“Darbe” de “felaket” değil mi Sayın Gül?

  • GİRİŞ26.08.2021 11:19
  • GÜNCELLEME26.08.2021 11:24

28 Şubat darbesinden bir hafta önce dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir, Washington’da, Türk-Amerikan Konseyi (ATC) toplantılarının son gecesinde düzenlenen baloda bir konuşma yapıyordu.

“Konuşma” dediğime bakmayın, vatan toprağından binlerce kilometre öteden REFAHYOL hükümetine “ayar” veriyordu.

Ertesi gün mütareke basınına “Muhtıra gibi” manşetiyle yansıyacak o sözler, toplantıda bulunan bine yakın davetli tarafından ayağa kalkılarak alkışlanırken, Çevik Bir de popstar gibi başıyla kendisini alkışlayanları selamlıyordu.

O sırada davetliler arasında bulunan dönemin Devlet Bakanı Abdullah Gül ise partisine yönelik hakaretlerinden olsa gerek Çevik Bir’i alkışlamakta biraz ağır kalmıştı. Akabinde, önce oturduğu yerden sonra da ayağa kalkarak, Bir’i alkışlamıştı. Buna rağmen dönemin kudretli(!) orgenerali Çevik Bir, sırf alkışlamakta geç kaldığı için Gül’ü kastederek;

“Alkışlamayanın ellerini kırarım” demişti.

2001 yılında, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu düzenlediği 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonuna tüm partilerden temsilciler davet ederken AK Parti’den kimseyi çağırmamıştı. Bu duruma bozulan Gül, “Bu tip ayrımcılık yapılırsa halk üzülür. Halk üzülünce de kurumlar halk nezdinde yıpranırlar” diyerek, Kıvrıkoğlu’nu doğrudan hedef almak yerine dolaylı anlatımlarla tepki göstermeye çalışmıştı.

2007 yılında ise Abdullah Gül, cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ilk olarak GATA’daki mezuniyet törenine katılmıştı. Dönemin Genelkurmay Başkanı ve 27 Nisan e-Muhtıracısı Yaşar Büyükanıt, kürsüye çıkarken Abdullah Gül’ü selamlamadığı gibi konuşmasında, “Sayın Cumhurbaşkanım” demek yerine,”Sayın Cumhurbaşkanı” hitabını kullanmıştı. Dönem birincisinin ödülünü veren Gül neredeyse hiç alkış almazken, davetliler dönem dördüncüsünün ödülünü veren Büyükanıt’ı coşkulu bir şekilde alkışlayarak akıllarınca Gül’e mesaj vermişlerdi. Tören sonunda diplomalarını alan genç teğmenler de protokol önünde dizilip, kınından çıkardıkları kılıçları ileriye doğru uzatarak hep bir ağızdan; “Biz biriz. Tek nefes, tek yüreğiz. Biz Türkiye’yiz. Kılıcımız keskin, kanımız helal olsun. Varlığımız Türk varlığına armağan olsun” diye haykırmışlardı. İşin ilginç yanı ise her cümlesi “ima”larla dolu olan bu seremoni, TSK’da ilk kez Abdullah Gül’e karşı uygulanıyordu. Anlayacağınız, çiçeği burnunda(!) teğmenler bile kılıçlarını o sırada protokolde bulunan Gül’e doğru uzatarak, onu açık açık tehdit ediyorlardı.

Hepsi bir kenara…

Bugün muhtemelen siyasi görüş olarak Abdullah Gül ile aynı çizgide olan dönemin Genel Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ bile, 2009 yılında 30 Ağustos Zafer Bayramı için düzenlenen ve 4 bin kişinin davet edildiği resepsiyonda “cumhurun başı” “ordu”nun başkomutanı olan Gül’e tek kişilik davetiye göndererek eşine ayrımcılık yapmıştı.

Şimdi, Abdullah Gül’ün de “kurucu”ları arasında yer aldığı AK Parti iktidarının attığı hukuki adımlar sayesinde, cuntacılar hesap veriyor. 

