Vah vah! Tuba Büyüküstün ülkeyi terk etmiş!
- GİRİŞ12.12.2022 09:22
- GÜNCELLEME13.12.2022 08:33
Başkan Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarını yıpratmak ve insanların mevcut hükümetten “memnun olmadığı” algısını oluşturmak isteyen muhalefetin ve küresel efendilerinin öne sürdüğü argümanlardan biri de, “Türkiye'deki eğitimli insanların ülkeyi terk ederek, başka ülkelerde hayat kurmayı tercih ettiğine” yönelik söylemleri…
Münferit hadiseleri köpürten malum kesim, uzun süredir sınırlı sayıdaki doktor göçü üzerinden, “Türkiye’nin büyük emeklerle yetiştirdiği hekimler, Avrupa restoranlarında bulaşık yıkamayı, marketlerde kasiyerlik yapmayı tercih ediyor” şeklinde kirli bir manipülasyona imza atıyordu.
Başkanlığını, TSK’ya “kimyasal silah iftirası” atan Şebnem Korur Fincancı’nın yaptığı TTB’nin gazına gelen bazı doktorlar da, “Bak gideriz ha!” yollu tehditlerle, bu kirli kampanyayı fırsata çevirmeye çalışıyordu.
Bugüne kadar hiçbir tehdide pabuç bırakmayan Başkan Erdoğan’dan, “Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteyi yeni bitiren doktorlarımızı istihdam ederiz” resti gelince, “doktorlar ülkeyi terk ediyor” yaygarası bir anda gündemden düştü.
Tam “eğitimli insan göçü” konusu kapanmışken, bu kez muhalefetin ve işbirlikçisi konumundaki fondaş medyanın imdadına “Endişelerim var” diyerek, ikiz kızlarıyla Türkiye’den ayrıldığını açıklayan 39 yaşındaki dizi oyuncusu Tuba Büyüküstün yetişti.
Aslen Erzurumlu olan Büyüküstün, “Çocuklarım adına nasıl bir dünyanın bizi beklediğini bilmiyorum” diyerek, kendisini evinde hissettiğini söylediği Fransa’nın başkenti Paris’e yerleştiğini açıkladı.
Kızları okula giderken, Tuba Hanım da orada günlük işlerini yapacakmış.
*
Doğrusunu söylemek gerekirse, bir parlak öğrencinin veya bir doktorun bile ülkeden ayrılmasını “büyük bir kayıp” olarak gören biri olarak, hakkında pek bilgi sahibi olmadığım Tuba Büyüküstün’ün ülkeyi terk etmesiyle, Türkiye’nin neler kaybettiğini merak ettim.
Bu yüzden hanımefendi ile ilgili ufak bir arşiv taraması yaptım.
Meğer üniversite eğitimini, “Sahne Dekorları ve Kostüm Tasarımı” bölümünde tamamlayan Tuba Büyüküstün, “İnternet kullanmasını bile bilmem” diyerek, hakkındaki yorumları okumak için bile arkadaşlarından yardım alacak kadar teknolojiden uzakmış.
Siyah saçı ve beyaz teniyle “Avrupai’den ziyade tam Türk kızı” olarak tanımlanan Büyüküstün’e, “olağanüstü bir güzellik” diyen Arap erkeklerinin büyük bir hayranlığı varmış.
Dizileri, başta Ürdün, Mısır, Tunus, Fas ve Suudi Arabistan olmak üzere 22 Arap ülkesinde yayınlanan Büyüküstün, Avrupa’da bile onu ekranlardan tanıyan Ortadoğululardan ilgi görüyormuş.
Türkiye’deki en büyük hayranlarından birisi ise eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’müş. Hayrünnisa Gül, 29 Ekim 2009’da, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Çankaya Köşk'ünde verilen Cumhuriyet Balosu'na katılan Büyüküstün’e güzelliğinden dolayı, “Tuba'cım çok güzelsiniz maşallah “ diyerek bol bol iltifat etmiş.
*
Oynadığı diziler sayesinde ağırlığınca para kazanan Büyüküstün’ün, saç telinden TIR’a kadar çok çeşitli ağırlıkları tartan hassas teraziler, tartılar, basküller ve kantarlar satan bir şirketi varmış. Büyüküstün’ün, babası Serdar Büyüküstün ve annesi Handan Büyüküstün’le birlikte işlettiği bir tartı aletleri şirketi daha varmış.
Bu arada, Tuba Büyüküstün babası Serdar Büyüküstün, Fatih Altaylı’nın ‘Teke Tek’ programında ekrana getirilen masonluğa giriş (Tekris) töreninde gözleri bağlı şekilde kameralara yakalanmış.
Serdar Bey, gizli kaydedilen görüntülerde, mason mabedinde gördüklerini ve duyduklarını kimseye söylemeyeceğine dair namusu ve onuru üzerine söz veriyormuş.
Bu arada, karnı burnunda nikah masasına oturan Tuba Büyüküstün, Paris’teki Türkiye Başkonsolosluğu’nda “aile arası” kıyılan bir nikahla evlenmiş. 6 yıllık süren bu evlilikten boşandıktan sadece 14 gün sonra hanımefendi bir başkasıyla görüntülenmiş.
*
O kadar boş konuştuk fakat bir türlü hanımefendinin “sanat” hayatına gelemedik.
Tuba Büyüküstün’ü izleyenler, oyunculuğunu şöyle tarif ediyor:
“Donuk gözlerle etrafa bakmak, ruhsuz biçimde sahnelerde belirmek, rol kesmeye bile üşenmek.”
Evet!
Arap hayranları sayesinde cebini dolduran, Türkiye’den ayrılması ise “büyük bir kayıp” olarak lanse edilen Büyüküstün’ün sanat hayatında kayda değer bir şey bulamadım.
2014 yılında, New York’ta düzenlenen “Uluslararası Emmy” ödüllerinde ‘En İyi Kadın Oyuncu’ kategorisinde finale kalmış ama kıyafetiyle dalga konusu olduğu törenden eli boş dönmüş.
Ertesi yıl ise Katoliklerin ruhani devleti Vatikan, mason babanın kızı Büyüküstün’ü “En İyi Kadın Oyuncu" ödülüne layık görmüş.
Tabii, oyunculuktan değil.
Kendisine, "Merhaba Tuba" diyen bir foto muhabirini, "Tanışıyor muyuz, nasıl ismimle hitap edersiniz" sözleriyle fırçalayacak kadar tahammülsüz olan Tuba Büyüküstün, Birleşmiş Milletler’in Çocuklara Yardım Fonu UNICEF’in de İyi Niyet Elçiliğini yapıyormuş.
Vatikan da, 26 yaşındayken bir dini tören sırasında paraşütünün açılmaması sonucu hayatını kaybeden mimarlık öğrencisi Giuseppe Sciacca'nın anısına her yıl dağıttığı Uluslararası Giuseppe Sciacca Ödülü’nü sırf “UNICEF İyi Niyet Elçisi” olduğu gerekçesiyle Büyüküstün’e vermiş, o kadar!
*
Özetle, fondaş medyada her okuduğunuz ve detaylarına hakim olmadığınız haberleri fazla ciddiye almayın.
Sonra oturur, “Tuba Büyüküstün ülkeyi terk etmiş” diye, yok yere üzülürsünüz!
Yorumlar29