Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde “helalleşme” nutukları atarak mütedeyyin seçmeni kafeslemeye çalışan Kemal Kılıçdaroğlu, bir yandan;

“Geçmişte bizim de hatalarımız oldu” diyerek, partisinin bütün günahlarını kendisinden önceki CHP’li yöneticilere fatura ediyordu…

Diğer yandan,

“Yanlış yaptık dememiz lazım, kusura bakmayın dememiz lazım” sözleriyle, güya “erdemli” davranarak CHP adına günah çıkarıyordu.

“7 düvelin adayı” olarak seçime giren ve kazanması halinde “rozetsiz cumhurbaşkanı” olacağını öne süren Kemal Bey, 14-28 Mayıs hezimetinin ardından yeniden CHP’li olduğunu hatırladı.

Kurulduğu 9 Eylül 1923 yılından bu yana sürekli milletin değerleriyle kavga eden, şapka dayatması, ezan yasağı, hac engeli, camilerin ahıra dönüştürülmesi, âlimlerin idam edilmesi, hilafetin ilgası, İstiklal Mahkemeleri, başörtüsü yasakçılığı ile ikna odaları rezaletine imza atan ve 1923-1950 yılları arasında ülkeyi “demir yumrukla” yöneten CHP’nin bütün günahlarını unuttu.

Seçim öncesi, “Helalleşme yolculuğuna çıkma kararı aldım” diyerek takıyye yapan Kılıçdaroğlu…

Bu defa, tam da “danışman” olarak atadığı Perinaz Mahpeyker Yaman'ın Mustafa Kemal Atatürk'e ve kendisine yönelik hakaret dolu paylaşımlarının ortaya saçıldığı bir dönemde…

Partisinin 100'üncü kuruluş yıl dönümünü kutlamalarını bahane ederek, 81 ilden gelen 1922 kişi ile Anıtkabir'e yürüdü ve 1923'üncü kişi olan Atatürk'ün huzuruna çıktı.

Yetmedi…

Sosyal medya hesabından, CHP'nin 100. yılı için hazırlanan bir video paylaştı.

Ancak…

“Cumhuriyet Halk Partimizin 100. yaşı kutlu olsun!” notuyla paylaşılan videonun 50’nci saniyesinde ciddi bir problem vardı.

“Kıbrıs’ın bağımsızlığı” ifadesinin dillendirildiği sırada kullanılan görselde, Müslüman kanı döken EOKA’lı Rum teröristler, Beşparmak dağlarına Türk bayrağı diken mücahitler gibi gösterilmişti.

Rezalet fark edilir fark edilmez, videodaki hatanın düzeltilmesi gerekirken…

Daha düne kadar…

“Yanlış yaptık dememiz lazım, kusura bakmayın dememiz lazım” diyerek en büyük “erdem”in hataları kabul etmek olduğunu söyleyen Kemal Bey, konunun aslının farklı olduğunu söyledi.

Güya, “Kanlı Noel katliamını gerçekleştiren ve Türk bayrağını ele geçirerek mutluluk pozu veren EOKA’cı teröristlerin” fotoğrafının “bilinçli” kullanıldığını…

Böylece,

“Kıbrıs çıkartması sırasında EOKA’cıların nasıl gömüldüklerini” anlatmak istediklerini öne sürdü.

Dahası!..

Bu fotoğraf üzerinden CHP’yi eleştirenlerin “trol” olduğunu ve “akıl dışı bir şey yaptıklarını” söyledi.

*

İyi de gözüm…

Videodaki tek hatalı fotoğraf, “EOKA militanlarının” görseli değil ki!

Videonun 32’inci saniyesinde,

“Dünya devletlerine direnerek nasıl korundu bu vatanın bütünlüğü” ifadelerinin yer aldığı sırada, İsmet İnönü ile dönemin Yunan Başbakanı Venizelos’un fotoğrafı tercih edilmiş.

Oysa “direndik” dedikleri Venizelos Türkiye’ye geldiğinde Mevhibe İnönü Hanım onun koluna girmiş, eşi İsmet Paşa’da arkalarından yürümemiş miydi?

Yunanlılar da…

Mehmetçiğe karşı kalleşçe kurşun sıkarken, Anadolu’yu yakıp yıkarken, genç kızlarımızı kirletirken, 30 bin kadını dul bırakırken, anasının karnındaki bebeği dahi gözünü kırpmadan süngülerken yaralanan Yunan harp malulleri sandığına 300 Türk Lirası hediye eden İsmet Paşa’ya, “Yunanistan Krallığı Kurtarıcı Nişanı” vermemişler miydi?

*

Hadi, “Devletlerin dostu, düşmanı yoktur, milli çıkarları vardır” şeklindeki pragmatist bir bakış açısıyla hareket edelim ve bu kareyi görmezden gelelim…

Peki ya hemen iki saniye sonra kullanılan ve aralarında Dr. Rıza Nur’un yer aldığı fotoğrafa ne demeli?

CHP’nin ileri gelenleri, daha düne kadar Rıza Nur’u, Atatürk'le alakalı iğrenç yalanlar ve sapıkça iftiralar atmakla suçlamıyorlar mıydı?

Rıza Nur için, “Atatürk'e kinlenen, İsmet İnönü'den delicesine nefret eden, yurtdışına yerleşen, İngilizler tarafından devşirilen, ruh hastası bir vatan hainiydi” demiyorlar mıydı?

1928'de yazdığı, anılarını anlattığı “Hayat ve Hatıratım” adlı 4 ciltlik, iki bin sayfalık kitabı bunlar yasaklamamışlar mıydı?

Hakeza!..

“Kemalistlerin ruhani lideri” Yılmaz Özdil, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun paylaştığı videoda yer alan Dr. Rıza Nur’un Atatürk ve İsmet İnönü hakkındaki sözlerini defalarca köşesine taşımamış mıydı?

Bakınız Yılmaz Özdil, 10 Mayıs 2017’de, Sözcü gazetesindeki köşesinde Rıza Nur ile ilgili okuyanın yüzünü kızartacak şu satırları yazmıştı:

“Bir yalanın bir başka yalan tarafından çürütüldüğü, akılalmaz hezeyanlarla dolu bu kitapta… Atatürk'e hem “eşci…l” diyordu, hem “kadın düşkünü” diyordu. Bir sayfada “bir kıza tecavüz ettiğini” söylerken, bir başka sayfada “erkeklerle ağaç altlarında şehvetle öp…..” anlatıyor, bir başka sayfada “Çankaya Köşkü'nü kerhaneye çevirdiğini, 30 kadınla birlikte mum söndü yaptığını” öne sürüyordu.

Bu Rıza Nur denilen ruh hastası öylesine saplantılıydı ki… “Kendi karısının namussuz bir kadın” olduğunu, “kendi karısının evdeki kızları çırılçıplak soyup, dansettirdiğini” anlatıyor, “kendi karısının kendisini boynuzladığını” söylüyor, “galiba bu boynuzlamada Mustafa Kemal'le İsmet'in parmağı var” diyordu.”

*

Özetle:

Keşke Kemal Kılıçdaroğlu en başta özür dileme erdemi gösterip o videoyu kaldırmış olsaydı!

Zira bu durumda CHP liderinin, videoda kullanılan Dr. Rıza Nur fotoğrafı için de bir açıklama yapması gerekecek gibi görünüyor!