Acılar üzerinden tepinmek oy getirmiyor, anlayın artık!
- GİRİŞ15.02.2024 08:11
- GÜNCELLEME17.02.2024 12:37
Tarihler 3 Mart 1992’yi gösteriyordu.
Zonguldak Kozlu’da bulunan taşkömürü madeninde, Türkiye kömür madenciliğinin en büyük facialarından biri yaşandı.
Madende mahsur kalan 263 işçi yanarak öldü.
Hükümet, facianın 5’inci gününde işçilerin cesetlerini kurtarmaktan vazgeçip, yanan kömürün derdine düştü.
“Ocakta yangın söndürülemiyor, kömürümüz heba oluyor” diyerek, yangını söndürmek için madenin kapısına duvarlar ördürdü.
İçeride kalan yüz elliden fazla işçiden bazılarının cesetlerine ancak 5 yıl sonra ulaşıldı.
Hayatını kaybeden işçilerin birkaç kuruşluk tazminatları ise devletin kasasında para olmadığı için ödenmedi.
Tazminat yerine her aileden bir kişiye ölen akrabasının yerine madende çalışma imkânı verildi.
Böylece onlara da, tıpkı hayatını kaybeden akrabaları gibi yerin altında can verme imkânı tanınmış oldu.
Bu elim facia yaşandığında, Süleyman Demirel “Başbakan”, SHP Genel Başkanı Erdal İnönü “Başbakan Yardımcısı”, Ersin Faralyalı ise “Enerji Bakanı”ydı.
Ne bu üç isim, ne de kabinedeki diğer bakanlar, Kozlu’da yaşanan faciadan sonra olay yerine gitmediler.
Faciadan 6 gün sonra, yani 9 Mart’ta bir açıklama yapan SHP lider Erdal İnönü,
“Koalisyon bozulursa iç savaş çıkar” diyerek, 263 işçinin hayatından ziyade, kendi koltuğunu kurtarmanın telaşına düşmüştü.
Bu kazadan sadece bir yıl sonra…
Takvimler 28 Nisan 1993’ü gösterdiğinde, Türkiye bir kez daha büyük bir facia ile sarsıldı.
Ümraniye’de bulunan Hekimbaşı çöplüğünde, metan gazı sıkışması sonucu büyük bir patlama meydana geldi ve binlerce tonluk çöp yığını, gecekonduların üzerini örttü.
Faciada 39 kişi ölürken, 12’sinin cesedi dahi bulunamadı.
İktidarda yine DYP-SHP koalisyonu vardı.
Göz göre göre gelen bu facianın müsebbipleri olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Ümraniye Belediyesi ise SHP’nin elindeydi.
Zahmet edip Kozlu’ya gitmeyen Erdal İnönü, bu kez olay yerine gelerek bir süre kurtarma çalışmalarını izlemekle yetindi.
Benzer bir facia da, 17 Ağustos 1999 depreminde yaşandı…
Ecevit Hükümeti; afetle mücadelede aciz kaldığı yetmezmiş gibi, dışarıdan gelen yardım paralarını da afetzedelere ulaştırmak yerine, emekli aylıklarını ödemişti...
Evet…
AK Parti iktidarının hemen öncesinde gerçekleşen bu üç faciada da koalisyon hükümetleri ya aciz kalmış ya da sırra kadem basmıştı.
Bir başına bırakılan halk da o meşhur “Nerede bu devlet” klişesini tüm hafızalara kazımıştı.
Tamam…
CHP zihniyeti artık iktidar yüzü göremiyor ama maalesef ülkemizde facialar yaşanmaya devam ediyor.
AK Parti döneminde de benzeri görülmemiş yıkımlar ve acısı dinmeyecek felaketler yaşadık…
2011 yılındaki Van Depremi…
2012 yılındaki Afyonkarahisar Cephanelik Patlaması…
2014 yılındaki Soma ve Ermenek Maden Kazası…
Geçtiğimiz günlerde birinci yılını acıyla andığımız ve “asrın felaketi” olarak tarihe geçen 6 Şubat 2023 ikiz depremleri…
Ve son olarak önceki gün Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeninde yaşanan toprak kayması…
Açıklanan rakamlara göre 9 işçi, saniyede 10 metre hızla akan yaklaşık 10 milyon metreküplük toprağın altında kaldı.
Adeta sel gibi akan toprağın altında kalan emekçi kardeşlerimizin kurtarılması için devletin bütün imkânları seferber edilmiş durumda…
Geçmişte yaşanan facialar karşısında dönemin koalisyon hükümetlerinin düştüğü acziyeti unutanlar şimdi her felaketin ardından canla başla mücadele eden iktidarı yıpratmak için benzeri görülmemiş bir karalama kampanyası başlatıyor.
Facianın yaşandığı yerde; “Nerde bu devlet, nerde bu hükümet?” diye feveran eden kimsecikler olmadığı halde, muhalefet ve medyası “suçu devlete ve hükümete” atıyor.
Kurtarma çalışmalarında gösterdikleri hassasiyet için hükümet yetkililerine kuru bir “teşekkür”ü dahi çok görenler, seçim arifesinde özel bir maden şirketinde meydana gelen kazayı siyasi ranta çevirmeye çalışıyor.
Olay olur olmaz CHP ve medyasının kayan topraktan İBB Başkan Adayı Murat Kurum’u sorumlu tutmaya çalışması, muhalefetin ortak acılardan bile nasıl siyasi rant elde etmeye çalıştığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Kozlu faciasından sonra “Koalisyon bozulursa iç savaş çıkar” diyerek koltuğu kurtarmaya çalışan zihniyetin çocukları…
Şimdi kayan toprağı gerekçe göstererek, Murat Kurum’un ayağını kaydırmaya ve İmamoğlu’nu yeniden İBB Başkanı seçtirmeye çalışıyor.
6 Şubat’ta deprem enkazı üzerinden siyaset yapanlar bugün heyelandan arta kalan toprağın üzerinde tepiniyor.
9 işçi toprak altından çıkarılmayı beklerken, dünyanın her yerinde yaşanabilecek türden bir faciayı politik bir sürecin parçası haline getirmek oldukça can yakıcı…
Kendi iktidarlarında meydana gelen facialarda insanları maden ocaklarında ve çöp yığınları altında terk edenlerin daha vicdanlı bir tutum sergilemeleri gerekirdi?
Yazık… Bunu bile beceremediler!
Acının oy getirmediğini bir türlü öğrenemediler!
Yeni Akit
Yorumlar1