“Kabe’nin kapısı”ydı, dansın merkezi oluyor!
- GİRİŞ22.07.2024 08:46
- GÜNCELLEME22.07.2024 10:58
Eskiler, Üsküdar’a “Kâbe Toprağı” derdi.
Hacca giden bütün kafileler buradan uğurlanırdı.
Rumeli’de oturan ve Hacc için yola çıkan Müslümanlar, Boğaz’ı geçerek Üsküdar’a ayak bastıklarında “Kâbe toprağına ayak bastık” diyerek gözyaşlarını tutamaz ve eğilip bu toprakları öperlerdi.
Bu yüzden ecdat, Üsküdar’a abdestsiz ayak basmayı edepsizlik telâkkî ederdi.
“Hâdimu'l-Haremeyn-i Şerefeyn”, yani “Mekke ve Medine'nin Hizmetkârı” unvanını taşıyan Osmanlı padişahları da hacılarla beraber aralarında Kâbe'nin yeni örtüsünün de yer aldığı hediyeleri barındıran ve “surre alayı” denilen kervanı, Üsküdar’dan yolcu ederlerdi.
Yolculuk öncesi son toplu namaz burada kılınır, dualar burada edilirdi.
Dolayısıyla, bugün insanların telaşla gelip gittikleri Üsküdar, “Kabe’ye açılan kapı” niteliğindeydi.
Onun için ecdadımız, Üsküdar’dan başlayıp Medine’de son bulan bir demir yolu inşa ederek, Üsküdar’daki başlangıç ayağına da “harem” adını vermiştir.
Harem; Mescidi Nebevi’ye, Medine’ye atıftır.
*
Tabii Üsküdar’ın, Millî Mücadele tarihimizde de önemli bir yeri vardır.
Kuvâ-yı Milliye'ye katılmak isteyen çok sayıda vatan evladı, Üsküdar’da bulunan Özbekler Tekkesini Anadolu'ya geçişi için “merkez” olarak kullanılmıştır.
Mehmed Âkif Ersoy, Celâleddin Ârif Bey, Ali Fuad Cebesoy'un babası İsmail Fazıl Paşa ve Halide Edip Adıvar ile eşi Adnan Adıvar, hatta İsmet (İnönü) Paşa da Anadolu'ya, Özbekler Tekkesi üzerinden gitmiştir.
*
Üsküdar, İstanbul’da manevi havanın hâkim olduğu en bereketli semtlerden biridir.
“Ezansız Semtler”inden Kadıköy ne kadar dünyevi bir tablo sergiliyorsa, Üsküdar da o kadar uhrevî manzaralar sergiler.
Tarihi camilerinin yanı sıra Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri gibi “manevi bekçileri” de vardır.
“Ezan sesini duymadan, denizi, boğazı ve Kız Kulesi’ni görmeden yaşayamam” diyenlerin hala ilk adresidir.
İstanbul’un hangi semtinde olursanız olun, ruhunuz sıkılınca Üsküdar’a uğrayın, anında moraliniz düzelir.
Ayrıca bir döneme damgasını vuran “Ramazan çadırları” da ilk kez Üsküdar’da kurulmuştur.
*
İşte böyle bir huzur iklimine sahip Üsküdar, 2006 yılında ilginç bir eyleme sahne oldu.
O dönem AK Parti yönetimindeki Üsküdar Belediyesi’nin sahil, park ve benzeri yerlerde uyguladığı “içki yasağı”ndan rahatsız olan bir avuç ayyaş, Üsküdar Sahili’nde “zom” olana kadar şarap içerek protesto eylemi yaptı.
Başörtülü kadınlara “kafaları şekerleme paketi gibi” benzetmesi yaparak aklınca onları tahkir ettiğini düşünen Cumhuriyet yazarı Deniz Som’un organize ettiği eyleme ellerindeki şarap şişeleriyle katılan ayyaşlar, burada “10. Yıl Marşı”nı okuyarak güya “şeriata geçit vermeyeceklerini” söylediler.
Bu eylem aslında Üsküdar’daki manevi havanın dağılmaya ve seçmen yapısının değişmeye başladığının habercisi niteliğindeydi.
Zira 16 Nisan 2017’de yapılan “Anayasa Değişikliği” referandumunda ilk kez sahillerde içki içip “zom” olmak isteyenler Üsküdar’da galip geldi.
31 Mart 2024 yerel seçimlerinde ise Üsküdar Belediyesi, malum zihniyetin temsilcisi konumundaki CHP’ye geçti.
Seçimlerin ardından “işçi kıyımları” ve “taşınmaz satışları” ile gündeme gelen CHP’li Üsküdar Belediyesi yönetimi, meğer manevi alanda da bir “resetleme” süreci başlatmış.
Uzun yıllar AK Partili belediyelere şirinlik yapan ve bu sayede kaptığı söyleşi ve konferanslarla cebini dolduran İlber Ortaylı, dünkü yazısında CHP’nin gelmesiyle “Eski Üsküdar’ın yeninden dirilmeye başladığını” söyledi.
Meğer ecdadımızın “abdestsiz” ayak basmadığı ve “Kabe’nin kapısı” olarak gördüğü Üsküdar, malum zihniyete göre “klasik müziğin” ve imansızlık timsali olan “dansın” adeta merkeziymiş.
Seçimden önce camiden çıkmayan ve her fırsatta Kur’an-ı Kerim okuyarak mütedeyyin kesime şirinlik yapan Ekrem İmamoğlu’nun tensipleriyle Üsküdar Belediye Başkan adayı yapılan CHP’li Sinem Dedetaş, başkan seçildikten sonra tertiplediği “valslerle” ve “konserlerle” eski Üsküdar’ı yeniden diriltiyormuş
Mesela 14 Temmuz’da düzenlenen konserde “Dmitri Şostakoviç valsi” bile çalınmış.
Ortaylı’ya göre bu tip konser ve dans faaliyetleriyle Üsküdar yeniden eski kişiliğine kavuşacakmış.
Tabii!
İslam’ın yasakladığı müzik ile…
Kendi topraklarına sıçrama ihtimalinden korktuğu için Fransa Kralı'na mektup yazan Cihan Sultanı Kanuni’nin “dansa” bakış açısını düşündüğümüzde..
Belli ki CHP’nin diriltmeye çalıştığı “Eski Üsküdar”, bir hayli eskilere, Osmanlı öncesine kadar uzanıyor.
Ne diyelim…
Üsküdar’ı bu hale düşürenler utansın!
Yorumlar122