Ne oldu da oyumuzun rengi değişti?
- GİRİŞ28.03.2024 08:19
- GÜNCELLEME28.03.2024 08:19
Ünlü Fransız Sosyolog Gustave Le Bone, “Elli seneden beri binlerce nutuk dinledim, onlardan pek azı benim fikrimi değiştirdi fakat hiç birisi oyumu değiştirmedi” der.
Dolayısıyla yazılan yazıların, yapılan haberlerin seçmen üzerindeki etkisi oldukça sınırlıdır.
Aksi olsaydı…
2019 yerel seçimlerinin hemen ardından AK Partili İBB yönetiminin hizmete soktuğu metrobüsleri ve İETT otobüslerini sahiplenerek ıslak mendille silen İmamoğlu taraftarlarının…
Yaşanan yüz binlerce arıza, yüzlerce yangın ve bir o kadar kaza ile ilgili haberlere bakıp, İmamoğlu’nun beceriksizliğini sorgulaması gerekirdi…
Ya da seçim öncesi verdiği vaatleri yerine getirmek şöyle dursun, hiç utanmadan unuttuğunu söyleyen İmamoğlu’nun en azından kendi tabanından yoğun tepki alması beklenirdi.
Hakeza…
Ortalığa saçılan kirli para görüntüleri ve Ekrem İmamoğlu’nun hülleli şekilde satın alıp, kamuoyundan gizlediği Boğaz’a nazır milyon dolarlık tripleks villalar ile ilgili yazılıp çizilenler, vicdan sahibi her CHP’lide derin bir huzursuzluğa ve sorgulamaya yol açmalıydı.
Fakat bunca habere, belgeye, köşe yazısına ve sosyal medya paylaşımlarına rağmen CHP seçmeni oralı olmuyor.
Dün, toplu taşıma araçlarındaki aksaklıklar baş göstermeye başladığında, “Kucakta gitmeye razıyız. Yeter ki İmamoğlu gitmesin” dediklerini kendi kulağımla işittiğim CHP’liler…
Şimdi de “yeter ki İmamoğlu gitmesin” diye İstanbul’un bütçesinin talan edilmesine…
İçinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan kamunun parasıyla CHP il binalarında kuleler dikilmesine…
CHP milletvekillerine ait çakarlı araçlarla İBB iştirak şirketlerinden 6 ay boyunca milyonlarca liranın meçhule taşınmasına sessiz kalıyorlar.
14-28 Mayıs seçimlerinin ardından patlayan kirli pazarlıklar üzerine öfkelenip oy kullanmayacaklarını ilan edenler, şimdi sırf İstanbul elden gidecek endişesiyle tükürdüğünü yalıyorlar.
Yıllarca “kanaat önderi” bellediğimiz mütedeyyin ağabeylerimiz sırf patates – soğan fiyatlarındaki artışı bahane ederek, emeklilere yapılan zamları yetersiz bularak Başkan Erdoğan’a ve yol arkadaşlarına isyan bayrağı açarken…
CHP seçmeni, yaşanan tüm hırsızlık, yolsuzluk ve ahlaksızlıklara, verilen sözlerin tutulmamasına rağmen inadına partisinin safında, adayının yanında duruyor.
CHP’nin adayı olduktan sonra tuvalet terliğine, bidon kapağına ve kuru bir odun parçasına bile oy vereceklerini ilan etmekte sakınca görmüyorlar.
Hani biz mütedeyyinler “dava adamı” idik?
Hatırlayın…
Kendilerine “Beyaz Türk” diyen ve “üstün millet” olduklarını ileri süren CHP’nin elitistleri, Maltepe’de ve Şişli Belediyesi’nde yaşanan grev nedeniyle iş bırakan işçiler yerine, kendi seçtikleri başkanlara sahip çıkmak için sokak sokak gezerek çöp toplamadılar mı?
Bozuların İETT otobüslerini hep birlikte iteklemediler mi?
CHP’li seçmenin sadakatine bakar mısınız?
Bırakın belediyeleri talan eden kendi başkanlarına sahip çıkmayı…
Depremzedelere hayâsızca dalga geçtikleri için tutuklanan trollere bile sahip çıkarak,
“Ya hepimizi tutuklayın ya da tutukladığınız gençleri serbest bırakın” diyerek, kendilerince bir duruş sergilediler.
“İktidarla hizalanmayı reddediyorum” diyerek, kendi ahlaksız trollerinin yanında kümelendiler.
Peki, dün Bay Kemal’e cesaret veren sözde “dindar” ağabeyler, ablalar bugün ne yapıyor?
Murat Kurum kaybetsin diye bu defa Ekrem İmamoğlu’na çalışıyorlar.
Buna itiraz eden en yakınlarını bile apar topar etraflarından uzaklaştırıyorlar…
Peki, bunca ezikliğe rağmen CHP’nin ve laikçi azınlığın gözüne girebiliyorlar mı?
Bence hayır!..
Daha dün, Aydın’ın Kuşadası ilçesinde konuşan bir despot, “Burası aydın bir şehir” diyerek, başörtülü kadınlar için “öcü öcü buralarda dolaşmalarını istemiyorum” sözleriyle nefret kusmadı mı?
“Gitsinler layık olduğu yerlerde yaşasınlar” demedi mi?
Oysa bu ülkenin asli unsuru olan başörtülü kadınlar, sakallı erkekler, layık oldukları makamlara ve mevkilere AK Parti sayesinde kavuşmadılar mı?
Ne zaman unuttuk davamızı?
Ne zamandan beri bir yemeğe belediye kasasından 6 asgari ücret ödeyen CHP’liler bize sevimli görünmeye başladı.
Ne zamandan beri..
“Buşon parası” adı altında içtiği içkinin parasını bile içinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan belediye bütçesinden ödeyen CHP’lilerin dağıttığı
“zikirmatik”lere tav olmaya başladık?
Hadi onlar…
“Boğazımıza kadar b.k içindeyiz, işte bu nedenle başımız dimdik yürüyoruz!” diyerek, her türlü skandala imza atan kendi adamlarının yanında duruyorlar…
Peki, biz onların yanında ne arıyoruz?
Ne oldu da oyumuzun rengi değişti?
Yeni Akit
Yorumlar3