Ha bizdeki muhalefet ha İran’daki Şii kafası!
- GİRİŞ13.12.2024 09:30
- GÜNCELLEME14.12.2024 09:19
Suriye’deki rejim değişikliği sadece Türkiye’deki muhalefetin değil İran’ın da moralini bozdu.
Yıllarca katil Esad’ın hamiliğini üstlenen ve Suriye’de yaşananların ‘ABD-İsrail planı’ olduğunu öne süren İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, Suriye’de 13 yıl sonra gerçekleşen halk devrimi üzerinden Türkiye’yi hedef aldı.
Suriye’deki devrimin başında olan ve “Colani” olarak bilinen HTŞ lideri Ahmed Hüseyin el Şara’nın,
“Esad'a karşı tamamen kendi silahlarıyla savaştıklarını ve kimseden yardım almadıklarını” söylemesine rağmen…
Aynı saatlerde açıklama yapan Hamaney, “Suriye’ye komşu bir ülke, Suriye’de yaşananlarda bariz bir rol oynadı ve oynamaya devam ediyor” diyerek, güya isim vermeden Türkiye’yi zan altında bırakmaya çalıştı.
E!
Boşuna, “Acem Oyunu” demiyorlar.
Tarihsel derinliği hayli fazla olan ve Perslerden bu yana “diplomatik satranç” alışkanlığı ile parmak ısırtan İran’dan elbette böyle bir hamle bekliyorduk.
Çünkü Esad rejimi ile “mezhep” dayanışması içerisinde olan İran, sadece bir müttefikini değil…
Aynı zamanda ilmek ilmek ördüğü ve “Şii Yayı” olarak bilinen kazanımlarını da kaybetti.
Haliyle bu büyük zararın faturasını, birilerine kesmesi bekleniyordu.
İranlılar hakikaten tuhaf insanlar…
Somut hiçbir delil sunmadan ülkemizi suçluyorlar ama kendi çevirdikleri dümenleri görmezden geliyorlar.
Oysa kendileri, menfaatleri için ezeli düşmanları ABD ile iş tutmakta sakınca görmeyecek kadar ilkesizler.
Evet!
Yanlış duymadınız…
Bugün Suriye'deki Baas diktatörü Esad’ın yanında saf tutan ve onun devrilmesi üzerine karalar bağlayan İran…
Bundan 20 yıl önce Irak’taki Baas diktatörü Saddam Hüseyin’i devirmek için ABD ve İngiltere ile işbirliği yapıyordu.
Suriye’deki “halk devrimi” üzerinden Türkiye’yi hedef alan İran’ın dinî lideri Ayetullah Ali Hamaney ise ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin Irak’ı işgal etmesinden memnuniyet duyuyordu.
Şiiler için kutsal kabul edilen Kerbela’nın da olduğu Irak’ın toprakları Hıristiyan işgalcilerin botlarıyla çiğnenirken…
Güya “Mehdi'nin yeryüzündeki vekili” olan Ayetullah Ali Hamaney, o dönem yaptığı açıklamalarda Saddam Hüseyin’in devrilmesini “hayırlı bir eylem olarak” destekliyordu.
Saddam’ın devrilmesinden, sadece 1980'lerde İran'a saldırmasından ve bir milyon insanın ölümüne yol açmasından dolayı değil…
Tam bin yıl sonra Irak Şiilerine iktidar kapıları açılacağı için seviniyordu.
Hatta!
Irak’taki Baas rejiminin devrildiği, başkent Bağdat'ın Haçlıların eline geçtiği 9 Nisan 2003 tarihinden sadece iki gün sonra yaptığı açıklamada, Saddam döneminin sona ermesinden hiç üzüntü duymadığını dile getirdiği yetmezmiş gibi…
“Saddam İngilizlerin adamı” diyerek, Amerika ve İngilizlerin eliyle iktidarına son verilen Irak’ın devrik liderine de giderayak itibar suikastı yapıyordu.
Üstelik sadece Ayetullah Ali Hamaney değil, Şii yayılmacılığını destekleyen herkes Irak’ta dökülen kandan zevk alıyordu.
Irak’ta yaşayan Şiilerin lideri Ayetullah Ali Sistani, “Zalime karşı ABD ile birlikte olunabileceğini” belirterek, Amerikalılar lehinde, Saddam aleyhinde “işgal fetvası” veriyordu.
Irak ordusundaki Şii askerler, başkomutanları Saddam’ı yalnız bırakarak, işgalcilere alan açıyordu.
İsrail’in 27 Eylül’de Lübnan’a yönelik düzenlediği hava saldırısında ölen Hasan Nasrallah ise “Şiilerin Irak’ta neden ABD’ye direnmedikleri” sorulduğunda, “Irak’ın özel bir durum olduğunu” mazeretini üretiyordu.
O dönem İran Dışişleri Bakanı olan Kemal Harrazi de “Irak rejimi yıkıldığı için Iraklılar ve İranlıların işbirliği yapmasının zamanı” diyerek, krizi fırsata çevirmek istediklerini dile getiriyordu.
Dedikleri gibi de oldu…
Irak’ta İngiliz ve ABD ordusu ile beraber Saddam Hüseyin’i bertaraf eden bastırılmış Şii çoğunluk, Haçlılar sayesinde iktidara geldi.
Bir dönem Saddam Hüseyin’in heykelinin yer aldığı başkent Bağdat’taki “Firdevs Meydanı”na ise…
Bugün ülkemize iftira atan İran’ın dini lider Ayetullah Ali Hamaney ile İran İslam Devrimi’nin lideri Ayetullah Humeyni’nin posterleri asıldı.
Evet!
“Pragmatizmi” bir ülke politikası haline getiren ve menfaatinden başka hiçbir şey düşünmeyen İran’da maalesef oyun da siyaset bitmiyor…
“Nükleer kriz” sırasında Türkiye'nin verdiği yapıcı mücadelenin de…
İran'a yönelik ekonomik yaptırımlara karşı verdiğimiz, hatta bu uğurda yargılandığımız şanlı duruşumuzun da onlar için bir anlamı yoktur…
Hatırlayın…
İran cumhurbaşkanı Reis’inin düşen helikopterini tüm dünyanın gözleri önünde hem de canlı yayında Türk SİHA'sı AKINCI bulduğu halde…
“Enkazı Türkler değil, biz bulduk” demediler mi?
Dahası bir adım ileri giderek, AKINCI'nın yardım etmek şöyle dursun, “İran'a casusluk yapmak için girdiğini” söylemediler mi?
Siz bakmayın malum zihniyetin, yıllarca mütedeyyin kesime yönelik, “Mollalar İran’a”, “Türkiye İran olmayacak” şeklinde sloganlar atıldığına…
“Dostlarıyla birlikte” Tayyip Erdoğan’ı devirmek için her türlü kirli işbirliğini yapmaktan çekinmeyen bizdeki muhalefet ile Saddam’ı devirmek için ABD ile işbirliği yapan Şii kafası, nankörlükte ve ve ilkesizlikte tıpa tıp aynıdır…
Eğer öyle olmasalardı…
“İran-Türkiye karşı karşıya gelirse, Türkiye'ye karşı, İran safında olurum!" derler miydi?
Zekeriya Say / Haber7
Yorumlar33