Putin’e onurlu bir çıkış kapısı yok mu?
- GİRİŞ22.09.2022 08:33
- GÜNCELLEME22.09.2022 08:45
Ve Rusya kısmi seferberlik ilan etti.
Çok uzun zamandan bu yana yeni düzenin nasıl bir şekle bürüneceğinin henüz belli olmadığını lakin tipik bir hegemonik mücadelede olduğu gibi son derece şiddet içereceğini yazıyor ve dillendiriyorum...
Rusya’nın konvansiyonel bir harekâtta kapasitesinin ne olduğu oldukça merak edilen bir konu idi ve bu kapasitesi 24 Şubat tarihinden bu yana sahada Ukrayna ordusu üzerinden test ediliyor. Açık istihbarat kaynaklarından akan veriye dayalı olarak yapılan birçok uluslararası askerî analizde, Rusya’nın sahada son derece dağınık bir görüntü veren hâli yazılıp çiziliyor.
Rusya’yı asıl telaşlandıran konu da tam burası, yani ayağının sürçtüğü hissedilirse herkesin kendisinden bir parça isteyeceğinin son derece bilincinde.
Takip edenler bilirler işgalin başlamasının üzerinden bir hafta geçmemişti ki 3 Mart 2022 tarihinde bu köşede Kemal Tahir üstada atıf ile ‘Kurtlukta, düşeni yemek kanundur’ isimli bir yazı(*) kaleme almıştım.
O yazıda her şey çok yeni olduğu için şu tespiti yapmıştık: ‘Tarih, karşısındaki rakibinin hiçbir alternatifi bulunmadığını sanan liderlerin hayal kırıklıkları ile doludur. Bu zaviyeden baktığımızda Putin’in Ukrayna’da kendisine gül bahçesi vadedilmeyeceğini düşünmesi gerekirdi, belki de düşünmüştür, takip edip göreceğiz...’
Böyle olmuşa benziyor.
Putin yaptığı birçok konuşmada Kırım’ı ‘Rusya’nın tapınak tepesi’ olarak nitelendiriyordu. Bu aslında Putin’in Ukrayna’ya dair tasavvurunu da açıkça ortaya koyan bir cümle idi aynı zamanda.
Bunun dışında kendisini Ukraynalıların ellerinde çiçekler ile karşılayacağını düşündüğüne dair bol miktarda ipuçları da mevcut.
Temmuz 2021 tarihinde kaleme aldığı ‘Rusların ve Ukraynalıların birliği’ isimli yazıda Rusları, Ukraynalıları ve Belarusluları Büyük Kiev Knezliği’nin parçaları ve evlatları olarak gördüğünü beyan ediyor... Bu cümlelerden Putin’in Ukrayna’ya dair paternalist bir perspektife sahip olduğunu yani Ukrayna ve Belarus konusunda önemli kararları vermeye sadece kendisini yetkili gördüğünü anlayabiliyoruz.
Oysa Ukrayna’nın Batı’nın silah yardımı ile ortaya koyduğu direniş, Putin’in zihninden geçenler ile sahanın farklı olduğunu bizlere sunuyor.
İşte tam bu noktada Rus siyasi hayatındaki kırılmaları en iyi bilen Putin, Ukrayna sahasının ikinci bir Kırım yenilgisine dönmemesi için stratejik bir karar alarak ülkesinde kısmi seferberlik ilan etti. Aksi takdirde Ukrayna sahasında yaşananların Rusya’yı bugün bulunduğu konumdan farklı bir yere getireceğinin farkında.
O yüzden Putin dün yaptığı açıklamada ısrarla ‘Hedefimiz Rusya’yı korumak’ cümlesinin altını çizdi.
Batı, savaşı sonlandırmak istemiyor!
Ukrayna ordusunun 9 Ağustos tarihinde güneyde Herson, kuzeyde Harkiv hattında başlattığı saldırılar, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin masaya daha maksimalist istekler ile gelmesine kapı araladı. Anlaşılan o ki Batı, Zelenskiy eli ile Rusya’yı istediği kıvama getirme noktasında oldukça kararlı ve Zelenskiy de kendisine verilen rolden oldukça memnun...
Her ne kadar medyada sıklıkla Batı’nın bu kış donacağı yazılıp çizilse de Batı’nın bu doğalgaz arzı eksiğine rıza göstererek bugünkü siyasetini ortaya koyduğunu ve vatandaşını da bu şartlara her geçen gün hazırladığını okuyabiliyoruz.
Ya bizde?
İran’ın doğalgaz tesislerindeki basınç düşmesi sonucu birkaç günlüğüne sanayi tesislerine kısıtlı bir şekilde gaz akışının sağlanması bile Türkiye’de muhalefet tarafından sorumsuzca eleştiri konusu yapıldı. Dünyanın bu derece sorunlu bir döneme girdiği zamanlarda dahi ortaya konan bu popülizm, ülkeye çok zarar veriyor, maalesef vermeye de devam edecek.
Putin nükleer silah kullanır mı?
Bunu elbette bugünden tahmin etmek çok güç, zira mermi namluyu terk ettikten sonra savaşların nerede duracaklarını kestirmek neredeyse imkânsız. Lakin Putin taktik nükleer silah gibi tesiri mahdut bir nükleer silah kullansa dahi, bu tam da Batı’nın isteyeceği bir konu olur. Bu yıkıcılığı Batı hiç şüpheniz olmasın ki Rusya’yı daha da kuşatmak maksadı ile kullanmaktan geri kalmayacaktır.
O zaman Putin seferberlik ilan ederek nereye ulaşmak istiyor?
Yaklaşık 300 bin kişinin silah altına alınacağı bu kısmi seferberlik ile Putin daha yıkıcı bir savaşın içine pekâlâ girebilir lakin burada da zafer vadedilmiş bir müjde değil. Ukrayna ordusu bu yıkıcı saldırılara karşı da bir direnç gösterirse o zaman Putin için sonun başlangıcı olabilir.
Batı, Ukrayna’da Putin’e onurlu bir çıkış kapısı açmak istemiyor
Neden?
Çünkü Ukrayna sahası Ukraynalıların kanı üzerinden de olsa tam da ABD’nin istediği gibi gidiyor. Uzayacağı belli olan bu savaş ile Rusya sosyoekonomik bir çöküşe giderse, ABD ve Batı yeni ve Putinsiz Rusya ile el ele devam edecek.
Böylece, hem Avrasya’nın kalbi Batı için tehdit olmaktan çıkarılacak hem de bu stratejik coğrafyanın avantajı ile Çin’in çevrelenmesi siyasetinde çok büyük bir avantaj elde edilecek.
Bu gerçekleşirse, bugüne kadar çok kutuplu dünya gerçekliği içinde hareket eden Türkiye’nin de şartsız bir şekilde Batı ile birlikte hareket etme zorunluluğu ortaya çıkar ki bu çok da istenilen bir durum asla olamaz.
TÜRKİYE GAZETESİ
Yorumlar5