Mansur Yavaş…

Gazete bayii çalıştıran ve sattığı günlük 500 adet gazeteden elde ettiği gelirle evini geçindiren Ahmet Sadık Bey ile eşi Havva Hanımın 5 çocuğundan ikincisi olarak dünyaya geldi.

Siyasete ilgisi gençlik yıllarında tanıştığı “Ülkü Ocakları” ile başladı.

Ailesinin kıt imkânlarına rağmen okuyup avukat oldu.

Ülkücü hareketin çeşitli kademelerinde görev alan Yavaş, sıkı bir komünizm karşıtıydı.

1980 öncesi komünizm heveslisi gruplarla çetin bir mücadele içerisinde olan Yavaş, o günlerden bahsederken;

“Komünizm insanlara mutluluk değil, açlık sefalet ve fuhuş veriyor. Bizler 80 öncesi hiçbir şey yapmadıysak, bu uğurda ölerek memleketi komünist yapmadık. Analarımızın bacılarımızın komünizm yüzünden nataşa olmalarını önledik” ifadelerini kullanıyordu.

İşte bu hararetli nutuklar sayesinde MHP’den Ankara Beypazarı Belediye Başkanı seçilerek, iki dönem başkanlık yaptı.

Bazıları onun için “mucizevi başkan” güzellemesi yapsa da Yavaş’ı yakından tanıyanlar, “10 yılda Beypazarı’nda bir tuvalet bile yapamadığını” söylüyordu.

Türkiye ise Mansur Yavaş'ı 2009 yerel seçimlerinde, MHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak tanıdı.

Seçimlerde aldığı yüzde 26,9'luk oyla yıldızı parlayan bir siyasetçi oldu.

12 Haziran 2011 seçimlerinde MHP'nin Ankara milletvekili adayı olmasına kesin gözüyle bakılırken, MYK Üyesi sıfatıyla, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye hitaben yazdığı mektupla bir anda dikkatleri üzerine çekti.

Engin Alan başta olmak üzere Ergenekon davasıyla ilişkilendirilmiş isimlerin MHP’den aday gösterilmesine karşı çıkan Yavaş, parti yönetiminde söz sahibi olan isimler yüzünden “ülkücülüğün genlerin uzaklaştırıldığını” savunuyordu.

Milliyetçiliğin muhafazakârlıkla iç içe olduğunu, milletin değerleri ve maneviyattan uzaklaşmanın partiyi özünden koparacağını savunan Yavaş…

Bir adım ileri giderek, Devlet Bey’i “MHP’yi CHP’ye benzetmekle” suçluyordu.

MHP hiçbir zaman CHP olmadı ama bu mektup Yavaş’ı “CHP’li” yapacak süreci başlatmış oldu.

2014 yerel seçimlerde yeniden aday gösterilmediği için MHP’den istifa ederek, bir dönem nefret ettiği CHP’ye geçti ve 2019 yılında ABB Başkanı seçildi.

MHP’de siyaset yaptığı süreçte, Devlet Bahçeli’yi manevi değerlerden uzaklaşıp, “CHP’lileşmekle” suçlayan Mansur Yavaş, “başkan” olduktan sonra değme CHP’lilere taş çıkarmaya başladı.

Görevdeki ilk iki icraatı “heykel yıkamak” ve sözde bir sanatçıya ait ucube bir heykeli Ankara’ya dikmek oldu.

Akabinde, “Cumhuriyet tarihinin en önemli eğitim mirası” diyerek, Sovyet zihniyeti ile müfettiş yetiştirmek için açılan “Hasanoğlan Köy Enstitüsü”ne sahip çıkarak, hayata geçirmek için kolları sıvadı.

Oysa…

26 Aralık 1952 tarihli TBMM tutanaklarında, CHP’li Yavaş’ın ihya etmek istediği “Hasanoğlan Köy Enstitüsü”nün eğitim müktesebatına ait şu tüyler ürperten ifadeler yer alıyordu:

“Aile kudsiyeti saçmadan başka bir şey değildir. Senin karın, benim karım diye tabiat bir şey ayırt etmemiştir. Bunları ortadan kaldıracak elemanlar biziz. Son varılacak nokta; vatan, sınır kavgaları atılarak aile ve memleket diye bir şeyin tanınmadığı, bütün insanların kardeş olarak yaşamaya çalıştıkları bir merkezdir. Bunun için yapacağımız iş, hükümeti devirerek yerine geçmek, Komünistliği ilan etmektir. Biz hâlâ bu rejimi (Komünizmi) kabul ettiremiyor isek bu, o rejimin kötülüğünden değil, bizim kafalarımızın geriliğindendir. Okul siyasetten ayrı değildir. Okul içinde her türlü siyasetle meşgul olunur.”

