Erdoğan’ın Akşener’e yaptığı ‘masayı terk edin’ çağrısına hiç düşünmeksizin cevap veren Meral Akşener’in, masadan kalkma ya da masayı dağıtma şansı daha da azaldı. Böylelikle Erdoğan’ın yaptığı hamleler ile masayı dışarıdan dizayn ettiğini söyleyenler hiç de az değil.
 
Tamam, siyasette yirmi dört saat bile çok süredir lakin Akşener son yaptığı açıklamalar ile masadan kalkabilme ihtimalini zora soktu. İyi Partili tüm il başkanlarının Akşener’e adaylık için baskı yaptığı söylenen böyle bir ortamda, Akşener’in açıklamaları âdeta pişmiş aşa katılan su misali oldu.
 
Erdoğan’ın bu hamleyi ustalıkla yaptığı ve Akşener’in elini kolunu bağladığı varsayımı şayet doğru ise, o zaman Erdoğan masanın dağılmasını pek de istemiyor anlamı çıkabilir.
 
Uzunca bir zamandan bu yana, çoklu aday göstermenin, seçimleri ikinci tura taşıyabileceği kamuoyu araştırmalarından çıkarılan bir sonuçtu.
 
Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Meral Akşener’in ve HDP’nin ayrı ayrı siyaset minderine çıkması Cumhur İttifakı’nın istediği bir tablo değilse, Erdoğan bu söylemleri ile Akşener’in masa ile olan irtibatını biraz daha güçlendirdi.
 
Hatta sadece güçlendirmekle kalmadı, İyi Parti dâhil, kalanların tamamını CHP güdümündeki masanın paydaşı, dolayısıyla da HDP ile bulaşıklığı olanlar konumuna getirdi.
 
Erdoğan, unu ve kepeği ayrıştıracak bir düzlem istiyorMasa
dağılmazsa ne olur?
 
Altılı masa dağılmadan seçimlere giderse, ilk turda ya da ikinci turda mutlaka HDP desteğine muhtaç. HDP desteği olmaksızın yüzde 51 oy oranına ulaşmaları ise sadece bir hayalden ibaret.
 
HDP desteği olsa dahi, bu desteğin masaya blok olarak yansımayacağı ve Erdoğan’ın ipi daha ilk turdan göğüsleyebileceği de anketlerden çıkan sonuçlar arasında.
 
İşte Erdoğan tam böyle bir ortamda Akşener’in masadan kalkarak, Kemal Bey’in belediye başkanları ile bir birliktelik kurmasının da önüne geçti.
 
Elbette şimdilik.

Terör saldırısında yeni gelişmeler
 
İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısı sonrası basına sürekli yeni gelişmelerin haberleri düşmeye devam ediyor.Saldırıya karışmış olma ihtimalleri bulunan beş şüpheli Bulgaristan’da yakalandı.
 
Saldırıda parmağı olanlardan Hüssam kod adlı kişi ise Suriye’nin Azez kentinde yakalanarak İstanbul’a getirildi ve sorguya alındı.
 
Saldırıya dair alınan ifadeler arttıkça ve istihbarat çarkından akan veriler işlendikçe, saldırının nasıl bir tezgâh olduğu ve Türkiye’nin son zamanlarda ortaya koyduğu siyasetin, birilerini nasıl ürküttüğü sanırım daha fazla anlaşılacaktır.

Tek değişmeyecek hakikat

Saldırının arkasında kim ya da kimler olursa olsun, saldırının tetikçiliğinin yine Suriye’de beslenip semirtilen PYD/YPG tarafından yapıldığı gerçeğidir. Bataklıkta, terör üretmesi amacıyla beslenen caniler olduğu sürece, her istihbarat teşkilatı bu canileri sizin aleyhinize yeri ve zamanı geldiğinde kullanmak isteyecektir.
 
O yüzden bu bataklığın ivedilikle kurutulmasının zamanı çoktan gelmiş ve geçmiştir.Elbette PYD/YPG terör örgütünün Suriye sahasında herkes tarafından kullanılabileceğini ilk kez dile getirmiyorum. Bu köşede 18 Ağustos 2022 tarihinde kaleme aldığım ‘İddiasından vurulanların dünyası’ isimli yazımdan(*) bazı kesitleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
 
‘Suriye’de Türkiye söz konusu olduğunda, İranlı grupların, Esad’ın ve YPG’nin nasıl birlikte hareket ettiğine birçok kez şahitlik etmedik mi? Bu yüzden Suriyeli sığınmacıların Suriye’ye dönüşü ve sınırın terör unsurlarından arındırılması konusunda adımlar atmaya Esad’ı icbar etmeli.
 
Hep birlikte görülecektir ki hem İran hem de Esad buna yanaşmayacak ve farklı provokasyonlar ile bu faaliyet takviminin işlemesinin önüne geçmek isteyeceklerdir.
 
Esad’ın çevresinden sızanlardan anladığımız, Esad’ın da İran’ın da umudu 2023 seçimleri.
 
Yani anahtar teslim Türkiye projesi sadece Batı’nın değil, aynı zamanda Esad’ın da İran’ın da umudu.’
 
İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısını, işte tam üç ay önce paylaştığımız bu öngörü doğrultusunda anlamaya çalışmak bugün daha da kıymetli hâle geldi.

Türkiye