73 yıl sonra İstanbul halkı yine yollarda!

  • GİRİŞ08.05.2023 09:17
  • GÜNCELLEME09.05.2023 09:27

10 Nisan 1950’de, İstanbul Radyosu’nda oyun havaları çaldığı esnada yayın aniden kesilir ve “Eski Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak vefat etmiştir.” anonsu yapılır.

Duyurunun ardından, oyun havalarına kaldığı yerden devam edilir.

Bu “densizlik” özellikle muhafazakâr gençlerin çok ağrına gider.

CHP tek parti diktasından “İllallah” eden 10 binler, Harbiye’deki Radyoevi’nin önünde toplanır ve Mareşal Fevzi Çakmak’a gerekli tazimi ve hürmeti göstermeyen hükümetin emrindeki radyoyu protesto eder.

İki gün sonraki cenaze töreninde ise İstanbul görülmemiş bir kalabalığa şahit olur.

Bu kez yüz binlerce vatan evladı toplanır ve askerlerin omuzundan aldıkları merhum Fevzi Çakmak’ın tabutunu “tekbirler” eşliğinde tam 8 saat boyunca ellerinin üzerinde taşırlar ve Taksim, Karaköy, Beyazıt üzerinden Eyüp Mezarlığı’na getirerek, defnederler.

*

Adeta “mahşerin provası” niteliğindeki cenaze töreninden tam bir ay sonra İstanbul bir kez daha tarihi bir kalabalığa tanıklık eder.

Olay aslında şudur:

14 Mayıs 1950 seçimlerine günler kala, İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Gökay, “İstanbulluların CHP'den uzaklaştığı yolundaki haberlerin gerçeği yansıtmadığını” Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye ispatlamak için Taksim Meydanı'nda bir miting düzenler.

Dönemin CHP yönetimi külüstür otobüslerle ve çeşitli vasıtalarla Taksim’e akın akın insan taşır. Beyoğlu İstiklâl Caddesi’nden Taksim’deki miting alanına doğru vatandaşlar adeta seller gibi akar.

“Silah dipçiklerinin” en etkili ikna aracı olduğu dönemde gerçekleşen mezkur mitinge, o zamana kadar görülmemiş büyüklükte bir katılım olur.

İsmet İnönü, konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıktığında yanında bulunan İstanbul’un atanmış valisi ve belediye başkanı Fahrettin Kerim Gökay, muazzam kalabalığı göstererek “Paşam, işte İstanbul” der.

Miting sonrası moralleri düzelen CHP’liler rahat bir nefes alsa da, birkaç gün sonra gerçekleşen 14 Mayıs 1950 seçimlerini Adnan Menderes’in Demokrat Partisi kazanır ve CHP ilk tarihi hezimetini yaşar. Üstelik en büyük yenilgiyi de İstanbul'da alır.

*

Kaderin cilvesi olsa gerek; o gün “CHP tek parti zulmüne” son veren Türkiye, 73 yıl sonra, yine bir 14 Mayıs’ta seçime gidiyor.

Bu sefer de “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ile prangalarından kurtulan ve “tam bağımsız ülke” olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Türkiye’nin kaderini oylayacağız!..

PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin desteğini alan CHP ve avaneleri, kurdukları 7’li koalisyonla, Türkiye’yi yeniden; erken kalkanın darbeye kalkıştığı, otel odalarında vekil pazarlıklarının yapıldığı koalisyon bataklığına saplamak için uğraşıyor.

Başkan Erdoğan’ın etrafında kenetlenen Cumhur İttifakı mensupları ise yüzüncü yılda bağımsız ve müreffeh bir “Türkiye’nin inşası” için kader birliği etmiş durumdalar.

*

Tıpkı 73 yıl önceki seçimde olduğu gibi bu seçimde de başrolde İstanbul’un CHP’li belediye başkanı var.

