Uğur Dündar daha ne kadar zıplar?
- GİRİŞ16.05.2024 08:05
- GÜNCELLEME16.05.2024 08:05
İ. Uğur Dündar…
Nam-ı diğer “hamamböceği uzmanı…”
Yıllarca fırınlarda, lokantalarda böcek arayarak, esnafa kan kusturdu..
“Türkiye’de gizli kamera ile özel hayata müdahale” geleneğini o başlattı.
Sanık avukatlarının bile göremediği ifade tutanaklarını canlı yayında açıkladı…
Hasta Hakları Yönetmeliği’ni ayaklar altına alarak hastalara ait mahrem sağlık raporlarını yayınladı.
“Gizli çekim”lerle komplo kurup, insanlara iftira attı.
“Büyücü Hoca” diye yaftaladığı Şerafettin Yardımedici, şakağına sıktığı tek kurşunla canına kıydı.
Namaz kılan öğrencileri, suç işliyorlarmışçasına günlerce ekranlara taşıdı.
İlkokul çocuklarına, ‘Köyümüzde öğretmen yok’ demeleri karşılığında para dağıttığı ortaya çıktı.
28 Şubat sürecinde yaptığı “hedef gösterme” haberleri sonucu otobüslere doluşan bir grup CHP’li, Refah Partisi Gaziantep İl Teşkilatı’na baskın düzenledi.
Yıllardır, “Türkiye’de güven denilince akla gelen ilk isim” şeklinde reklamı yapılsa da “şerefe karşı işlediği suçlar” yüzünden ceza aldı.
Sıradan insanları canından bezdiren İ. Uğur Dündar’ın ismi sık sık karanlık simalarla anıldı.
İSKİ’yi dolandıran Halil Bezmen’in hizmetlisini, Amerika’daki evinde tokatladığı için yandaşlar tarafından hâlâ “kahraman” muamelesi görse de…
Tefeci Nesim Malki cinayetinin azmettiricisi olarak yargılanan Erol Evcil’le Paris’te görüştüğü, bazı pazarlıklar yaptığı iddia edildi.
Bu iddiayı bizzat Nesim Malki cinayetinin tetikçisi Burhanettin Türkeş, DGM’ye verdiği ifadesinde söyledi.
Konuyu köşesine taşıyan İ. Uğur Dündar ise Fransa’nın Cannes kentindeki Carlton Oteli’nde bulunan Roman Polanski Suiti’ne girdiğinde, karşısına birdenbire Erol Evcil çıkıverdiğini itiraf etti.
Elbette İ. Uğur Dündar ile ilgili “karanlık görüşmeler” bununla sınırlı değil..
Dündar’ın, Susurlukçu Sami Hoştan ile yaptığı telefon görüşmeleri de iddianamelere girdi.
Alaattin Çakıcı ise TBMM Çete Soruşturma Komisyonu’na verdiği ifadede, Fransa’da tutuklu bulunduğu sırada Uğur Dündar’ın “arabuluculuk yapmak” için kendisini ziyaret ettiğini açıkladı.
Çakıcı komisyona verdiği ifadede,
“Bana Uğur Dündar’ı gönderdiler. Dediler ki; ‘Alaattin, sen milliyetçi bir adamsın. Mesut bey iktidardan düşerse, bak yine fanatik dinciler iktidara gelecek.’ Bunu da kovdum ben. Onu resmen kovdurdum” diyerek, Dündar’ı kovduğunu söyledi.
Bir döneme damgasını vuran ünlü “dolandırıcı” Selçuk Parsadan’dan bile “Abi-kardeş gibiydik” dediği ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetmenleri Bürosu Başkanlığı tarafından kazancını tam yansıtmadığı için “vergi peçecisi” ilan edilen İ. Uğur Dündar için “sözünde durmayan bir adamdır” itirafında bulundu.
Hazır “sözden” bahsetmişken…
1985 yılında verdiği bir röportajında, “Günün birinde bir kadının kucağında çocuğu ile çıkıp ‹Uğur beni iğfal etti› diyeceğinden korkuyorum” diyen ve kısa süre önce Metin Akpınar ile aynı kadınla gayrimeşru ilişki yaşadığı, hatta aynı kadından çocuk sahibi olduğu öne sürülen İ. Uğur Dündar’ın ismi yine bir karanlık olayla gündeme geldi.
“Ayhan Bora Kaplan” organize suç örgütü operasyonu sonrası bazı emniyet görevlilerinin AK Parti’ye yönelik 17-25 Aralık kumpasına benzer yeni bir girişiminde bulunduğuna yönelik iddialar üzerine, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde 3 polis müdürü görevden uzaklaştırılmıştı.
Dava kapsamında yargılanan örgütün “iki numarası” firari Serdar Sertçelik, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde yaşadıklarıyla ilgili çarpıcı iddialarda bulunmuş ve bazı polislerin baskısıyla “gizli tanık” olduğunu söyleyerek bazı AK Partili isimlerin dosyaya dahil edilmesi için polis müdürleri ve memurlar tarafından zorlandığını iddia etmişti. Sertçelik, kendisini AK Parti’nin önemli isimlerine komplo kurmaya zorladığını iddia ettiği Ankara Emniyeti’nden Organize Suçlar Şube Müdür Yardımcısı Ş.D. ile yaptığı görüşmenin kaydını da yayınlamıştı.
Tam bu sırada ilginç bir iddia ortaya atıldı.
Örgüt üyelerinden sanık Muhammet Kaplan’ın duruşma esnasında yaptığı bir açıklamada, şimdilerde firari olan gizli tanık Serdar Sertçelik’in, 15 Nisan’da Ankara Emniyeti’nde sorgu odasında Uğur Dündar ile görüştüğü…
Dündar’ın da, “Abilerinin sana söyletecekleri çok önemli, aman ağabeylerini kırma” diye tavsiyede bulunduğu iddia edildi.
Bugüne kadar isminin karıştığı her olaydan zeytinyağı gibi sıyrılmayı başaran “araştırmacı gazeteci” Uğur Dündar, iddialar sonrası yaptığı açıklamada,
“Ben Ayhan Bora Kaplan Suç Örgütü’nde adı geçen hiçbir kimseyi tanımam, hiçbiri ile en ufak bir telefon konuşmam bile olmadı. Ne yüz yüze konuştum ne de telefonla konuştum. Dolayısıyla ben benim adımın buraya karıştırılmasını, olayın Ayhan Bora Kaplan soruşturmasının sulandırılması amacıyla dahil edildiğini düşünüyorum. Bu tamamen bir tezgah, tamamen bir kurgu” demiş…
Tabii yukarıda aktardığım Uğur Dündar’ın özgeçmişini hatırlayınca şahsen ben “tatmin” oldum…
Fakat yargının ve kolluk kuvvetlerinin ikna olmaması, Uğur Dündar ile ilgili iddiaları derinlemesine araştırması gerekiyor.
Malum bir çekirge bile en fazla üç kere zıplayabiliyor.
İ. Uğur Dündar ise 53 yıldır zıp zıp, bir orada bir burada…
Yeni Akit
Yorumlar1