‘Fetih Suresi karın doyurmuyorsa’ o kazları nasıl yediniz?
- GİRİŞ06.01.2025 08:27
- GÜNCELLEME07.01.2025 09:05
“Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’an denir” diyerek, hâşâ Kur’an’ı Kerim’in Allah kelamı değil de Peygamberin uydurması olduğunu öne sürdüler.
“Peygamber'in Medine'de koyduğu âyetler bizi alâkadar etmez” diyerek, Kur’an’la işlerinin olmadığını ilan ettiler.
“Bizim yalancı Muhammed’e ve onun uydurduğu Tanrı’ya ihtiyacımız yok” dediler.
Mevcut Kur’an-ı Kerim’leri ve din kitaplarını toplayarak geri dönüşüme gönderdiler.
Gizlice Kur'an okuyanları ve okutanları “cürm-ü meşhud” mahkemelerinde yargıladılar.
“İslâm 14 asırlık sakat bir inançtır. İslâmiyet ilerlemeye engeldir. Bu dinle yürünmez, mahvoluruz” diyerek, İslam’ın kökünü kazımaya ahdettiler.
“İslamiyet denince aklımıza çorap kokusu gelir” sözleriyle, dinimizle dalga geçtiler.
“Din zehirdir. Bu milletin kafasından din fikrini sökmek için bize daha otuz sene lâzım” diye İslam’ın kökünü kazımak için mühlet biçtiler.
Ülkede namaz kıldıracak “imam”, cenaze yıkayacak “gassal” kıtlığı başlayınca,
“Allah’ı da, Sultan’la birlikte tahtından indirdik” diye övündüler…
*
Kurulduğu günden beri milletin mukaddes değerleriyle kavgalı olan işte bu CHP’nin yöneticileri, İslami değerlere saygılı olan ve dinini yaşamaya çalışan rakiplerine de etmediklerini bırakmadılar.
Mesela!
Merhum Adnan Menderes’i idam sehpasına götüren süreç, ezanı aslına çevirmesiyle başladı.
“Dindar cumhurbaşkanı” Turgut Özal’ın, Bayram namazı kılmasını, Cuma namazını kaçırmamasını, Hacca gitmesini eleştiri konusu yapan da…
Özal’a, "Takunyalı" gibi seviyesiz bir lakap takan da onlardı.
Merhum Necmettin Erbakan Hoca’ya “Yeşil tespihli şeytan’’ diye hakaret eden CHP’nin bizzat ikinci adamıydı.
Kur’an ile büyüyen ve Kur’an ile yaşayan Başkan Erdoğan’a, “Kenan Evren gibi Kur'an'ın istismarını yapıyor” diyen de yine CHP’nin yöneticileriydi…
*
Fakat aynı CHP’liler sıra seçmeni kafeslemeye gelince, kendilerini “dindar” göstermekte sakınca görmediler.
İslam’la her zaman kavgalı olan…
1930’ların sonundan 1948’e kadar okullarda din derslerini tamamen kaldıran…
1950 seçimlerine giden süreçte mütedeyyin seçmenin oyunu almak için, “Paşam n’olur, kürsüdeki konuşmalarınız sırasında bir defa Allah deyin!” şeklinde yalvaran partililere,
“Dedik ya canım! Kürsüden inerken Allahaısmarladık demedik mi?” sözleriyle cevap verem İsmet İnönü bile “dindar” gösterilmekten kurtulamadı.
CHP’liler, “Milli Şef”leri İsmet’in “Gösteriş olmasın diye Cuma namazını evinde tek başına kıldığını” öne sürdüler.
Aynı zihniyet, eşinin başörtüsünden dolayı Başkan Erdoğan'ı, “Sakın ha Cumhurbaşkanı adayı olma! Sakın ha olma!” diye tehdit eden CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ı da Kudüs ziyareti sırasında, “Haremüşşerif”te kıldığı tek bir vakit namazı üzerinden yıllarca samimi bir Müslüman olarak lanse etti.
