Türk halkına ihaneti, “muhalefet” sanıyorlar!
- GİRİŞ13.02.2023 09:55
- GÜNCELLEME14.02.2023 09:12
Tüm engellemelere rağmen AK Parti iktidarının en başarılı olduğu konulardan biri hiç kuşkusuz “kentsel dönüşüm” çalışmalarıdır.
Başkan Erdoğan bu konudaki kararlılığını, “Hiçbir hükümet bu kararı alamamıştır. Biz hükümet olarak ‘kentsel dönüşüm çalışması yapacağız’ dedik. ‘Bedeli ne olursa olsun’ dedik, ‘oy kaybedeceksek kaybederiz’ dedik ve kentsel dönüşümü başlattık. Endişelerin yersiz olduğu ortaya çıktı” sözleriyle ifade etmişti.
Merhum Kadir Topbaş da, “Bir deprem olduğu zaman Allah korusun çocuklarımızı kurtaramayız. Biz bunun için kentsel dönüşüm yapıyoruz ve doğru olanı yapmak zorundayız.” diyerek, “kentsel dönüşümden” vazgeçmeyeceklerini söylemişti.
Peki, kolonları tir tir titreyen ve insan hayatını tehdit eden ucube yapıların dönüştürülmesine karşı çıkanlar kimler?
Tabii ki her felaketten sonra “biz uyarmıştık” diyen malum kafa..
Kentsel dönüşümü, “rantsal dönüşüm” diye yaftalayan bu kesimden birileri, her projeden önce muhakkak “uzman” kisvesiyle piyasaya çıkıyor ve “Kentsel dönüşüm adı altında iktidara oluk oluk milyon dolarların akıtıldığı” iftirasını atıyor.
Malum güruhun arka bahçesi konumundaki meslek odaları da içerisinde “teknik terimlerin” yer aldığı ifadelerle, insanlara güvenlik ve konfor getiren projelere karşı çıkıyor.
Örneğin 2006 yılında, depreme karşı önlemleri hızlandırabilmek ve özellikle deprem riski taşıyan yapılar ile gecekonduları ortadan kaldırmak için ‘Dönüşüm Alanları Hakkında Kanun Tasarısı’ hazırlayan AK Parti hükümetine ilk karşı çıkan CHP ve Şehir Plancıları Odası olmuştu.
Oda Başkanı Buğra Gökçe, “dönüşüm alanlarında yaşayanların sosyoekonomik koşullarının düzeltilmesine yönelik hiçbir düzenleme olmadığı” şeklindeki uyduruk gerekçeyle tasarıya karşı çıkarken...
Her meselede dini cemaatleri hedef almayı alışkanlık haline getiren CHP’nin o dönemki Genel Sekreter Yardımcısı Oğuz Oyan, hiç utanmadan, tasarının yasalaşmasıyla "tarikat mahalleleri kurulacağını” söylemişti.
*
Muhalefete rağmen hizmet üretmeye çalışan Başkan Erdoğan, TOKİ tarafından düzenlenen “2011 Konut Kurultayı”nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin bundan sonraki yol haritasının ana başlıklarından birinin 'deprem' olduğunu ifade ederek, “Fay hattının üzerinde bulunan binaların depreme karşı dayanıklı hale getirilmesi, deprem dönüşümlerinin sürdürebilirliğinin sağlanması olmazsa olmaz hedefimizdir. Bu aşamadan sonra, doğal afetlere, özellikle de depreme hazırlıklı şehirler inşa etmenin gayreti içinde olacağız'' demişti.
2012 yılında da, “6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun” tasarısını Meclis’ten geçirerek bu konudaki kararlılığını gösterdi.
Ne olduysa bundan sonra oldu.
Dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, çıkar çıkmaz iptal ettirmek için Anayasa Mahkemesi'ne koştukları 6306 sayılı kanun tasarını topa tutarak, “Mülkiyet hakkına tecavüz ediliyor” dedi.
Yetmedi…
“Bu tasarı yoksulun barınma hakkını yok sayan yeni bir sürgün fetvasıdır” diyerek, kentsel dönüşümün “dayatmacı rantsal dönüşüm” anlamına geleceğini savundu.
CHP’nin hukukçu milletvekillerinden Levent Gök, tasarıya ilişkin, “1. TBMM’nin yerinde TOKİ konutları yükselebilir” şeklinde absürt bir açıklama yaptı.
