Namık Tan bu kez inandıklarını söyledi!
- GİRİŞ29.07.2024 10:38
- GÜNCELLEME01.08.2024 10:02
Namık Tan…
Bürokrat bir babanın çocuğu olarak dünyaya geldi.
1982 yılında, ABD’ye “dış politikanın değişmeyeceği garantisi” veren darbeci Kenan Evren döneminde “Hariciye”ye adım attı.
ABD’nin Irak’ı işgal ettiği Körfez Savaşı sırasında 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın özel kalem müdür yardımcılığını yaptı.
Savaştan hemen sonra Washington'aa gitti.
Türkiye'ye döndüğünde Dışişleri Bakanı Emre Gönensay ve İsmet Sezgin’in en yakınındaki isimlerden biri oldu.
Akabinde Tansu Çiller ve İsmail Cem'in özel kalemi olarak çalıştı.
Sözcülüğünü yaptığı Abdullah Gül'ü diğerlerinden ayrından Tan, onu;
“Tanıdığım siyasetçiler içinde en sıcak yüzlüsü o” diye tarif etti.
Diplomasi muhabirlerinin “Namık abisi” olarak tanınan Tan, özellikle 28 Şubat sürecinin medya ayağında yer alan “kalemşörlerle” de sıkı fıkı oldu.
Şimdilerde PKK’nın siyasi uzantısı DEM Parti milletvekili olarak Meclis çatısı altında yer alan Cengiz Çandar, 2010 yılında gittiği Washington’a ayak basar basmaz kendisini arayan Tan’dan, “Yıllar boyu sevgili bir dost oldu hep” sözleriyle bahsetmişti.
Fatih Çekirge ise sırf kendisiyle ilgili bir yanlış anlaşılmadan dolayı Namık Tan'ın Twitter'a yazdığı “Sevgili karıcığım beni affeder misin?” mesajıyla, sıkı bir yemek hazırlığı yapan eşi Fügen Tan’dan özür dilediğini gururla aktarmıştı.
Fatih Altaylı ise 2023 genel seçimlerine ilişkin bir değerlendirmesinde, “CHP listelerinde tek iyi şey, büyükelçi Namık Tan’ı görmek oldu” diyerek, dostunun seçilecek olmasından duyduğu sevincini dile getirmişti.
*
Namık Tan’ın gerçek yüzü ise Tel Aviv Büyükelçisi atanmasıyla meydana çıkmaya başladı.
Sözcülük döneminin en zor günlerini “Hamas yetkililerinin Ankara ziyareti” olarak anlatan Tan, sıra terör devleti İsrail’e gelince duyduğu muhabbeti gizleme gereği görmedi.
İki ülke arasındaki ilişkiler hakkında konuşan Namık Tan, “Meydan okuyorum. İsrail'in, bölgede Türkiye'den daha iyi bir dostu yoktur. Gidin kontrol edin” şeklinde iddialı sözler sarf etti.
31 Mayıs 2010’da yaşanan “Mavi Marmara Katliamı”nın ardından İsrail ile ilişkileri düzeltmek için yoğun çaba harcayan Tan,
“Şunu unutmamalıyız. Sadece dostlar özür diler, düşmanlar asla özür dilemez. İsrail dostluğumuza cevap vermek istiyorsa gereğini yerine getirir” diyerek, adeta Siyonist haydutlara özür dilemeleri için yalvardı.
İsrail’in özür dilemesi sonrası ise sevindirik olan Tan,
“Bu özrü, iki halk arasındaki köklü, güçlü ve tarihi dostluk getirdi ve İsrail'le Türkiye'nin ilerlemesi için kapı açıldı. Sadece gerçek dostlar birbirlerinden özür diler” ifadelerini kullandı.
Dönemin İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, “İsrail haritadan silinmeli” dediğinde ise durumdan vazife çıkaran Namık Tan, bu tarz açıklamaları tasvip etmediğini söylemekten çekinmedi.
Tan ayrıca o dönem Manavgat suyunun İsrail’e satılmasını açıktan destekledi.
Aralık 2009'da Washington Büyükelçiliği'ne atanan Namık Tan, buradaki görevinde de şaşırtmadı.
O dönem “BDP Genel Başkanı” olan ve şimdilerde terörle iltisakından dolayı tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş ve beraberindeki heyeti Türkiye’nin ABD Büyükelçiliğinde kabul eden Namık Tan…
ABD’yi ziyaret eden ve kendisine CHP’nin kapılarını açan Kemal Kılıçdaroğlu’nu ise önce Dulles Havalimanı’nda törenle karşıladı, ardından Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği Konutu’nda onuruna yemek verdi.
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu’nda sözde “Ermeni soykırımı tasarısı” geçtiğinde olan biteni seyretmekle yetinen Namık Tan, 4 yıllık görevinin ardından merkeze alındıktan sonra ise emekli oldu.
Uzun bir aranın ardından CHP’ye katılan Tan, mandacı içerikli konuşmaları yüzünden tepki çeken eski Büyükelçisi Ünal Çeviköz’ün koltuğunu kaparak “CHP’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanlığı” görevine getirildi.
Geçmişte Türkiye adına “monşerlik” yapan Namık Tan, şimdilerde CHP çatısı altında küresel emperyalistlerin ekmeğine yağ çalacak açıklamalar yapıyor.
Daha düne kadar “İsveç’in NATO üyeliği”nin kabul edilmesi için canla başla mücadele veren…
Başkan Erdoğan’ın Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile görüşmesi üzerine…
Babasının tabutunu sırtlayan Erdoğan ile Sisi’nin tokalaştığı görüntüler eşliğinde, “İlkesizliği, tutarsızlığı ve öngörülemezliği bir fotoğraf karesine sığdırabilir misin, Abidin????” şeklinde iğrenç paylaşımlar yapan ve daha pek çok skandala imza atan Tan…
Son olarak TBMM Genel Kurulu’nda önceki gün kabul edilen Somali tezkeresi görüşmelerinde Yunan ağzıyla konuşarak…
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını koruyan “Mavi Vatan” doktrinine “masal” dedi.
CHP’li Tan’ın skandal sözleri bana eski bir açıklamasını hatırlattı.
10 Aralık 2005 tarihinde, FETÖ’nün kapatılan paçavrası Zaman’a konuşan Namık Tan;
“İnanmadığınız şeyleri söylüyor musunuz?” şeklindeki soruya, “İnanmadığım şeyi de söylüyorum, başka türlü düşündüğüm de oluyor. Ama kamuoyuna katiyen yalan söylemem.” demişti.
Bu söz aslında Tan’ın hayatının özetiydi
Monşerliği sırasında “inanmadığı” şeyleri söyleyerek koltuğunu koruyan ve 1982’den 2014’te kadar Kenan Evren, Turgut Özal, İsmet Sezgin, İsmail Cem, Emre Gönensay, Tansu Çiller ve Abdullah Gül’ün en yakınındaki isim olmayı başaran Namık Tan…
Şimdi ait olduğu Cumhuriyet Partisi Çatısı altında, yalan söylemeden, eğip bükmeden kirli fikirlerini açık açık ilan ediyor.
Dolayısıyla şaşıracak pek bir şey yok!
Yorumlar17