Suriye’de zaten “Atatürk felsefesi” hâkim değil miydi?
- GİRİŞ16.12.2024 09:11
- GÜNCELLEME17.12.2024 08:33
Aslen Halepli olan ve 20 yaşında Türkiye’ye gelen gazeteci Hüsnü Mahalli, yıllarca “Baas karşıtıyım” dese de…
Beşar Esad iktidara geldikten sonra, hep bir ayağı Suriye'de oldu.
Bazı gazetecileri Suriye’ye götürüp Esad’la görüştürdüğü için mütareke medyası tarafından, “Baas ajanı” ilan edildi.O dönem Basın Konseyi Başkanı olan Oktay Ekşi bile “Ne idüğü belirsiz zat” diyerek, Mahalli’ye güvenilmeyeceğini yazdı.
15 Mart 2011’de, Suriye’de başlayan iç savaş sonrası, kendisine “ajan” diyenlerle birlikte zalim Esad’ın yanında pozisyon almasıyla, Mahalli birden “matah” gazeteci oldu.
“Öngörüleri çok isabetli, ne derse çıkıyor” denilerek, baş tacı edildi.
“2020 yılında Kürt devleti kurulacak” dediğinde, PKK’nın siyasi uzantısı ile aynı yatağa girenler, “Sınırımızda başkası olacağına PYD olsun. Bizim için hiçbir sakıncası yok bunun” sözleriyle bu öngörüye sıcak baktı.
Suriye ve Türkiye'de “çifte vatandaş” statüsüne sahip olan…
Güya rüyalarını Türkçe görüp, Türkçe düşünen, kendi ifadesiyle “Ben bir Türk'üm, Türkiyeliyim” diyerek yıllarca numara yapan Mahalli, elbette bunlarla yetinmedi.
Suriyeli muhaliflerin desteklenmesinden duyduğu rahatsızlık yüzünden, tek amacı mazlumları korumak olan ve kimsenin toprağında gözü olmayan ülkemize “emperyalist” yaftası vurdu.
20 Ekim 2016’da Yurt gazetesine verdiği mülakatta, “IŞİD’i kuranlar Türkiye’den girdi. Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, ABD, Fransa gibi emperyalist ülkeler para verdi.” iftirasını attı.
Akabinde, “Türkiye Cumhuriyetini terörle ilişkilendirmeye çalıştığı gerekçesiyle” tutuklandı.
Türkiye’yi kötülemek için “teröristlere yardım ettiğimizi” ileri sürecek kadar pervasızlaşan Baas artığı Mahalli, Esad’ı sevimli göstermek için ise şeytanın aklına gelmeyecek bir iddiayı ortaya attı.
Özellikle J.J. Rousseau ve Montesquieu gibi Fransız düşünürlerden etkilenen Mustafa Kemal’in, cumhuriyeti ilan etmeden bir gün önce “Fransız İhtilal tarihini” okuduğu bilindiği halde…
O dönem yaptığı bir açıklamasında;
“Atatürk, cumhuriyeti kurduğu zaman, bütün İslam dünyası örnek aldı. Fas, Tunus, Cezayir, Mısır, Libya ve İran’a kadar cumhuriyeti örnek aldılar” dedi.
Ortadoğu’da 22 tane Arap ülkesi olduğu, sözde “cumhuriyet” ile özde ise “diktatörlükle” yönetilen bu ülkelere karşı başlatılan “Arap Baharı”nın özünde “Atatürk felsefesine karşı emperyalizmin yeni bir tezgâhı olduğunu” söyledi.
“Bilumum İslamcı terör örgütü ve hayal edemeyeceğiniz kadar bağnaz tarikat, örgüt, tekke, zaviye ve şeyh. Her yerde gericilik.” diyerek, aslında halk isyanlarıyla “vasat kültürlerin egemen kılınmak istendiğini” ve “İslam coğrafyasının hızla karanlığa sürüklendiğini” öne sürdü.
“Suriye kazanırsa Türkiye kazanır. Suriye kazanırsa tüm coğrafya kurtulur” diyen Mahalli, Esad’ın desteklenmesi ve “Karanlığa dur” denilmesi çağrısı yaptı.
