Babasının da etkisiyle erken yaşta merkez sağın omurgasını oluşturan Anavatan Partisi’nde siyasete başlayan Ekrem İmamoğlu…

Ticareti(!) ve para kazanmayı bildiği gibi siyasette nasıl yükseleceğini de çok iyi biliyordu.

Önce Atatürkçü Düşünce Derneği ve ÇYDD gibi CHP’nin arka bahçesi konumundaki derneklere üye oldu.

Ardından, 2009 yerel seçimlerinde Beylikdüzü Belediye Başkan adayı olmak için CHP’ye katıldı.

Bu girişimi “aday adaylığı” ile sınırlı kalınca, seçim çalışmalarında ortalıkta görünmedi.

Akabinde önce  CHP Merkez Yürütme Kurulu tarafından Beylikdüzü İlçe Başkanlığı'na atandı.

27 Aralık 2009'da yapılan CHP Beylikdüzü İlçe Kongresi'nde ise bu sez seçilmiş ilçe başkanı oldu.

Dört yıl bu görevi yürüten Ekrem İmamoğlu, ilk iş olarak 950 olan üye sayısını, ilçe başkanlığı süresince 4 bin 700’e çıkardı.

Bunun sebebi daha sonra anlaşıldı.

1987’den beri İstanbul’da eğilim yoklaması yapmayan CHP, 2014 yılında yapılacak yerel seçimlerde, 17 ilçenin belediye başkan adayını ön seçimle belirleme kararı aldı.

Karadeniz lobisinin ilk kez ağırlık kazandığı eğilim yoklamasında, hiç kuşkusuz en tartışmalı seçim Beylikdüzü’nde oldu.

Son anda CHP MYK üyelerinin, bazı genel başkan yardımcılarının ve milletvekillerinin ısrarıyla önseçim listesine dahil edilen Beylikdüzü’ndeki eğilim yoklamasını, daha önce ilçe başkanlığından istifa eden İmamoğlu kazandı.

Çok parası olduğu için CHP’ye kabul edilen ve oyların beşte dördünü alan İmamoğlu’nun temayül yoklamasını kazanması birçok etkene bağlı olarak görülse de…

Asıl sebep olarak, İmamoğlu’nun Siyasi Partiler Kanunu’nun 12. maddesine dayanarak eş-dost ve hemşerilerini CHP’ye üye yapması gösterildi.

*                     

2009’da, hatırı sayılır ‘abi’lerinin atamasıyla CHP’ye kapağı atan…

Partiye yığdığı yandaş üyelerle ön seçimlerden zaferle çıkarak Beylikdüzü Belediye Başkanlığını kapan…

AK Partili İBB yönetimi tarafından Beylikdüzü’ne yerleştirilen bankların üzerindeki 'Büyükşehir Belediyesi' yazısının üzerine sticker'la 'Beylikdüzü Belediyesi' yazdıracak kadar ileri giderek, yaptığı “emek hırsızlığıyla” kendisini çalışıyor gösteren İmamoğlu’nun talihi…

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın istifasının ardından bir kez daha güldü.

Topbaş’tan boşalan İBB Başkanlığı için grup olarak aday çıkarma kararı alan CHP, Ataşehir Sheraton Otel’de 27 Eylül 2017’de, CHP’li İBB Meclis üyesi arasında bir seçim yapıldı.

Kılıçdaroğlu’nun da hazır bulunduğu toplantıda; toplam 127 İBB üyesi oy kullansa da oyların sayımının yapılmayarak, örgütten sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun tarafından zarfların poşete konulup götürüldüğü öne sürüldü.

Sonucu kamuoyuyla paylaşılmayan ve Büyükçekmece, Kadıköy, Avcılar ve Beylikdüzü belediye başkanlarının yarıştığı seçimin ardından Ekrem İmamoğlu, CHP’nin İBB adayı ilan edildi.

Her ne kadar Mevlüt Uysal’ın karşısında hezimete uğrasa da İmamoğlu için amaç hasıl olmuştu.

Beylikdüzü Belediye Başkanı sıfatıyla 13 Kasım 2018’de, Cumhuriyet gazetesine röportaj veren İmamoğlu, kendi ismini zikretmeden, "Mart 2019'da değişim yaşanmalı" dedi.

“2019 tercihleri bir zihniyet değişimi, bir anlayış değişimi, felsefe değişimine dönük olmalı” şeklinde tanıdık cümleler kullandı.

“CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adayları arasında isminiz geçiyor...” sorusuna ise;

“Başarı sonrası insanların bir kısım yerlere layık gösterilmesi kadar değerli bir şey yok. Bu noktada eminim ki ve inanıyorum ki partimiz İstanbul’a en doğru, en hazırlıklı aday tercihini yapacaktır ama ben şu anda Beylikdüzü odaklı çalışmalarıma devam ediyorum” diyerek, “istemem yan cebime koy” kabilinden cevap verdi.

Birkaç gün sonra, CHP yönetiminden gelen İBB Başkanlığı teklifine, “ilçe belediye başkanlığında biraz daha deneyim kazanmak istediğini belirterek”, yerinde kalmak istediği gerekçesiyle mesafeli davrandı.

Sonrası malum…

İmamoğlu 18 Aralık 2018’de yapılan toplantı ile CHP’nin İBB adayı ilan edildi.

*

Cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimlerinin ardından apar topar İstanbul’a dönen ve 28 Mayıs sabahı kameralar karşısına geçerek “değişim” çağrısı yapan Ekrem İmamoğlu, yine benzer bir senaryoyu devreye sokmuş olsa da bu defa işi çok zor.

Dün, somut hiçbir hizmeti olmadığı halde “İstanbul'a Hizmette 4 Yıl Sunumu” adıyla hazırladığı programda konuşan İmamoğlu, ciddi ciddi, "Bir makam meselesi değil değişim talebimiz var. Ekrem İmamoğlu sanki kendisine bir makam talep ediyor şeklinde yorumlanmasına, ya da bu şekilde bir zemine oturtulmasına dönük çabaları da açıkçası kınıyorum. Ben öyle bir kişi asla değilim olmadım. Adaylık ilanım yok.” dedi.

Sürekli değişim vurgusu yaptığı halde her seferine maşa kullanarak değişimi” başkasına yaptıran ve kendisi hazır koltuğa oturmayı alışkanlık haline getiren İmamoğlu’nun dünkü sözleri “anahtarı bana ver” olarak yorumlandı.

Fakat İmamoğlu bu sefer sağlam kayaya çarptı.

Zira daha önce kendi seçtiği üyelerle Beylikdüzü Belediye Başkanlığını, Karadeniz lobisinin desteğiyle İBB Başkanlığını ele geçiren İmamoğlu’nun, bu defa partide mezhepçi kadrolaşmaya giden ve CHP’de tüm yetkiyi elinde bulunduran Kılıçdaroğlu’nu yenme şansı yok.

Zaten İmamoğlu’nun konuştuğu saatlerde CHP’nin 81 il başkanı da yaptıkları açıklamayla, kendilerini o koltuğa oturtan Kılıçdaroğlu’ndan yana tavır aldıklarını duyuruyordu.

Kılıçdaroğlu da “aday gösterilirsem devam ederim” diyerek İl Başkanlarına gereken talimatı veriyordu.

*

Esasında tüm bu yaşananlara bakıldığında Ekrem İmamoğlu’nun CHP’deki işleyişi ve ayak oyunlarını çözdüğünü gösteriyor fakat hala “çırak” aşamasında olduğu için bu defa ustası Kılıçdaroğlu’nu yenme şansı görünmüyor.