çağrısının aksini yaptı, sonucu hem sınırlarımız içinde, hem de ötesinde gördü…
Şimdi de böyle bir çağrı olsa da olmasa da, Kandil dinlese de dinlemese de yaşayacakları son ortada.
Sadece nasıl olmasını istedikleri soruluyor…
O da açıkça hem Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem MHP lideri Bahçeli tarafından açıkça dillendiriliyor; Ya silahı gömersiniz yahut sizi gömeriz. Birini tercih edin!
***
Şimdi dönelim CHP’ye…
Erdoğan ve Bahçeli’nin bu ‘terörü bitirme’ çabası ile CHP’nin 2014 yılından bu tarafa DEM/PKK ile yürüttüğü ittifak ortaklığı arasında en ufak bir benzerlik var mı?
Sorunun cevabı gayet basit…
CHP bunca yıldır bir defa bile olsun Kandil’e “Silah bırak” dedi mi?
Ağzına bile alamadı.
Aksine eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ta çözüm sürecinde bile “PKK silah bırakmaz kardeşim. Bı-ra-ka-maz” demedi mi?
Bununla da yetinmeyip çukur-hendek olaylarında o günkü adı HDP olan DEM’lilerle birlikte sözde özerklik kalkışması yapan teröristlere kalkan olmadı mı?
Temizlik operasyonunda güvenlik güçlerimizin elini güçlendirmek için Meclis’e getirilen düzenlemeye, OHAL kararlarına karşı çıkmadı mı?
Hepsinde HDP (DEM) ve CHP sırt sırtaydı.
Hatta CHP milletvekilleri PKK’lı teröristlerin cenazelerine bile katıldı.
***
CHP’nin seçim mitinglerinde HDP (DEM) flamaları ve Öcalan posterleri altı okla birlikte sallandı…
Terör örgütünün Suriye’deki kolu PYD-YPG’ye başta Genel Başkanları olmak üzere, CHP’lilerin yapmadıkları güzellemeler kalmadı.
CHP’lilerin Meclis’te ağırladığı teröristler, Suriye’de Mehmetçiğimize saldırırken sarı torbaya girdi.
Sınır ötesi terör operasyonu tezkerelerine Meclis’te fütursuzca “Hayır” oyu veren, operasyonlar başladığında en az DEM’liler (HDP) kadar ciyaklayan, terörle mücadelede elimizi güçlendiren İHA’lar, SİHA’lar yapıldığında teröristlerle tam ağız birliği yapan CHP’nin derdi neydi?
Terörü bitirmek, ülkemizi bu beladan kurtarmak mı?
Asla.
Tam aksine terör örgütünü kurtarmak, hatta daha da güçlendirmek, Suriye’de ‘teröristan’ı kurmaları için çabaladı.
Daha 2023 seçimlerinde CHP adayının vaadi vardı; Suriye’den, Irak’tan Mehmetçiği çekecekti…
Yalan mı?
***
Ülkemizi bölge girişimine öncülük eden Selahattin Demirtaş’ı, Figen Yüksekdağ’ı serbest bıraktırmak için yapmadığını bırakmayan CHP’nin, gırtlağına kadar terör pisliğine bulanmanın bahanesi olarak da tek gerekçesi şuydu; Ne yapalım, başka türlü seçim kazanamayız.
Gerçekten bu muydu bütün dert?
Yeter ki CHP seçimi kazansın, PKK yeniden eski gücüne kavuşsun…
Yine köylerimizi basıp vatandaşlarımızı katletsin…
Askerimizi-polisimizi, eşlerini, hatta kundaktaki çocuklarını bile kahpece şehit etsin…
Bölge halkının üstüne tekrar kâbus gibi çöksün, özerk bölgeler oluşturup ülkemizi rahatça bölsün…
Hatta Suriye sınırımızda ‘teröristan’ı kurup bizden kopardığı yerlerle burayı birleştirsin…
Askerimizi, polisimizi güçlendiren terörle mücadele kanunları rafa kalksın, savunma yatırımları çöpe gitsin…
Bunun karşılığında da CHP iktidarda olsun!
Oh! Ne âlâ siyaset!
***
“Birlikte iyi salladık” dedikleri 7 Haziran 2015’ten bu tarafa her seçimde Kandil’in partisiyle sandık ittifakı yapan CHP’lilerin hiçbiri, bırakın silah bırakma çağrısını, Kandil’deki PKK elebaşlarının destek ve birlik açıklamalarına bir kere bile “Hadi oradan!” demedi.
Aksine, Gezi’de DHKP-C’ye, darbe girişimlerinde FETÖ’ye sahip çıktıkları gibi, PKK’ya da arka çıktılar.
Şimdi MHP lideri Bahçeli’nin, örgütü lağvetmesi için yaptığı ‘İmralı’ çıkışını bahane ederek, içinde çırpındıkları terör pisliğinden kurtulmaya çalışıyorlar.
“Bize yıllardır terörist diyenler şimdi Öcalan’a çağrı yapıyor” kurnazlığıyla partisini temize çıkarabileceğini zanneden Özgür Özel, sıkıysa terör örgütüne ve partisine “Silah bırakmadan asla bir daha ittifak yapmayacağız” desin.
Diyebiliyor mu?
Peki, gerek çözüm sürecinde Erdoğan’ın, gerek bugün İmralı çıkışı yapan Bahçeli’nin hiç DEM’le seçim ittifakı hesabı yaptığını, onları iktidara taşımaya çalıştığını, ‘seçilirsek size şu kadar kadro vereceğiz’ vaatlerinde bulunduğunu gördünüz mü?
Görmezsiniz, çünkü niyet ve amaçlar farklı.
Bahçeli’nin İmralı çıkışı sonrası Suriye’de olanlara bakın, anlarsınız gerçek amacın terörü gerçekten bitirirken, örgütün zemin bulduğu Kürt kökenli kardeşlerimizi kazanmak olduğunu.
Bu yüzden bir yandan Öcalan’a o çağrı yapılırken, öbür taraftan terörle mücadele aralıksız sürüyor.
Cumhur İttifakı’nda terörle mücadelenin duracağını söyleyen mi var?
Ya iktidarda CHP olsaydı!
***
Bir çift sözümüz de Mardin Belediyesinde koltuğuna kayyım atanan Ahmet Türk’ü dert edinen Ekrem İmamoğlu’na olsun…
Belli ki Bahçeli’nin başlattığı süreçte kanaat önderi olarak yer almasından, Ahmet Türk’ten daha fazla rahatsızlık duymuş!
Keşke bu hassasiyeti, Ahmet Türk’ün yerine devletten önce Kandil’in atadığı eş başkan için de gösterseydi!
Yahut Ahmet Türk’ün yerine kendisinden daha fazla dert edineceğine, önce İstanbul’da, Esenyurt gibi bir yere kırmızı kategoride aranan Remzi Kartal başta olmak üzere, terör örgütü üyeleriyle 694 defa görüştüğü tespit edilen birini niye aday gösterttiğini açıklasaydı.
“O zaman YSK adaylığını kabul etmeseydi” kurnazlığıyla bu işin içinden sıyrılamazsınız…
Çünkü yargılanıp hüküm giymemiş birinin adli sicil kaydı ‘temiz’ çıkıyor.
Oldu olacak hüküm giymemiş terör örgütü elebaşı Murat Karayılan’ı da aday gösterseydiniz!
***
El netice…
Bir tarafta, terör örgütüne silah bıraktırıp milletimizin hayrı için gerekirse Öcalan’ın Meclis’te konuşmasını bile sineye çekmeye hazır olduğunu söyleyen irade var, öbür tarafta kendi iktidarı karşılığında ülkeyi yeniden karanlığa götürmeye ve bölmeye razı bir kafa.
Boşuna çırpınmayın, herkesin yaptığı ortada.
Yücel Koç / Türkiye Gazetesi
Yorumlar3