Çocukluğunda gittiği Kur’an kursunda “Ayet-el Kürsi’yi en hızlı kendisinin ezberlediğini” söyleyen ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olduğu dönemde, “15 yaşımdan beri her gün cuma namazı kılıyorum. Bu gizli saklı bir şey değil” diye övünen Muharrem İnce…
Eğer mübarek Ramazan ayında, hem de gündüz vakti bira içerken yakalanmasaydı, arkasından hiç kimse kötü konuşamazdı…
Bir dönem başörtüsü özgürlüğüne karşı çıktığı ve Allah’ın emri tesettüre “bez parçası” diye hakaret ettiği halde…
Siyasete girmeden önce “Umreye gittiği” öne sürülen ve gösteriş olmasın diye bunu herkesten gizlediği iddia edilen…
86 yıl sonra ibadete açılan Ayasofya'da kılınacak ilk cuma namazına kendisini davet eden Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın namaz davetini; “İbadetin kameralar önünde gerçekleştirilmesini hiçbir zaman doğru bulmadığını belirterek” geri çeviren Konya eşrafından Seyyid(!) Kemal Kılıçdaroğlu ile…
Seçimden önce cami cami dolaşıp, Kur’an okuduğu halde,
“Ben camide Kur’an okumam. Tümden bir anlık meseleydi. Eve geldiğimde ilk fırçayı eşimden yedim, ‘Demedik mi inancımızı siyasete alet etmeyeceğiz” sözleriyle, bir anlık gaflete düştüğünü söyleyen ve kendisini “İyi bir Müslüman olma arzusunda bir insan” olarak tarif eden İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun nasıl dindar(!) olduklarını zaten biliyoruz…
*
Fakat Özgür Özel başka…
Diyanet’in 4-6 yaş Kur’an Kursları için “ortaçağ zihniyeti” ifadelerini kullanan…
TBMM’de yapılan tadilat sırasında Ali İmran Suresi’nin 159. ayetinin yazılı olduğu tablonun Meclis duvarına asılması üzerine deliye dönen Özgür Özel’in “Genel Başkanlık” koltuğuna oturmasıyla CHP yeniden fabrika ayalarına döndü…
Daha önce,
“Anadolu’da, komşusunun yaşam tarzına karışmayan, kendi içtiği iki dubleyi günah saymayan, yılbaşında oynadığı tombalayı günah saymayan bambaşka bir Anadolu Müslümanlığı anlayışı vardır” diyerek kendi meşrebince bir Müslümanlık tarifi Özgür Özel…
Dün de Erzurum’da partililere hitaben yaptığı konuşmasında,
“Bu millete Fetih sureleriyle karın doymadığını söylemek, anlatmak, boynumuzun borcu” diyerek, Türkiye'nin Suriye politikasını eleştireyim derken içinde bastırdığı nefreti boca etti.
Böylece, “efendi, uzlaşmacı, barışçı” ve “diyalogcu” bir portre çizen Özel’in aslında diğer CHP liderlerinden hiçbir farkı olmadığını, bilakis yalandan da olsa takiyye bile yapamadığını tüm Türkiye görmüş oldu.
İşin tuhaf yanı ise…
Özgür Özel bu ifadeleri kullanmadan birkaç saat önce…
Aralarında CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile eski milletvekili Aykut Erdoğdu’nun da yer aldığı CHP heyeti, güya 110 yıl önce Sarıkamış’ta Fetih Sureleri eşliğinde ölüme yürüyen şehitleri anmak için gittikleri Kars’ta, “Kaz eti” ve “rakı” eşliğinde söylenen şarkılarla sabaha kadar eğlenmişlerdi.
Akşamdan kaldıkları için de şehitlerimiz için yapılan yürüyüşe son anda yetiştikleri öne sürülmüştü.
Demek ki neymiş?
Fetih Suresi doğrudan karın doyurmasa bile okunan bu surelerle ölüme yürüyen şehitler sayesinde karınlar dilediğince doyuyormuş!
Ne diyelim…
İnşallah, ellerinden Kur’an-ı Kerim düşmediği halde “değişti” bahanesine sığınarak CHP’ye oy veren dindar abilerin, ablaların gözleri açılır da bu “kötücül” zihniyeti bir daha oylarıyla başımıza bela etmezler!
Zekeriya Say / Haber7
Yorumlar206