Fakat o gün “Paşam, işte İstanbul” diyen Fahrettin Kerim Gökay’ın aksine…

“Her şey çok güzel olacak” diyerek göreve geldiği halde…

Verilen namus sözlerine rağmen binlerce personeli işten atan,

Adalar’ın simgesi fayton atlarını öldüren,

Marmara’yı müsilaja, Haliç’i lağıma teslim eden,

Kazalarla ve yangınlarla toplu ulaşımı bitme noktasına getiren,

İsraflarla ve yandaşlara paslanan ballı ihalelerle İBB’nin bütçesini sıfırlayan,

Mega kentin borcunu üçe katlayan,

Yeşilini katleden,

Cami inşaatlarını yıkmaya çalışan,

Sosyal tesislerine içkiyi geri getiren,

Eşcinsel sapkınları belediyede istihdam eden,

Personele zorunlu olarak LGBTİ derslerini dayatan,

Devletin valisine “it”, hakimine “ahmak” diyen,

PKK’lıların kitaplarını İBB Kitapçısı’nda satan,

Kandil’in militanlarını belediyede işe alan,

Kendisi terör tutuklarına selam çakarken, eşine zafer işareti yaptıran,

İBB Başkanlığını kariyer basamağı olarak kullanan Ekrem İmamoğlu, skandallarıyla adeta “CHP işte budur” dedirtti.

Buna rağmen maaşlı anketçilerin ve sosyal medya trollerinin gazıyla Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı yapılarak il il dolaşıyor ve bindirilmiş kıtaların otobüslerle taşındığı mitinglerde konuşarak, seçimi kazanacaklarını öne sürüyor.

*

Beceriksizliği ve iş bilmezliğiyle İstanbul’a kâbusu yaşatan ve yandaşlarını bile hayal kırıklığına uğratan Ekrem İmamoğlu’na yönelik epeydir yükselen sessiz isyan, dün resmen gün yüzüne çıktı.  

Başkan Erdoğan’ın dün Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde düzenlediği ve metro seferlerini iptal eden, yürüyen merdivenleri bile durduran CHP’li İBB yönetiminin tüm engellemelerine rağmen, tıpkı 73 yıl önce olduğu gibi saatlerce yol yürüyen 1 milyon 700 bin İstanbullunun katıldığı miting, bu açıdan sıradan bir miting değildi.

Türkiye'nin var olan bütün kazanımlarına sahip çıkma, ülkeyi küresel emperyalistlere, yerli işbirlikçilerine ve terör örgütlerinin uzantılarına teslim etmeme kararlılığının yanında…

Aslında İstanbul halkının, 2019 yerel seçimlerinde yalnız bıraktıkları Başkan Erdoğan ve dava arkadaşlarından “özür dileme” seremonisiydi. 

Geriye duyulan pişmanlığı göstermek ve tıpkı 14 Mayıs 1950’de olduğu gibi 14 Mayıs 2023’te de CHP’yi ve ortaklarını sandığa gömmek kaldı.

 

 

Yorumlar21

  • Muammer 1 yıl önce Şikayet Et
    Zekeriya Bey.Üç kelimelik yer var.Yazmak istediğimin %10 nu yazmadan hata oluştu.Eline,kalemine sağlık.Dertlerimi sildim.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Ağrılı Yusuf 1 yıl önce Şikayet Et
    CHP demek zulüm demek
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • bursalı 1 yıl önce Şikayet Et
    reis loading...
    Cevapla Toplam 14 beğeni
  • Ercan 1 yıl önce Şikayet Et
    Reis candır gerisi yalan dolan
    Cevapla Toplam 35 beğeni
  • kalem 1 yıl önce Şikayet Et
    tarih tekerürden ibarettir. hak'ta, batıl'da yerini bulacaktır, aziz milletimiz 20 yıldır devam diyorsa sebebi uzakta aramaya gerek yoktur, sorun kendilerinde olduğunu bilmeleri için gerçek aynaya bakma zamanı, gerçek ayna 14 mayısta aziz milletimiz doğru adamla yola devam diyecektir.
    Cevapla Toplam 29 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat