Yılların “Asena”sı “Elif” olabilir mi?
- GİRİŞ22.09.2023 08:53
- GÜNCELLEME23.09.2023 08:56
Meral Akşener!..
Henüz üniversite öğrencisiyken “Asena” lakabı takıldı.
Yıllarca ‘ülkücü’ kanatta yer aldığı halde siyasete DYP’de adım attı.
Tansu Çiller’in sağ kolu ve en güvendiği isim oldu.
Çiller ailesi sayesinde 1995 seçimlerinde İstanbul Milletvekili seçildi.
Daha sonra DYP Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildi.
Çiller ailesine o kadar yakın oldu ki, ismi ‘Ailenin tetikçisi’, “Çiller’in şakşakçısı”na çıktı.
Bu sadakatinin karşılığında Türkiye’nin ‘İlk kadın İçişleri Bakanı’ oldu.
*
28 Şubat sürecinde, Refahyol iktidarının en gerilimli günlerinde, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, Milli Güvenlik Kurulu’nda boncuk boncuk ter dökerken…
Cuntacılar tarafından kaydedilen “sakallı” ve “çarşaflı” insanlara ait görüntüleri izleyen Meral ablamız, “Seyrettiğimiz filmdeki bütün sarıklıları ve çarşaflıları polis şakır şakır toplar. İstiyorsanız çarşaflı kadınların çarşaflarını da çekip çıkaralım” diyerek, darbecilere adeta “emrinizdeyim” diyordu.
Zaten öyle de oldu.
Akşener’in bakanlığında, başlarında takkeyle namaza giden, çarşafla sokaklarda dolaşan Müslümanlar, üzerlerine polis salınarak sokaklardan toplatıldı.
*
İçişleri Bakanı olduğu dönemde Müslümanlara hayatı zehir eden MGK kararlarını imzalayan, sokaklardan sakallı ve çarşaflıları toplayan, Erbakan’ın Hac’da olmasını fırsat bilerek valilerle “laiklik zirveleri” düzenleyen Meral Akşener, sonrasında ne mi yaptı?
Kudüs Gecesi’nde oynan basit bir tiyatro oyunu çarpıtan cuntacıların baskısına boyun eğerek, ittifak ortağı oldukları Refah Partili Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ı, “Tanrılar kurban istedi” diyerek görevinden uzaklaştırdı.
Yetmedi…
Kayseri’nin o dönemki Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü Karatepe’nin üzerine emrindeki mülkiye müfettişlerini gönderdi.
*
Refahyol’un yıkılmasından sonra ise ‘burjuva kızı” dediği Çiller’e karşı cephe alarak onu devirmeye çalıştı.
Bunda başarılı olamayınca, 4 Temmuz 2001’de partisinden istifa ederek daha sonra ‘AK Parti’ adını alacak olan ‘Yenilikçiler’ hareketine katılacağını açıkladı.
“Erdoğan ailece görüştüğüm dostum” sözleri nedeniyle dönemin kartel gazetelerinde, hakkında “Erdoğan’ın Asena’sı” manşetleri atıldı.
Fakat çok geçmeden, “Milli Görüş gömleğini çıkarmamışlar” diyerek, bu hareketten de ayrıldı.
Akabinde, Devlet Bahçeli’nin davetiyle MHP saflarına katılarak, en güvendiği önemli isimler arasında yer aldı.
“Asena”lığı yanlış anladığından olsa gerek, bu defa Devlet Bey’i devirerek MHP’yi ele geçirmeye çalıştı.
FETÖ destekli bu plan tutmayınca, 25 Ekim 2017 tarihinde proje parti İP’i kurarak, ülkücü kesimi parçalama ihalesini aldı.
İYİ Parti’nin kuruluşunun ardından ziyaret ettiği Hacı Bayram-ı Veli türbesinde başını örterek mütedeyyin kesime şirinlik yaptı. Ardından gittiği Anıtkabir ziyaretinde, “imanımızı tazelemek için buradayız” diyerek, laikçilere selam çaktı.
İki ay sonra 26 Aralık 2017’de, Aksaray'da partisinin il binasının açılışına katıldı.
