CHP’nin yasaklarına “VPN” işlemiyordu
- GİRİŞ12.08.2024 09:00
- GÜNCELLEME14.08.2024 10:24
“Domuz etini” ve “şarabı” yasaklayan İslam’ı, “Türk milletinin geri kalmasının önündeki yegâne sebep” sayan CHP’liler, sözde “reform” adı altında benzeri görülmemiş yasaklara imza attılar.
7 Ocak 1924’te yürürlüğe giren Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile bütün okulları Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlayarak, dinî eğitim veren medreseleri kapattılar.
3 Mart 1924’te, Hilâfet ve Vekâlet-i Şeriyye’yi kaldırdılar.
8 Nisan 1924’te, Adlî Teşkilât Kanunu ile şer’î mahkemeleri lağvettiler.
25 Kasım 1925 tarihinde, Meclis’te kabul edilen Şapka İktisâsı Hakkındaki Kanunu ile din adamı dışındaki kişilerin cübbe ve sarık giymeleri yasaklandı.
30 Kasım 1925’te, tekke, zaviye ve türbeler kapatıldı. 733 tekke ve 905 türbeye aynı gün kilit vuruldu.
Türbelerin kapatılmasıyla ilgili olarak Meclis’te konuşan Sivas milletvekili
Rahmi Bey, “Hıristiyanlar tarafından aziz ve azizeler adına açılmış olan ayazmalar da yasağa dahil midir?” diye sordu.
Önergeyi veren CHP Konya Milletvekili Refih Bey “Efendim bunları kastetmedik” diyerek yasağın sadece Müslümanları kapsadığını itiraf etti.
Hamdullah Suphi ise Süleymaniye Camii’ni gezdikten sonra bahçedeki Kanuni Türbesi’ni de ziyaret etmek isteyen yabancı misafirlerine;
“Bir müddet mazi ile alakamızı kesmek istedik. Onun için türbeleri kapattık’ şeklinde hiç de komik olmayan bir bahane uydurdu.
1949 yılından Mimar Sinan’ın türbesini ziyaret etmek isteyen CHP’li Başbakan Şemsettin Günaltay bile türbenin kapalı olduğunu görünce, “Sinan’ın türbesi kapalı olur mu?” diye tepkisini gösterdi.
Neyse…
Fazla detaya dalmadan biz CHP’nin “yasak listesine” devam edelim…
01 Ocak 1926’da, Hicri ve Rumi takvimler terk edilerek Milâdi takvime geçildi.
Yine 1926’da, Müslümanların alkollü içki satması yasağı kalktı.
28 Mayıs 1927’de, kamu binalarındaki tuğralar ve Kur’ân harfleriyle yazılmış olan kitâbe ve yazıların kaldırılması kanunlaştı.
* 3 Şubat 1928’de ilk Türkçe hutbe, Yerebatan Camii’nde okutuldu.
* 3 Nisan 1928’de, "Devletin dini İslâmdır" ibaresi Anayasa’dan çıkarıldı.
* 1 Kasım 1928’deki Harf İnkılâbı ile İslâm dininin kaynağı olan Kur’ân harfleri kaldırıldı.
1 Ocak 1929 tarihinde, Arapça harflerle dilekçe yazılması ve kitap basılması yasaklandı.
9 Nisan 1931’de, Muğla Müftülüğü camilere gönderdiği resmi yazı ile tek parti yönetiminin askeri ihtiyaç bahanesiyle camilere el koyduğunu, açık kalan camilerde ise salâ okunmasını yasakladığını duyurdu.
* 22 Ocak 1932’de çıkarılan bir kanunla,ezanın Türkçe okunması kararlaştırıldı.
* 6 Şubat 1933’de ise resmî bir emirle yurt sathındaki bütün camilere Türkçe ezan okunması mecburiyeti getirildi.
1934’te çıkarılan kanunla “Hacı” demeyi bile yasaklayan CHP, “döviz yok”, “salgın var” bahanesiyle Müslümanlara Haccı yasakladı. Kaçak gidenler ise cezalandırılma korkusundan geri dönemedi.
Takvimler 1935 yılını gösterdiğinde, hafta tatili Cuma gününden pazar gününe alındı.
