Altılı masa yeni bir masaya gebe mi?

  • GİRİŞ29.09.2022 14:19
  • GÜNCELLEME29.09.2022 14:20

Bunlar gazeteci falan değil dense de ısrarla gazeteci denmeye devam eden gazeteci görünümlü terörist Mersin’de bir polisimizi şehit etti.

Bilineni uzun uzun buraya yazmaya niyetim yok.

TBMM kürsüsünden "Hiçbir suçu günahı olmadığı hâlde 20 gazeteci neden gözaltında?" diyen Kemal Kılıçdaroğlu, sözde gazeteci bir terörist tarafından şehit edilen polisimizin ailesinden de helallik alır mı?

Oldukça zor bir soru tabii ama Demirtaş posterinin kenarında pişkince poz verebilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun bunu da yapmasında bir mâni yok elbette.

Helallik almak gibi son derece önemli bir kavram, her türden rezilliği örten bir söyleme sırf siyasi maksatlar ile nasıl dönüştürülebilir?

Kılıçdaroğlu, gazete olma iddiasındaki bu paçavraların manşetlerine baksaydı zaten neyin ne olduğunu anlardı.

Haber adı altında terör örgütünün talimatlarını ulaştıran, terör örgütüne psikolojik destek sağlayan manşetler ile çıkan bu paçavralara gazete, çalışanlarına da gazeteci derseniz insanlar haklı olarak sizleri sorgular.

Partinizin grup başkanvekilinin kameralar karşısında esip gürlemesini de kusura bakmayın ama kimse dinlemez.

Kaldı ki bu olay da ilk değil.

CHP’nin Vatan Caddesi üzerindeki emniyet müdürlüğü binasına saldıran Elif Sultan Kalsen’den Suriye’deki çatışmalarda öldürülen Ceren Güneş isimli teröriste varana kadar ‘mağdur’ parantezine alarak destek çıktığı isimler var.

O zaman insan haklı olarak yaşananların bir tesadüf olmadığını düşünmeye başlıyor.

Sosyal medyaya dikkat!

Sosyal medyada suret-i haktan gözüken fakat toplumu inceden inceye kışkırtan bazı hesaplar, Mersin’deki terör saldırısı gerçekleşir gerçekleşmez, saldırıların bir seçim taktiği olduğuna dair paylaşımlar yapmaya başladılar.

Eğer sosyal medya yasası hâlâ ertelenmeye devam eder ve bu hesaplar üzerinden toplumun kışkırtılmasına alan açılırsa, gelecek altı ay içerisinde bizleri hiç de huzurlu günlerin beklemediğini şimdiden söyleyebilirim.

İddialı alanlarından saldıracaklar

Türkiye; siyasi tarihinin en kritik seçimlerinden birine doğru giderken, iktidarın en başarılı olduğu güvenlik siyaseti, terör ile mücadele, altyapı yatırımları ve sağlık gibi konular üzerinden bol miktarda saldırı denenecektir.

Daha birkaç yıl evvel tüm Türkiye’de elektriklerin nasıl aynı anda gittiğine hep birlikte şahitlik etmiştik. İktidarın karnesinde önemli bir müspet alan oluşturan altyapı yatırımlarının aslında düzgün çalışmadığı algısı oluşturmak üzere, başta havalimanları, otoyollar, barajlar, elektrik ve doğalgaz iletim hatları ve köprülerin bilişim sistematiğine yönelik siber saldırılar geliştirilebilir.

Terör ile mücadelesinde kırsalda kolu kanadı kırılan PKK’nın, Mersin örneğinde olduğu gibi lokal saldırılar düzenlemek isteyeceği aşikârdır.

Konu sadece PKK ile de sınırlandırılmadan, DEAŞ gibi örgütler üzerinden gerçekleştirilecek saldırılar ile sığınmacıların oluşturduğu güvenlik riskleri üzerinden toplum kışkırtılabilecektir.

Saldırının meydana geldiği andan itibaren olayın bir DEAŞ saldırısı olduğunu ısrarla gündeme taşıma telaşında olanların kafalarının arka planında da bu vardı.

Oysa DEAŞ denilen terör örgütünün PKK’dan daha masum bir terör örgütü olduğunu hangi aklıselim sahibi insanımız iddia edebilir?

Meral Akşener, CHP Milletvekili Bülent Kuşoğlu’na sözlerini kaşık kaşık yedirtti

Meral Akşener’in "Benim babam da CHP’lidir" ve "Kemal Kılıçdaroğlu’nu aileme emanet ediyorum" gibi cümleler sarf ettiği gün, bunun aslında Kılıçdaroğlu’na siyasi destek gibi algılanmasının büyük hata olacağını dillendirmiş, burada da Meral Akşener’in kafasının oldukça karışık olduğuna dair bir yazı(*) kaleme almıştım.

Meral Akşener, altılı masanın noter olmadığını söyleyerek Kılıçdaroğlu’na hatırlatma yapmakla kalmadı, "İster Mansur Bey ister Ekrem Bey aday gösterilecekse biz varız, itirazımız yok" diyerek Kılıçdaroğlu’na koyduğu şerhi bu iki belediye başkanına koymadı.

Biz de pazar günü kaleme aldığımız yazıda, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş açısından adaylık ihtimalinin ortadan kalkmadığını, sosyal medya üzerinden alınan biat dilekçelerinin ne kadar iş göreceğini ise hep birlikte göreceğimizi ifade eden bir değerlendirmede bulunmuştuk.

Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’ye dair bir diyet borçlarının bulunmadığını da ifade eden Akşener’in açıklamaları, CHP Milletvekili Bülent Kuşoğlu’na sözlerini yedirecek cinstendi.

Bu şartlar altında 2 Ekim Pazar günü toplanacak altılı masadan net bir aday ismi çıkmasa da önemli kırılmaların yaşanabileceğini öngörüyoruz.

Hatta Nasrettin Hoca’nın kazanı misali masa doğurup yeni bir masa daha ortaya çıkarsa çok şaşırmamak gerekir.

Bekleyip göreceğiz.

.....

TÜRKİYE GAZETESİ

Yorumlar11

  • Yavuz Sultan Selim 2 yıl önce Şikayet Et
    chp'nin psikolojisi; yunan roma ve onların temsil ettiği batı'nın gönüllü kölesi, güce tapan zayıfı ezen tam da gavur dalkavukluğu hastalığıdır !..
    Cevapla
  • Doğrucu Davud 2 yıl önce Şikayet Et
    Altılı masanın altılı ganyan'dan tek farkı bunların yarış atı olmayıp sütçü beygiri olmaları, yani bunlar hizmet için değil hezimet içindir !..
    Cevapla
  • Rutruso 2 yıl önce Şikayet Et
    Size ne 6 lu masadan!!!.seçim sonu Özışık kardeşlerle YouTube yaparsınız artık
    Cevapla
  • Rutruso 2 yıl önce Şikayet Et
    Sen asıl seçim sonu pinokyoları gör..
    Cevapla
  • vatanını seven 2 yıl önce Şikayet Et
    bunlardan masa da doğsa yeniden bir şey olmaz çünkü amelleri de niyetleri de salih ve sahih değil
    Cevapla Toplam 13 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat