Göreve geldiği 4 yılda hizmet yerine şov üreten, reklamlarla, konserlerle belediyenin kaynaklarını tüketerek İstanbul’un borcunu 3’e katlayan ve 1994 yılından sonra ilk kez İBB’yi hacizle tanıştıran “müteahhit” kökenli Ekrem İmamoğlu, en iyi bildiği alan olan konut yapımında da sınıfta kaldı. 

AK Parti döneminde bir yılda ortalama 5 bin konut üreten İBB iştiraki KİPTAŞ, CHP’li yönetimle birlikte 4 yılın sonunda sadece bin 396 bağımsız konut inşa etti.

Yani, yıllık 349 adet.

Tabii İmamoğlu’nun iş bilmezliği bununla sınırlı değil.

Kahramanmaraş’ta gerçekleşen depremleri fırsat bilerek siyaset yapan ve depremzedeler için inşa edilen konutlar üzerinden hükümeti eleştirerek, “bırakın bu beton kafalılığı” diyen “Beton Ekrem” lakaplı İmamoğlu, başkanlık koltuğuna oturduktan sonra ilk iş olarak kentsel dönüşüm bütçesini 6 kat düşürdü. 

Öyle ki, Ekrem Bey’in reklam bütçesi ile İBB’nin deprem bütçesi şimdilerde kafa kafaya yarışıyor.

“İstanbul’un en önemli problemi deprem ve kentsel dönüşüm” diyen İmamoğlu, 115 milyar TL’lik 2023 İBB bütçesinin % 2’sine denk gelen 1 milyar 822 milyon liralık kısmını reklama ayırırken, kentsel dönüşüme ise sadece 1.8 milyar lirayı layık gördü.

Önceki İBB yönetimi, 2012- 2019 yılları arasında 10 milyar TL harcayarak, aralarında okulların da olduğu aşağı yukarı 80 bin binayı depreme karşı güvenli hale getirirken…
“5 yılda 100 bin konut dönüştüreceğim” diyen CHP’li İBB Başkanının, 4 yılın sonunda kentsel dönüşüm kapsamında sıfırdan başlayıp teslim ettiği konut sayısı “sıfır.”

İBB’nin resmi web sitesinde, ‘Beylikdüzü, Büyükçekmece, Beykoz, Şişli, Sultangazi, Eyüp Sultan ve Bayrampaşa ilçelerinde kentsel dönüşüm çalışmalarına devam ediyoruz’ diye yazıldığı halde, CHP’li Meclis üyeleri bu durum kendilerine sorulduğunda, ismi zikredilen ilçelerin % 90’ında böyle bir çalışmanın olmadığı itiraf ediyor.

Ayrıca…

İstanbul’da acil dönüşmesi gereken 1 milyon 250 bin adet binanın 50 bin tanesi her an çökmeye matuf bir şekilde, ‘riskli yapı’ olarak “bomba” gibi ortada dururken, hatta bu hafta bile biri Karaköy’de diğeri Güngören’de olmak üzere iki bina durduk yere çökerken…

4 yıldır hiçbir adım atmayan ve şunun şurasında 1 yılı kalan İmamoğlu hala “deprem master planı” hazırlamakla uğraşıyor.

*
Dilerseniz biraz da Ankara’ya göz atalım.. 

Her fırsatta “üreticimiz ve köylümüz desteklenecek” diyen ve dağıtmayı vaat ettiği damızlık hayvanlarla, yerli tohumlarla, makine ve teçhizatla yandaş medyada reklamı yapılan “gazete bayii” babanın “avukat” oğlu Mansur Yavaş da en iddialı olduğu “tarımsal kalkınma” alanında tel tel dökülüyor.

Bir kereye mahsus olarak üreticilere dağıttığı ‘tohumluk nohut’ ile göz boyayan CHP’li Yavaş, çiftçilere yönelik vaatlerinin neredeyse tamamın üzerine yattı. 

Hayvancılıkla ve tarımla uğraşan işletmelere ‘yem bitkisi’ ve ‘yem bitki katkı maddeleri’ dağıtacağını söylüyordu, bu kapsamda Meclis’ten onay aldığı halde bu sözünü tutmadı.
Ankara’nın kuzey ilçeleri Akyurt, Çubuk, Kahramankazan ve Kalecik’teki üreticilere de ‘damla sulama, meyve fidesi dağıtımı, ihata sistemleri’ verilecekti… Böyle bir dağıtımın yapıldığı görülmedi.

Küçükbaş hayvan yetiştiricilerine “Koç, teke, koyun ve keçi dağıtımı” yapacaktı…  
“%20 katkı paylı, %80 destekle 50 merinos koyun ile 2 koç, çadır sistemi ve çoban karavanı vereceğiz” vaadi yalan oldu.

“Türkiye’ye adapte olmuş kültür ırklarından gebe düve desteği verilmesi” projesi, 3 yıl içerisinde sadece 2 yetiştiriciye verilen 13 adet gebe düve ile sınırlı kaldı.

“%50 örtü altı sera üretim desteği” verilecekti, proje henüz hayata geçmedi.

Güya Ankara’da, “damızlık fıstık bahçesi” ile %90 destek ve %10 katkı payı ile çilek üretimi” yapılacaktı, bu proje de yattı.

Yavaş’a bağlı ‘Kırsal Kalkınma Daire Başkanlığı’nın hazırladığı ‘Başkanlık teklifi’nde, “Ankara’nın ürün yelpazesinin genişletilmesi amacıyla mikroklima özelliği olan Bala, Elmadağ, Nallıhan, Güdül, Kalecik, Evren ilçelerinde 250 metrekare ve 500 metrekare arası örnek muz seraları kurulup, muz yetiştirileceği” söylendiği halde, bırakın tezgâhlarda, haberlerde bile “Ankara’da muzu”na rastlamadık.

“Ankara’da muz yetiştirme” projesine bizatihi Yavaş’ın kendisi de inanmamış olacak ki, 
“Kırsal Kalkınma Daire Başkanımız ziraat mühendisi. Hiçbir araştırma yapmadan bunları ortaya çıkarmayacağını düşünüyorum. Ama dediğiniz gibi başarısız olursa faturasını ödeyecektir.” diyerek, “algı” amaçlı projenin sorumluluğundan en başta sıyrılmıştı.
Özetle… 

Katıldığı TV programlarında, sosyal medya paylaşımlarında ve kamuya açık toplantılarda, “Ben Ankara halkını kırsal kalkınma ile zengin etmek istiyorum” diyen CHP’li Mansur Yavaş’ın, görevdeki 4. Yılını devirmesine rağmen henüz bir çiftçiyi zengin ettiği görülmedi..

Bunun yerine…

2019’daki yerel seçimlerde İyi Parti Ankara Kızılcahamam Belediye Başkan Adayı olan ve seçimi kaybeden Coşkun Ünal’ın eşi Nilüfer Ünal’ın ortağı ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olduğu ‘Kızılcahamam Yabanovası Tarımsal Kalkınma Kooperati’nden tam 276 çeşit gıda maddesini yüksek fiyattan satın alarak, kendisini o koltuğa oturtanlara diyet borcunu ödedi.
*
Durduk yere bunları neden mi anlattım?

CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üniversiteden ev ve sınıf arkadaşı Fatih Portakal, dün "bir bomba iddia" diyerek, Millet İttifakı’nın seçimi kazanması halinde, İP lideri Meral Akşener’in masaya yeniden oturma şartı olarak “cumhurbaşkanı yardımcısı” yapılmalarını istediği Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’a, ekstradan iki bakanlığın bağlanacağını duyurdu.

Buna göre, inşaat alanında faaliyet gösteren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ikiye ayrılarak o bakanlıklar ‘koordinatör cumhurbaşkanı yardımcısı’ sıfatıyla İmamoğlu’na bağlanacakmış…

Mansur Yavaş ise “tarımsal kalkınma bakanlığı”ndan sorumlu olacakmış.

İkilinin 4 yıllık icraatlarına bakıldığında, olası bir “Millet İttifakı” iktidarında, Türkiye’yi nasıl bir felaketin beklediğini bilin istedim!..