12 Eylül darbecileri sanık sandalyesine oturtuldu…

15 Temmuz darbesine kalkışan hainler tek tek tutuklanıp zindanlara tıkıldı…

Montrö bildirisiyle milli iradeye parmak sallayan amiral eskileri jet soruşturmayla yargılandı…

Son olarak, milletin ruh kökünü doğrudan hedef alan, milletin silahını millete doğrultan, mütedeyyin insanları kamusal alandan silmek için şeytani icraatlara imza atan ve Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak geçen 28 Şubat darbecilerinden tam 24 yıl sonra hesap soruldu.

Aralarında, Abdullah Gül için “Alkışlamayanın ellerini kırarım” diyen dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir’in de olduğu 14 darbeci general, müebbet hapis cezasına çarptırılarak, hapse atıldı…

18 Ağustos 2021 itibariyle başlayan tutuklama sürecinin üzerinden bir hafta geçmesine rağmen, henüz Abdullah Gül’den ses seda çıkmadı. 

Sosyal medya hesabına baktığımda, Gül’ün en son 2 Ağustos’ta PKK’lıların kundakladığı ormanlarımızdaki yangınları günlerdir büyük bir üzüntüyle takip ettiğine yönelik mesajı yer alıyordu…

Söndürme çalışmalarını dikkatle takip ettiğini ifade eden Gül, “felaket” diye nitelediği yangınlarla mücadele edenlere Allah’tan kolaylık diliyordu.

Tamam…

Orman yangınları elbette felakettir.

Peki ya, milletin iradesini postallarıyla ezerek kevgire çeviren, ülkenin asli unsuru Müslümanları ve Türkiye’nin bir vatan parçası haline gelmesini sağlayan “İslam” mensubiyetini hedef alan, imanlı bir neslin istikbalini gasp eden ve her alanda telafisi mümkün olmayan hasarlar açan meş’um darbeler felaket değil midir?

O halde niçin “darbe” felaketi ile mücadele ederek, Türkiye’de darbeler dönemini tarihin çöplüğüne atan ve sana “kardeşim” diye hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mücadelesi için tek bir tweet bile atmaya tenezzül etmiyorsunuz Sayın Gül?

Erdoğan’ı geçelim…

Hac sayısına kafayı takarak, bu yüzden Başbakan Necmettin Erbakan’a hakaret ederek, “boşalma hakkını kullanan” küfürbaz postalcılardan hesap sorulmasının hiç mi önemi yok sizin için?

Her neyse..

Kim bilir?

Belki de sessiz kalmanız daha hayırlıdır.

Zira, bu ülkede düzenlenen ilk sivil darbe girişimi olan Gezi kalkışması için sarf ettiğiniz, “Gezi olayları ile gurur duyuyorum” sözleri, hâlâ aklımızda..

Şimdi de kalkıp, “28 Şubatçı paşalarla gurur duyuyorum” demeyeceğinizin garantisini kim verebilir?

Yeni Akit

Yorumlar6

  • Osman Er 3 yıl önce Şikayet Et
    Çok güzel bir yazı, apo boyuna assın bunu... Ona Abdullah demeye dilim varmıyor..
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • İhsan şahin 3 yıl önce Şikayet Et
    Yazınız için çok teşekkür ederim. Ara sıra hafızamızı tazeleyin. Çok çabuk unutuyoruz.
    Cevapla Toplam 11 beğeni
  • Bekir 3 yıl önce Şikayet Et
    Abdullah gül bizim için siyasi maçtadır.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Haydar İpek 3 yıl önce Şikayet Et
    Haberiniz tamamen doğru ve isabetli görüşleriniz için sizi tebrik ediyorum amma sayın Abdullah Gül halk nazarında itibarını kaybetmiştir dostum deyip cumhurbaşkanlığı koltuna oturtan sayın başkanımız Tayyip Erdogana ve milletin bir zamanlar kendisinin savunduğu değerlere ters düşmüş bir kişidir Allah basiret versin Amin
    Cevapla Toplam 16 beğeni
  • Yahya Şahin 3 yıl önce Şikayet Et
    Kaleminiz daim, düşünceniz kaim olsun Beyim.Doğruları dile getirmişsin.
    Cevapla Toplam 17 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat