Çok yönlü bir kuşatma var! O yüzden mevzi vatandır, gerisi teferruattır!
- GİRİŞ23.05.2021 10:13
- GÜNCELLEME23.05.2021 10:16
Türkiye, kuşatılıyor...
Güneyden, kuzeyden, doğudan, Ege’den...
Ve içeriden...
Türkiye’nin içeriden de kuşatılması çok tehlikelidir.
Dışarıdan gelen her tür saldırıdan daha tehlikelidir bu.
MUHALEFET, BU KADAR BASİRETSİZ OLMADI BU ÜLKEDE!
Bir muhalefet liderinin, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, ülkenin Cumhurbaşkanına Netanyahu benzetmesi yapması, aslâ kabul edilemez çok büyük bir aymazlık ve basiretsizlik örneğidir. Duyunca şok oldum, doğrusu! Hatasını telafi eder diye bekledim ama olmadı. Akşener’e yakışmadı bu. Özür dilemeli Akşener! Yoksa bunun bedelini sandıkta ağır öder!
Ana muhalefet partisi lideri Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan›ı, meşrû, halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı olarak görmemesinin, daha da vahimi, sürekli “diktatör, diktatör” diye yaftalamasının da ne kadar ürpertici bir aymazlık ve basiretsizlik örneği olduğunu önceki yazımda tartışmıştım.
Bu iki örnek, Türkiye’nin sadece dışarıdan değil aynı zamanda içeriden de kuşatıldığını gösteriyor...
HDP’nin, küresel sistemin şamar oğlanı olarak Türkiye’yi içerden destabilize etmekte ve parçalanmanın eşiğine sürüklemekte tepe tepe kullandığı PKK terör örgütünü kınamak ve bu toplumu aşağılayıcı “Ermeni soykırımı” iftirasını şiddetle eleştirmek yerine, iğrenç açıklamalar yapması da Türkiye’nin içeriden kuşatılmasının bir başka ürpertici örneğidir.
Merak ettiğim soru şu: Bu muhalefet partileri, geliştirdikleri sadece Erdoğan’ı göndermek odaklı bu talihsiz dille ve yaklaşımla, ülkeyi dışarıdan kuşatan ve önlerinde yeniden diz çöktürmek isteyen emperyalist güçlerin ekmeklerine yağ sürdüklerini görmüyorlar mı acaba?
Eğer görmüyorlarsa, ülkede ve bölgede oynanan oyunları, Türkiye’nin medeniyet coğrafyasında her bakımdan öncü bir rol üstlenerek toparlanma girişimlerini önlemek için Türkiye’yi dışarıdan dört bir taraftan kuşattıklarını göremiyorlarsa, neyi görüyorlar acaba, diye sormak istiyorum.
Eğer görüyorlarsa, daha vahim bir durumla karşı karşıyayız demektir! Bu durumda buna göre dışarıdan yapılan kuşatmaya paralel içeriden kuşatmayla destek verdikleri anlamına gelir bu. Ki bunun ne anlama geldiğini söylemeye bile dilim varmıyor.
Bu ülkeye yazık ediyorlar!
Muhalefet, elbette ki, hükümeti, uygulamalarını eleştirecek. İktidarın gücü, güçlü bir muhalefete sahip olabilmesiyle doğru orantılıdır.
Üç örnek de muhalefetin ülkeyi cehenneme sürükleyecek bir basiretsizlik örneği sergileyebileceğini gösteriyor. Ki bu, muhalefet için kara bir leke olarak tarihe geçecektir ve ülkemizin geleceği adına da ürperticidir.
MUHALEFET, EMPERYALİSTLERİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRERSE...
Düşünün...
Ülkenin ana muhalefeti, cumhurbaşkanını meşrû olarak görmüyor! Bu yetmiyormuş gibi, cumhurbaşkanını “diktatör” olarak yaftalıyor, küresel sistemin Türkiye üzerinde uyguladığı Saddamlaştırma projesine su taşıyor!
İnanılır gibi değil!
Saddamlaştırma projesi, Türkiye’nin bir diktatör tarafından yönetildiği, müdahale edilmeye müsait bir ülke olduğunun ilan edilmesidir bütün dünyaya!
Böyle bir projeyi Kılıçdaroğlu görmüyor olabilir mi, etrafındaki CHP elitokrasisi görmüyor olabilir mi!
Ülkenin içerden kuşatılmasının çok tehlikeli bir örneğidir bu!
Tarih, böyle bir tezgâhı aslâ affetmez! Sadece tarih değil, millet de, elbette!
Mazlumların umut olarak baktığı ülkenin cumhurbaşkanı Erdoğan’ın terör devleti İsrail’in eli kanlı başbakanıyla özdeşleştirilmesi, Türkiye’nin dışarıdan hedef hâline getirilmesi için meşrûlaştırma aracına dönüştürülebilir!
Ve üçüncü olarak kendisi terörle yüzleşmesi gereken HDP’nin emperyalistlerin ağzıyla konuşarak “Türkiye’nin Ermeni soykırımı ile yüzleşmesi gerekir” şeklinde bir açıklama yapabilmesi, ürperticidir ve ülkenin içerden kuşatılmasına katkı sunmaktan başka bir anlam ifade ermez!
Muhalefet güçlü olmalı. Ülkenin içeriden kuşatılması için basiretsizce ve ürpertici açıklamalar yapmak muhalefeti güçlü kılmaz, aksine, gülünç ve acıklı kılar!
Sözün özü: Muhalefet, ülkeyi dört bir taraftan kuşatan emperyalistlerin işlerini kolaylaştırmak anlamına gelecek bir içeriden kuşatma operasyonuna hem malzeme olmamalı hem de malzeme sunmamalıdır!
Aksine dört bir taraftan gerçekleştirilen bu kuşatmaya karşı yekvücut olmalı, dimdik durmalı, emperyalistlerin iştahlarını kursaklarında bırakmalı, ülkeyi kuşa kurda yem etmeyecek kadar Türkiye’den yana olduğunu açıkça ilan etmelidir!
KÜRESEL OPERASYONA KARŞI TEK YÜREK TEK BİLEK OLACAĞIZ!
Türkiye, iğrenç bir küresel operasyonla karşı karşıya!
Dört bir taraftan kuşatılmış durumda. Dış kuşatmaya karşı bir de içeriden kuşatma operasyonu yiyoruz!
Ülke art arda patlatılan skandallarla kaosa sürüklenmeye ve yönetilemez algısı oluşturularak müdahaleye hazır hâle getirilmeye çalışılıyor!
Buna sessiz kalınamaz!
İdeolojik / siyasî farklılıklarımızı unutacağız!
Türkiye’yi hallaç pamuğu gibi savuracak küresel saldırıyı tek yürek tek bilek olarak püskürteceğiz!
Mevzi, vatandır.
Gerisi, teferruattır.
Yeni Şafak
Yorumlar13