“İstanbul Rant Planı” yazan bir haritayla Meclis’te basın toplantısı düzenleyen CHP’li Gürsel Tekin ise “Bu yasa Rantsal Dönüşüm Ferman Yasası'dır. Anayasaya, insan haklarına ve mülkiyet yasasına aykırıdır” şeklinde esip gürledi.
Aynı zamanda “Sismolog” olan CHP milletvekili Haluk Eyidoğan, “Riskli alan ile riskli yapı tanımlarında sıkıntı var” gerekçesiyle tasarıya karşı çıktı.
CHP Milletvekili Ali Rıza Öztürk ise “Kentsel Dönüşüm Yasası, rantsal dönüşüm yasasına dönüşmüştür. Bu yasanın savunulabilir hiçbir yanı yoktur. O nedenle yasanın iptali için CHP milletvekilleri olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk’’ cümleleriyle AYM’ye gitmelerini savundu.
“Gezi” ihanetine verdiği destekten dolayı cezaevinde yatan TMMOB Mimarlar Odası Afet Komisyonu üyesi Mücella Yapıcı, “Bu yasa bütün ülke topraklarını deprem korkusunu kullanarak inşaat sermayesine açma projesidir.” dedi.
Yine “Gezi Parkı Davası” kapsamında 18 yıl hapis cezası alan İBB Şehircilik Proje Koordinatörü Tayfun Kahraman da “Yasanın riskli alan tanımı; esas amacın riskli yapıları dönüştürmekten çok rantla ilgili kar beklentisini ifade ediyor. Çünkü riskli alanlar içine risk taşımayan alanlar da girebilir” diyerek, “rant” bahanesiyle insanların canını hiçe saydı.
Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremi “Siyasal İslam”a bağlayacak kadar zıvanadan çıkan Prof. Dr. Ahmet Ercan ise “Kentsel dönüşüm yerine yapı yüklenicilerini zengin edici yapısal dönüşümler yapıldı” diyerek, kentsel dönüşümü hedef aldı.
*
Sonra ne mi oldu?
Özellikle CHP’liler, hiç boş durmadı.
CHP’li İBB Meclis üyeleri, Okmeydanı’nda kentsel dönüşüm yapılmasıyla ilgili hazırlanan imar planını İstanbul 6. İdare Mahkemesine götürerek iptal ettirdi.
Bakırköy Belediyesi, kentsel dönüşüm için riskli binalarını boşaltan, müteahhitlerle anlaşarak evini yıktıran Bakırköylüler'e “yapı ruhsatı” vermeyerek mağdur etti.
Bağcılar'da “riskli alan” ilan edilen mahallelerdeki kentsel dönüşüm imar planlarının iptali için yine CHP’lilerce dava açıldı.
İzmir Karabağlar İlçesinde çok sayıda mahalleyi kapsayan 540 hektarlık “riskli alanın” kentsel dönüşümü içim Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile işbirliği yapmaya yanaşmayan CHP'li meclis üyeleri, planlarının iptali için imza topladı.
Tüm bunları yapanlar CHP’liler değilmiş gibi, 24 Ocak 2020’de gerçekleşen Elazığ depremi sonrası açıklama yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Depremin siyaseti olmaz. Her türlü katkıyı sunmak üzere büyükşehir belediyelerimiz başta olmak üzere herkes seferber olmalı” dedi.
CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak ise güya AK Parti’ye açık çağrıda bulunarak, "Gelin aktif fay hatlarında ve hassas deprem bölgelerinde kentsel dönüşüm gerçekleştirmek için 5 yıl seferberlik ilan edelim" çağrısında bulundu.
Partisinin samimi olmadığını bildiğinden olsa gerek, Ekrem İmamoğlu “seferberlik” çağrısına uymak yerine insanlar enkaz altında can çekişirken soluğu Erzurum'daki Palandöken Kayak Merkezi’nde almıştı.
*
Türkiye’de yaklaşık 7 milyon bina yıkılıp yeniden yapılmayı beklerken, kentsel dönüşümü “rantsal dönüşüm” diye yaftalayan ve iktidara engel olan bu kafa, Kahramanmaraş’ta çifte depremlerden sonra açıklama yaparak,
“Sorumlusu 20 yıldır bu ülkeyi depreme hazırlamayan Erdoğan’dır.” diyorlar.
Bu yaptıklarının adının da “Türk insanına ihanet” değil “ ana muhalefet” olduğunu sanıyorlar!
Yorumlar15