***
Suriye'deki Baasçılık ruhunun bizdeki Kemalizm'e çok fazla benzediğinin farkında olan ve İslam korkusu sebebiyle Nusayri Esad’ı ve onun seküler rejimini destekleyen bizdeki muhalefet ise Mahalli’nin bu çağrısına balıklama atladı.
Suriye’de olası bir “irtica” tehdidinin önüne geçmek için anında harekete geçen çapulcu zihniyet, Esad’a “Boyun Eğme” mesajı verdi.
CHP listesinden vekil seçilen bazı tipler, “Bugün Suriye'ye savaş açsak banko Esad'ı tutarım” diyerek safını belli etti.
Esad rejimine karşı savaşan Suriye’deki Türkmenlerin ana dillerinin Türkçe olduğunu bile bilmeyen dönemin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise güya “sömürgecilerle iş birliği yapmamaları” için mücahitlere “Arapça Nutuk” gönderdi.
Hâlbuki Nutuk gönderilen direnişçilerin çoğu Baas rejimi yüzünden okula gidemedikleri için ümmiydi, yani okuma yazma bilmiyorlardı.
Evet!
Kurulduğu günden bu yana “laiklik” kavramı üzerinden mukaddesat düşmanlığı yapan…
Müslümanları “mürteci” ilan eden…
Okullardan din derslerini kaldıran…
Ezanın Arapça okunmasını yasaklayarak, “Allahu Ekber” diyenleri kodese tıkayan…
Kur’an-ı Kerim’leri ve din kitaplarını toplayarak geri dönüşüme gönderen…
Ayasofya’yı müzeye çeviren…
Çok sayıda camiyi ahır ve deri deposu olarak kullanan vesayetçi CHP, şimdi de Suriye’deki Baas rejimini devirerek, halk ihtilalini gerçekleştiren direnişçilere akıl veriyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “reklam olmasın” diye gizlice gönderdiği, nedense kimsenin görmediği o Arapça “Nutuk”ların açılıp okunmasını ve Atatürk’ün örnek alınmasını tavsiye ediyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Suriye’deki yeni yönetime açık açık:
“Laikliği ve demokrasiyi benimsemezseniz ülkeniz küresel güçlerin satranç tahtası olmaya devam eder. Atatürk’ü okuyun ve o ne yaptıysa aynısını yapın” tavsiyesinde bulundu.
Muhtemelen hükümet kurulduktan sonra bir adım daha ileri giderek;
Türkiye’de görmek istemedikleri Suriyelilere, “Arap alfabesini yasaklayıp Latin alfabesine geçmelerini”, “Emevi Camii’ni müze yapmalarını” ve başlarına “şapka” takmalarını da salık verirler…
Şaka bir tarafa…
Hüsnü Mahalli gibi bir “Baas aşığına” inanıp, yıllarca Esad güzellemesi yapan CHP’lilere şunu hatırlatmak istiyorum.
İyi de abi…
27 Kasım’da başlayan direnişe kadar Suriye’de zaten “Atatürk felsefesi” hâkim değil miydi?
Slip donlarıyla poz veren ve koltuk altı kıllarını bile kesme gereği duymayan göz doktoru Beşar Esad da bu felsefeden etkilenip, “tam bağımsız” ve “anti-emperyalist” bir rejim inşa etmemiş miydi?
Yıllarca işte bu rejim yüzünden her türlü işkenceye maruz kalan ve vatanından edilen Suriye halkı ne diye sizin tavsiyenizi dinlesin?
Bu arada!
Her fırsatta Esad’ın “Atatürk’ten esinlendiğini” ve “anti-emperyalist”bir lider olduğunu iddia eden Hüsnü Mahalli dün ne yapsa beğenirsiniz?
Hiç utanmadan, “Rus lider Putin’in, Suriye’nin devrik Devlet Başkanı Beşar Esad’ı sattığını” söylemiş.
Anlayacağınız CHP’lilerin “Atatürk’ü örnek alıyor” diye sahiplendiği Esad’ın “bağımsızlığı” da sahteymiş!
Zekeriya Say / Haber7
Yorumlar35