Evet!

Amaca giden yolda her şeyi mübah gören ve milliyetçilik geçmişini bile tek kalemde silerek değme CHP’lilere taş çıkaran Mansur Yavaş, şimdi de siyaset yaptığı CHP üzerinden cumhurbaşkanlığına göz dikmiş durumda.

Yavaş’ın bu koltuk hırsından en çok rahatsız olan ise kendisi gibi bir “muhteris” olan ve siyasete Anavatan Partisi’nde başladığı halde kapağı CHP’ye atarak İBB koltuğuna oturan Ekrem İmamoğlu…

İki “devşirme” CHP’li, şu sıralar sessiz ama derin bir rekabete tutuşmuş vaziyetteler.

Özgür Özel ise safını açıkça belli etmiş durumda.

“Şu anda takımda iki forvet var. Biri Mansur Yavaş, diğeri Ekrem İmamoğlu” diyerek kendisini “Teknik direktör” olarak kabul eden ve “Günü geldiğinde arkadaşlarımızdan biri cumhurbaşkanı adayı olacak” diyerek oyalama taktiğine başvuran Özgür Özel, her “Penaltıyı” koltuğunu borçlu olduğu Ekrem İmamoğlu’na kullandırıyor.

Saraçhane Medyası’nın servis ettiği Yavaş’a yönelik konser skandalında net tavır almadığı gibi geçtiğimiz günlerde patlak veren “tabut” vurgununda da ağzını açmadı.

İmamoğlu da daha bir hafta önce “pışık” diyerek Mansur Yavaş’ın hiç çalışmadan koltuk hayali kurduğunu ima ederek, rakibine gol attı.

Sürekli “erken seçim” vurgusu yapan İmamoğlu-Özel ikilisi…

Şimdi de aralarında CHP’li Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın da bulunduğu 47 şüpheliye yönelik “yolsuzluk operasyonu” sonrası birlikte hareket ederek, Yavaş’a mesaj veriyor.

İkili ilk açıklamayı Ankara’da yaparken, Yavaş’ın toplantıda olmaması dikkat çekmişti.

Dün de operasyona tepki olarak Beşiktaş Belediyesi önünde düzenlenen mitingde Özel ve İmamoğlu ön saftaydı.

İlk konuşmayı CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in yaptığı mitingde, sadece Ekrem İmamoğlu ile Özgür Özel yandaşlarına hitap ederken…

İmamoğlu’nun konuşmasının ardından miting otobüsüne alınarak söz hakkı verilmeyen Mansur Yavaş ve diğer CHP’li büyükşehir belediye başkanları, adeta “konu mankeni” olarak kullanıldı.

Hatta Yavaş’ın, İmamoğlu’nun ekibi tarafından konuşturulmadığı yönünde yorumlar yapıldı.

İşin ilginç yanı ise…

Özel ile İmamoğlu ikilisi, 7 Ekim 2024’te gerçekleşen tüzük kurultayında da Yavaş’ı “konuşacaklar” listesine dahil etmemişti.

Konuşma yapacağı bilgisi kendisine sadece 1 saat önceden verilmesine kızan Yavaş da bu duruma tepki göstermişti.

Dahası…

Beşiktaş’a miting hazırlığı sürerken, aynı saatlerde gazete bayii Ahmet Sadık Yavaş’ın oğlu Mansur Yavaş’ın Ankara Çayyolunda 8 odası, 9 banyosu ve 1 salonu olduğu öne sürülen 350 milyon değerinde bir malikânesi olduğu iddiası ortaya atıldı.

Hasılı!..

Mansur Yavaş, CHP’li olmak için inandığı bütün değerleri ayaklar altına alıp, geçmişte sarf ettiği bütün o sözleri sineye çekse de…

CHP’nin ona reva gördüğü yer en fazla miting otobüsünün üzerine çıkmak…

Ağzıyla kuş tutsa da İmamoğlu varken o penaltı topuna hiçbir zaman vuramayacak!

Zekeriya Say / Haber7