Aynı yıl bazı CHP’li belediye meclisleri aldıkları kararla, çarşaf ve peçenin giyilmesini yasakladı. Örneğin, Adana Belediye Meclisi 16 Mart 1935’ten itibaren peçenin ve çarşafın giyilmesini oybirliğiyle yasakladı. Bursa belediye meclisi ise terzilere peçe ve çarşaf dikme izni vermedi.
* 1937’de ise “laiklik” ilkesi Anayasa’ya sokuldu.
1938 yılında Atatürk’ün ölümü üzerine cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü’nün “Millî Şeflik” günlerinde ise “Allah” demek bile yasakladı.
Matbuat Umum Müdürü Vedat Nedim Tör, 1943 yılında gazetelere gönderdiği talimatta, “gençler üzerinde menfi tesir yapacağı” gerekçesiyle gazetelerde “Allah-peygamber kelimelerinin geçmesinin yasaklandığını” duyurdu.
Gazete ve dergiler bu dönemde toplam 44 defa kapatıldı.İnönü döneminde yasaklanan gazete sayısı ise 108 adeti buldu.
CHP’nin bir büyük günahı da “52 Nolu” genelgeydi.
8 Aralık 1978 tarihli genelge ile CHP hükûmeti ilk defa “kamu hizmetinde çalışan bütün kadın memurların başlarını örtmelerini yasakladı.”
Eğitime vurduğu darbe ile anılan Metin Bostancıoğlu da “Peygamber Efendimizin Hayatı, İslâm Tarihi, Kur’an-ı Kerim ve Kur’an İlimlerine Giriş, Fıkıh-ı Ekber, İslâm İlmihali...” gibi kaynak kitapları eğitim-öğretim açısından sakıncalı görmüştü.
“İkna odaları”, “AYM başvuruları”, “Sokak çağrıları” derken listeyi uzatmak mümkün ama biz burada keselim…
CHP’nin tüm bu “yasakçı” tutumuna yönelik örneklere rağmen…
Instagram’a “erşim engeli” getirilmesi...
Roblox’un yasaklanması…
TikTok’un kapatılmasının gündeme gelmesini bahane eden parti yöneticileri ile fondaş yazarlar büyük bir pişkinlik örneği sergiledi.
Söz konusu yasaklar üzerinden Başkan Erdoğan’a “otoriter”, “özgürlükleri kısıtlıyor”, “yasakçı” gibi ifadelerle saldırma fırsatı bulan CHP ve avaneleri..
Diğer yandan AK Parti’nin bu yüzden “siyasi bedel ödeyeceği” söylemini dillendirmeye başladılar...
Hiçbir kural tanımayan ve Şehid İsmail Heniye’ye yönelik taziye mesajlarını bile dilediği gibi kaldıran Instagram’a yönelik geçici kısıtlamayı bahane eden CHP yönetim kademesi,
“Erdoğan Türkiye'yi Kuzey Kore ve Afganistan gibi yasakçı bir ülkeye dönüştürmek istiyor” derken…
Kalemini CHP’ye kiralayan bazı kalemşörler ise eğer öne çekilmezse, 14 Mayıs 2028 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Roblox yasağından etkilenen ve şimdilerde yaşları 14’ü bulan çocukların sandıkta “Erdoğan’a hesap soracağını” yazıp çizmeye başladı.
Bir sansür merkezi gibi hareket eden Instagram ile hiçbir bilişsel aidiyeti olmayan minik çocuklara LGBTİ sapkınlığını ve pedofiliyi dayatan Roblox’a yönelik yasakların, önümüzdeki seçimde “yeni seçmen” olacak 5 – 6 milyon çocuğun oyunu nasıl etkileyeceğini elbette hep birlikte göreceğiz…
Söz konusu yasakları “VPN” sayesinde kolayca aşan gençlerin 4 yıl sonra, bugünlerle ilgili akıllarında pek bir şey saklayacaklarını düşünmüyorum.
Öyle olsa…
Bu millet etiket fiyatlarına bakıp, geçmişte dinine, diline, manevi değerlerine, hatta kimi zaman yaşamına mal olan “tek parti diktasının” bütün “yasaklarını” unutup, son seçimde CHP’yi birinci parti yapmazdı.
Dolayısıyla seçimin sonucunu yine etiket fiyatları belirleyecektir.
Yorumlar78