Tam konuşma yapacakken elektrikler kesildi.
Jeneratörden elde elektrikle yaptığı konuşmada ise, yıllardır pervane gibi dönen kendisi değilmiş gibi;
“Baskıya, tehdide, hakarete rağmen elif gibi dimdik durarak hep beraber İyi Parti’de yer alıyoruz” dedi.
Akşener, arkadaşlarını da kastederek hayatında ilk kez “elif gibi dik durmaktan” bahsediyordu.
Dediği gibi de oldu.
Her fırsatta ‘Hacı’ olduğundan dem vuran ve 7 yaşından beri namazı aksatmadığından sitayişle bahseden Meral ablanın, milliyetçi-muhafazakâr makyajla kurduğu partisindeki FETÖ izini, PKK ile örtülü ittifakı ve ABD yandaşlığını gören;
Yusuf Halaçoğlu, Özcan Yeniçeri, Vedat Yenerer, Nevzat Bor, İsmail Ok, Seyit Yücel, Hayrettin Barut, Tuba Vural Çokal, Cezmi Polat, Ercan Katırcıoğlu, Ali Türkşen ve Yavuz Ağıralioğlu gibi mühim siyasetçiler “dik durarak” İP’leri kopardı.
Proje parti ise “şehit bacısına” küfreden, “nikâhını kıydığı şoförünün karısına göz diken”, para içinde yüzerken “açım” diye röportaj veren adamlara kaldı.
28 Şubat döneminde kendisine “Bakanlığın önüne kazık diker oturturum” mesajı gönderen dönemin cuntacı generaline, “Kazıklı Voyvoda eşcinseldi” diyerek laf sokan Meral Akşener, LGBT’li eşcinsellere verdiği destekle bilinen Bahadır Erdem gibi birini “yardımcısı” yaptı.
*
Kendisini milliyetçi ve muhafazakâr addetmesine rağmen eski tüfek bir solcuyla evli olan ve PKK tutuklusu Selahattin Demirtaş’a kahvaltı sözü vermekte sakınca görmeyen Meral ablamız bu kez de benzer bir çarka imza atarak 7’li masa etrafında kümelendikleri ittifak ortaklarını hırpalamakla meşgul.
Seçim öncesi “Cumhur İttifakı’nın rasyonel bir zeminde oturduğunu” savunan Akşener, hezimetin ardından ortaklarını “koltuğundan başka hiçbir şeyi düşünmeyen” muhterisler olarak ilan etti.
Her fırsatta İmamoğlu ile Yavaş’ın cumhurbaşkanı adayı olmasını isteyen kendisi değilmiş gibi…
Şimdi de Meral Hanımın, “Biz bu partiyi CHP’nin adayları kazansın diye kurmadık” dediği ortaya çıktı.
İddiayı ortaya atan CHP yandaşı Levent Gültekin, Akşener’in bir gün kendisini aradığını, “İmamoğlu ve Yavaş kendilerini ne halt zannediyor. Ben bunlar cumhurbaşkanı olsun diye mi parti kurdum. Ben onlara geçit vermem” dediğini söyledi.
İşin trajikomik yanı ise Gültekin bu açıklamayı yapmadan bir gün önce İzmir’e giden Meral Hanım, burada kendisine hediye edilen “elif” yazılı tabloya bakarak;
“Gördüğünüz gibi 'elif' verildi. Elif dimdiktir. Vav'ın da önemi çok büyüktür ama o da egoyu ortadan kaldırmayı ister. Ben fazla egoyu ortadan kaldırdığım için İzmir teşkilatı 'elif' olmamı istiyor; bundan sonra söz elif olacağım" diye konuştu.
Yarım asra yaklaşan siyasi hayatı keskin dönüşlerle geçen ve çarklarıyla adeta dansöz Asena’ya nal toplatan Meral Akşener, sanırım “elif” olmak için epey geç kaldı.
Öyle ya!
Elif gibi dik durmak için her daim dosdoğru olmak gerekmez mi?
Ayrıca ne diyor Hz. Mevlânâ?
“Elif gibi dimdik bir şahsiyet için okyanus kadar bol haysiyet” lazım!..
Yorumlar37