Ekrem unutmasın da ne yapsın!
- GİRİŞ18.03.2024 09:56
- GÜNCELLEME19.03.2024 07:55
Daha sonra ‘CHP’ kadrolarında siyaset yapan bazı politikacılar, milli mücadele için bir araya gelen Kuvay-ı Milliye teşkilatlarını, “Halifeyi esaretten kurtaracağız” yalanıyla motive etmişti…
Cumhuriyet’i ilan eder etmez de ilk icraat olarak, “Halife”yi ülkeden kovmuşlardı.
Merhum Adnan Menderes de “Yeter!.. Söz milletin” sloganıyla yola çıkarak, sadece “özgürlük” vaadiyle “CHP tek parti diktası”na son vermişti.
Menderes sonrası siyasilerde, “menfaate dayalı vaadin yoksa seçmenden oy alamazsın” inanışı hâkim oldu.
Adalet Partisi’ni kuran ve “düşün peşime” diyerek bir dönem kitleleri peşinden sürükleyen Süleyman Demirel, “Kim ne veriyorsa beş fazlası” diyerek, uçuk vaatler veren siyasiler listesinde hep ilk sırada yer aldı.
“Hakça düzen, halkça düzen!” sloganını kullanan Bülent Ecevit’in en büyük hayali ise köyleri kent seviyesine çıkarmaktı.
Fakat ne zaman iktidara gelse tam tersi davranarak, kentleri köylerden beter hale getirdi.
Şimdilerde “kaynağı belirsiz para kuleleri” ile gündemden düşmeyen CHP’nin eski liderlerinden Deniz Baykal ise “ulusal gelirin sadece yüzde 2’sini yoksullara” layık görerek, seçilmesi halinde “yardım paketleri dağıtma” sözü vermişti.
Eski başbakanlardan Tansu Çiller, “Herkese bir ev bir araba” diyerek seçmenin aklını çelmeye çalışırken…
Mehmet Ağar, “Herkese daha iyi araba, daha iyi ev ve çocuklarına daha iyi tatil imkanı..” diyerek el yükseltmişti.
“Mazot 1 YTL” olacak diyen Cem Uzan, “emekliye 14 maaş” vereceğini öne sürerken..
Erkan Mumcu ise “2 yıl içerisinde iş bulamadığı için çalışmayana iş” vaadinde bulunmuştu.
Besim Tibuk da “Casinoların devlete bağlı olacağını” ve "iktidara gelirlerse futbolda ofsaytı kaldıracaklarını" söyleyerek, oy toplamaya çalışmıştı.
İsmail Cem’in YTP’sinin, “Herkesin tansiyonu bedava ölçülecek” vaadi…
Muharrem İnce’nin “Uzay madenciliği…”
Haydar Baş’ın ülke gerçekleriyle uyuşmayan sözleri..
PKK’nın siyasi uzantısı DEHAP’ın, “Dağda silahlı genç kalmayacak” şeklindeki absürt açıklaması, çoktan “unutulmaz vaatler” arasındaki yerini aldı.
“Sallamasyon vaatçiliğin” son temsilcisi olan ve “kaynağı nereden bulacaksınız?” sorusuna;
“Benim adım Kemal, kaynak benim” şeklinde cevap veren Kemal Kılıçdaroğlu’nun vaatleri ise saymakla bitmez…
“Türkiye’ye çağ atlatacağız” diyerek iktidar olan ve kısmen de olsa dediklerini yapan merhum Turgut Özal ise “sözünün eri” bir lider olduğunu ispatlarken…
“Faiz kalkacak, 5 bin tank üretilecek” vaadiyle, savunmadan ekonomiye her alanda bağımsız bir Türkiye hayali kuran merhum Necmettin Erbakan Hoca’nın ömrü hep engellenmekle geçti.
“Onlar vaat eder biz yaparız” düsturuyla hareket eden ve yapamayacağı hiçbir işin sözünü vermeyen Başkan Erdoğan ise;
“Siyasetimizde popülizme yer vermedik, umut tacirliği, hayal tacirliği yapmadık. Hiçbir zaman tutamayacağımız sözler vermedik. Verdiğimiz sözlerin de her zaman arkasında olduk” diyerek, daima “boş vaat” vermekten kaçındı.
Evet!
Yine bir seçim sürecindeyiz ve yine vaatler gırla gidiyor.
Bir tarafta bugüne kadar verdiği bütün sözleri tutan Murat Kurum ve Turgut Altınok gibi adaylar var…
Diğer tarafta vaatlerini “unutanlar” var...
Şüphesiz bu “unutkanların” başında Ekrem İmamoğlu geliyor.
2019 seçimleri öncesi “hafızasına çok güvendiğini” açıklayan fakat verdiği sözlerin yüzde 90’ını tutmayınca “beyni sulanan” İmamoğlu, tıpkı geçmişte başta halife olmak üzere herkese “özgürlük” vaat eden CHP’nin ileri gelenleri gibi…
Tam 5 yıl önce bugün…
Yani, tarihler 18 Mart 2019’u gösterdiğinde Adalar’ı ziyaret etmişti.
Bir metrekare tarlanın olmadığı bölgede “simgesel tarımı” destekleyeceklerini iddia eden ve “Adalar sakinlerine ulaşımda yüzde 40 indirim” sözü veren İmamoğlu, ilçenin simgesi “Atlar”ı ise “özgürleştireceklerini” vaat etmişti.
“Hayvanların bakım sürecini en insani ve vicdani kurallarla, hayvanları koruyarak, ahlaklı bir biçimde süreci yürüteceklerini” söyleyen İmamoğlu, üstüne bir de “Kimseyi aldatmayacağız” demişti.
“Her şey çok güzel olacak” yalanıyla başlayan bu masalın sonunda, “emekli edilme” ve “özgürleştirilme” bahanesiyle İBB tarafından satın alınan 1179 attan 224’ü bakımsızlıktan öldü..
Kayıp atların 978’inin ise akıbeti hala meçhul…
Kimileri atların “öldüğünü”, kimileri de “sucuk yapılarak vatandaşa afiyetle yedirildiğini” öne sürüyor.
Kalan atlar ise bugün ilçe sokaklarında başıboş halde gezerek karnını doyurmaya çalışıyor.
Özetle…
Kaç gündür Ekrem İmamoğlu’nu “verdiği vaatleri unuttuğu” için eleştiriyoruz ama…
Adam da haklı…
Öyle ya!..
O kadar masum hayvanın kanına giren ve ölümüne sebep olan birinin hafızası ve akıl sağlığı olsaydı zaten vicdan azabı çeker yeniden aday olmazdı.
Fakat o da diğer CHP’lilerden farksız olduğu için işi pişkinliğe vurup, hiçbir şey olmamış gibi davranıyor.
Yorumlar20